Enez Ayasofya Cami-i Şerifi, Doğu Roma İmparatorluğu tarafından inşa edildiği tahmin edilen bir yapı. Fatih Sultan Mehmet’in Enez'i fethetmesiyle camiye çevrilmişti. Sonraki yıllarda yaşanan deprem sonucunda kullanılamaz duruma gelen tarihi cami için Kültür ve Turizm Bakanlığımızın destekleri ve Vakıflar Genel Müdürlüğümüz eliyle restorasyon çalışmalarına başlamıştık. Nihai olarak hassasiyetle sürdürülen çalışmalarımız tamamlandı.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Bugün artık bu topraklarda savaş yok. Bu topraklar huzurun, güvenin ve barışın toprakları olmuştur. Tarihi Alan Başkanlığı olarak Gelibolu Yarımadası'nda, Çanakkale destanının yazıldığı bu topraklarda ecdadımızdan bize yadigar kalan ne varsa restore edip, ayağa kaldırıp ziyarete açmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Orhun Abideleri'ni de Bosna'daki eserleri de ihya eden Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Dünyanın çeşitli yerlerinde Selçuklu'nun, Osmanlı'nın bizlere miras bıraktığı eserleri korumak da boynumuzun borcudur. Bu eserin restorasyonunda emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Caminin süsü cemaatidir, inşallah bu camimizin cemaati bol olur.
Fatih yedi dil biliyordu. Siyasi çalışmalarında gerekliydi o. Keşke Fatih, bir tefsiri de baştan sonra okumuş olsaydı.
1960'lı yıllardan beri ülkesinden uzak kalmış olan Kybele heykeli artık ait olduğu topraklara, vatanına gelmiştir. Eserin iade süreci bir İsrail vatandaşının, 2016 yılında Roma Dönemi'ne ait bir Kybele heykelini yurt dışına ihraç edebilmek için kendi ülkesinin makamlarından izin talebinde bulunması ve İsrail makamlarının, eserin fotoğrafını ülkemize ileterek kökeni hakkında bilgi talep etmesiyle başlamıştır. İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü uzmanları Feza Demirkök ve yakın zamanda müzemizden emekli olan Şehrazat Karagöz bu heykelin Afyonkarahisar’da, 1964 yılında bulunmuş olan ve halihazırda Afyonkarahisar Müzesi'nde sergilenen 'Kovalık Eserleri'yle tipolojik benzerliğini tespit etmişlerdir. Değerli mesai arkadaşlarıma titiz çalışmaları için buradan bir kez daha teşekkür ediyorum.
Evlat, kardeş katli ümmetin selameti için ihtiyar olunmuş, ailenin fedakârlığıdır. Fatih kardeşini öldürdü, emzikte çocuğu. Bu kolay bir iş değil, alkışlıyorum.
Fatih o dönemde dünyanın tanınan her yerini alacaktı gibi geliyor bana. Aklında bu vardı yani. O bakımdan Büyük İskender’den pek farklı değil. Büyük İskender Doğu’ya baktı ama Fatih’in gözü hep Batı’daydı. Herhalde 10 sene daha tahtta kalsaydı İngiltere’ye kadar hepimiz Müslüman olacaktık.
Fatih Sultan Mehmet 21 yaşında İstanbul’u fethediyor. Çağ açıp çap kapatıyor. Bizimkiler 21 yaşında evin yolunu bulamıyor.
Her türlü tüketim kuvveti yok etmeye çalışsa da yani yangın, sel, kötü kullanma, yakma, yok etme, yurt dışına götürme, insanların alması gibi nedenlere rağmen Türkiye hala bir yazma kitap cennetidir. Eski kitaplar, İstanbul'un, büyük Anadolu şehirlerinin yazma kitabı, nadir kitaplar asla tükenmez. Benim ulaşamamamın ya da bulamamamın sebebi, bu işlerin heveslilerinin çoğalması. Çünkü bazen müzayedelere katılıyorum, pey veriyorum ve alamıyorum. Yani almak isteyen çok var.
UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listelerine kaydettirdiğimiz 21 unsur ile en çok kültürel değer kaydettiren ilk 5 ülke içinde yerimizi almış bulunuyoruz. Çok kısa bir süre önce 15 Aralık 2021'de Hüsn-i Hat'ın UNESCO'ya kaydettirilerek insanlığın ortak mirası ilan edilmesi de bu kapsamda son derece önemli bir adım olmuştur.
Ben bir hazinenin üzerinde oturuyorum. Kim olduğumuzu unutmayıp kendi hazinemize sahip olmamız gerekiyor diye düşünüyorum.