Eğer bu savaşın olumlu bir sonucu varsa, o da Avrupa Birliği'nin (AB) genişlemesi ihtiyacının çok net bir şekilde ortaya çıkması. Rusya'nın Ukrayna'da yürüttüğü savaştan en çok etkilenen üç ülkenin, barış, güvenlik ve refah için tek araç, tek olasılık ve tek uzun vadeli garanti olarak gördüğü üyelik için derhal başvuruda bulunmaya karar verdiğini gördük. Dolayısıyla Avrupa Birliği'nin uzun vadede barış, güvenlik ve refahı tesis etmek istiyorsa genişlemeye devam etmesi gerektiği artık son derece açık; zira Birliği çevreleyen bölge, Birliğin bir parçası olmazsa, bu bölgedeki kırılganlıkların daha da kötüleşeceği şüphe götürmez. Bu nedenle, bu savaşın bize, Avrupa Birliği'ne Batı Balkanları entegre etmenin çıkarımıza olduğunu gösterdiğini düşünüyorum.

Benzer Sözler

Türkiye'nin AB'ye üyelik süreci aslında hiçbir zaman kapanmadı. Atışmaları bir kenara bırakırsak, Türkiye’deki bazı siyasi olaylar, Avrupa Birliği’nin bütünün de tereddütlere yol açtı. Bu üyelik mevzusunda Avrupa hep birlikte karar verecek. AB’de de birçok konuda pek çok bölünme oluyor ve böyle olduğunda da içeriden ve dışarıdan eleştiriler gelmeye başlıyor.

Türkiye bütün diplomatlar için son derece ilginç bir ülke ama benim için çok daha özellikli... Bir geçiş döneminde. Liberal ve modern anlamda geçiş sürecinde olan ülkeler beni daha çok çekiyor. Avrupa Birliği’ndeki kariyerim bana şunu gösterdi; AB entegrasyonu, aday ülkeler açısından değişimin motoru işlevi görüyor. Daha önce Doğu Avrupa ülkelerinde de bunu gözlemlemiştim. Türkiye’de değişimin sancıları yaşanıyor. AB süreci de nefretle coşku arasında gidip geliyor.

AB’nin Hırvatistan dahil her türlü yeni üyeyi kabul etmesine karşı çıkıyoruz. Her şeyin ötesinde, Türkiye’nin üyeliğine hayır diyeceğiz. Türkiye bir komşu olabilir, ama ailenin bir parçası olamaz. Ordu olmasa, Erdoğan’ın partisi sayesinde, İslamcılar ülkeyi yönetirdi. Türkiye’nin üyeliği AB’nin içine Müslüman bir Truva atı girmesi ve Suriye, İran gibi suçlu devletlerle komşu olmamız anlamına gelir.

Bugün biz Avrupalılar, tehditler ve risklerle dolu bir dünyada ortak çıkarlarımızı korumak için ortak bir strateji belirlememiz gerekiyor. Yani Avrupa'ya yönelik tehditleri tespit eden ve kolektif seçimlerimizi, yönelimlerimizi, arzularımızı belirleyen, savunma ve güvenlik üzerine bir Avrupa stratejik pusulasını Mart ayında tamamlamayı umuyoruz. Temelde Avrupa için yeni çatışma alanları olan deniz alanı, uzay ve siber güvenlik konularında örgütlenmemizi tanımlamalıyız.

Türkiye; barış, huzur ve istikrarın bir insan hakkı olduğu görüşündedir. Bu nedenle Rusya ile Ukrayna arasındaki tarafımız kesinlikle barışçıl çözümdür. Akan kanın durması arzumuzdur, silahların susması arayışımızdır, diplomatik müzakerelerin hakimiyeti beklentimizdir. Çatışmanın sonu yoktur, savaşın sonucu yoktur. Paylaşılamayacak hiçbir şey yoktur.

Rusya ile savaşta değiliz. Rusya, Ukrayna ile savaş başlattı. Ukrayna, AB'nin yakın bir ortağı ve dostudur. Bu yüzden ona birçok farklı şekilde yardım ediyoruz. Her şeye rağmen aynı anda Rusya ile iletişim kanallarını açık tutmaya çalışıyoruz.

Türkiye ve İspanya önemli kapasiteleri olan ve her alanda olumlu yönde ilerleyen ilişkilere sahiptir. Ticaretten üst düzey toplantılara kadar her parametrede benzersiz bir şekilde yüksek seviyelerdeyiz. Avrupa, Türkiye ile başlar, İspanya ve Portekiz'e kadar uzanır. Avrupa'nın sağlığı, komşularının sağlığı için gereklidir. Bu bağlamda Türk-İspanyol ortaklığı, Avrupa, transatlantik alanı ve kıtamızı çevreleyen geniş alan için NATO ve Avrupa Birliği işbirliği ile hayati önem taşımaktadır.

Uzun bir süreç söz konusu. TSK, dinamik bir yapı içinde. Kendi teşkilatımızı ve personel mevcutlarımızı sürekli sorgulayan, uzun vadeli insan yetiştirme planları olan bir kurumuz. Bunlar gündeme gelmeden özellikle Batı sınırlarımızda birliklerimizi azaltmıştık. Bu yeni süreç de sadece sınır birlikleri açısından değil, TSK'nın insan gücü yetiştirme planlarında mutlaka dikkate alınacaktır.AB'nin kendine göre kuralları var, bu müktesebat kapsamında çalışmalar yapılıyor. Bu yapının kurulması demek, TSK ve diğer emniyet güçlerinin tamamen bu işten ayrıldığı anlamında değil. Devletin bütün kurumları birbiriyle işbirliği içinde faaliyetlerini sürdürecek. TSK'nın tamamen arınması söz konusu değil, gerektiği zaman sınır birliklerine yardım edeceğiz. Çünkü konu, doğrudan güvenlikle ilgili bir konu. AB müktesebatında da bu tür faaliyetlerden bizi alıkoyan herhangi bir madde veya anlayış yok.

Koyunlarım sesimi işitir. Ben onları tanırım, onlar da beni izler. Onlara sonsuz yaşam veririm; asla mahvolmayacaklar. Onları hiç kimse elimden kapamaz. Onları bana veren Babam her şeyden üstündür. Onları Baba’nın elinden kapmaya kimsenin gücü yetmez. Ben ve Baba biriz.

Fransızlardan hayır yoktur. Verdikleri yeni projelerde yeni ağır şartlar ileri sürdüler... Fransızlar ya bizim sulh yapmamızı istemiyorlar veya hem bize fenalığı yapmanın hem de yüzümüze gülerek hazmettirmenin kabil olduğuna inanıyorlar... Fransızlar, İngilizlerden daha fazla aleyhimize döndüler!

“Mösyö Montagna, bana bak, ben protesto bilmem” dedim. “Ne bilirsin?” diye sordu. “Böyle protesto ettin mi, ben bir saat sonra muharebeye tutuşuyoruz, deyiveririm” cevabını verdim. Beni protesto eden bu adam derhal ciddiyetini bıraktı: “Şimdi muharebe lafını nereden çıkardın?” dedi. Bunun üzerine şöyle konuştum: “Ben bütün ömrümde emir aldım ve emir verdim. Bunun dışında protestoydu, cilveydi, böyle şeyleri bilmiyorum” dedim.

Liste
Yükleniyor…