Eğer bir kimse dünya malına sahip olur da kardeşini ihtiyaç içinde görüp şefkatini ondan esirgerse, o kimsede Tanrı'nın sevgisi nasıl yaşar?
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Beni romantik diye aşağılamayacak kadar sağduyu sahibi, bana zihnimi düzene sokmaya yetecek kadar şefkat besleyen bir dosta inanılmaz ihtiyacım var.
Kediler, o özlem duyduğumuz şefkat hissini yaşamamıza izin veren hayvanlar. Çok sempatik, yumuşak ve sevgi dolu bir hayvan. Benim tamamıyla, uzman olmayarak, düşündüğüm bir şey ama özellikle erkeklerin, o şefkati kedilerden görmeleri durumu buna bağlıyorum. Kedilere bakan kişinin, bir işe yarayabilme ihtiyacı da var.
Bazen ârif kişi ihtiyacını Allâh’a bile arz etmekten hayâ eder. Çünkü onun takdiriyle yetinmektedir. Bu böyleyken Allâh’ın kullarına nasıl olsun da arz-ı ihtiyaç etsin.
Üstüne ilâhî mevhibelerin yağmasını istiyorsan, fakir ve ihtiyaç hâlini ıslah et. “Sadakalar ancak fukara içindir.” (et-Tevbe, 60)
Annem Âmine'den sonra, annem benim Ümm-ü Eymen'dir; Ümm-ü Eymen benim ailemden kalan yâdigârdır.
İnsanlar birbirlerine yahut haksız mala, meşru olmayan paraya veya rütbe ve mevkilere yiyecek ve içeceklere ibadet ediyorlar da, Allah’a ibadet ediyoruz sanında bulunuyorlar.
Hakiki dost Allah gibi mahrem olmalıdır. Dostun çirkinliklerine, hoşa gitmeyen hallerine tahammül etmeli, hatasından incinmemelidir. Dosttan yüz çevirmemelidir, dosta itiraz etmemelidir. Nitekim rahmeti bol olan Allah kullarının ayıplarından, günahlarından, noksanlarından dolayı onlardan yüz çevirmez. Tam bir inayet ve şefkatle, onlara rızkını verir. İşte garazsız, ivazsız dostluk budur...
Üzgünüm ama ben bir imparator olmak istemiyorum. Bu benim işim değil. Kimseyi yönetmek ya da fethetmek de istemiyorum. Herkese yardım etmek istiyorum. Yahudi, Yahudi olmayan, siyahi, beyaz. Hepimiz başkalarına yardım etmeliyiz. İnsanlık böyle başlar. Biz birbirimizin mutluluğu için yaşamayı isteriz, kötülüğü için değil. Biz birbirimizin mutluluğu için yaşamayı isteriz, üzüntüsü için değil. Bu dünyada, herkes için yer vardır, yeryüzü zengindir ve bunu herkes paylaşabilir. Yaşam tarzımız özgürlük ve güzellik olmalıdır. Ama biz yolumuzu kaybettik. Açgözlülük insan ruhunu zehirledi, dünyayı nefretle kuşattı, bazıları bizi üzüntü içinde bıraktı. Hızlı geliştik ama bu sırada kendimize de zarar verdik. İstediklerimizi elde etmek için makineleri kullandık. Bilgimizi olumsuz, zekamızı sert ve kaba kullandık. Çok fazla düşündük ama çok az hissettik. Makinelerden çok, insanlığa ihtiyacımız var. Zekadan çok şefkat ve kibarlığa ihtiyacımız var. Bunlar olmadan yaşam şiddet dolu olur ve her şeyi kaybederiz.
Şiir yazmak benim için bir eğlence olmak şöyle dursun, bir ihtiyaç, bir zaruret, adeta yaşamamın sebep ve hikmeti. Bugün, 'Yarın öleceksin.' deseler, yegane üzüntüm, dünyada bırakacağım sevdiklerimle yazamadığım eserlerimdir.
Ümit, benim ruhumun zarurî ihtiyaçlarındandır. Bir nebat nasıl gıdasız, havasız ve ziyasız duramazsa, benim ruhum da ümitsiz yaşayamaz.
Birisi, İmam'ın huzurunda: "Allah'ım, beni kullarına muhtaç kılma." dediğinde şöyle buyurdu: "Öyle değildir. Çünkü insanlar birbirlerine muhtaçtır"; fakat sen şöyle de: "Allah’ım beni kötü kullarına muhtaç kılma."
Türkiye'de siyaset de iyi değil. Sayın Ecevit’in 1985’te yazdığı DSP programının özüne uygun ama bugünün ihtiyaç ve gerçeklerini de gözeten bir siyasete ihtiyaç var.
Işıkta olduğunu söyleyip de kardeşinden nefret eden hâlâ karanlıktadır. Kardeşini seven, ışıkta yaşar ve başkasının tökezlemesine neden olmaz.
İnsanoğlu niçin öldürür? Yiyecek için öldürür. Üstelik sadece yiyecek için değil, çoğu kez yanında meşrubat da gerekir.