Düşlemlerin imgetanrılarından kurtulmak; özgür olmak, insanlığı bilmek, insanca yaşamak demektir. Kutsal kitaplar töreden söz ederler bol bol! İmgetanrılara töreler biçimleten, din sözcüleridir. İnsel töre, bilinmeyenle değil, bilinenle belirlenir. Peki, töreyi insanlara bir Tanrı belirlemişse, eski çağ Sumerlerinde, daha başkahaklarda uygulanan tapınak fahişeliği nedir? O zaman Tanrı yok muydu? Sonradan mı çıktı?
- Henüz kategori yok.
-
Fransa Ligue 1'de Marsilya - Brest Maçı: Kritik Randev…08.11.2025
-
Mevsimlik Lezzetlerle Sonbahar Sofralarına Özel Risott…08.11.2025
-
Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi Hedefi ve Mali Zaferle…08.11.2025
-
Sevilla'dan Tarihi Zafer: 14 Yıllık Hasret Guadalquivi…08.11.2025
-
Suudi Arabistan Pro Lig: Al Fayha - Al Akhdoud Karşıla…08.11.2025
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Eğer kutsal kitapları gerçekten Tanrı yazdıysa, onları yeniden gözden geçirmesi gerektiğini düşünüyorum, çünkü hayat çok değişti.
Yegane istikrarlı toplum polis devletidir. Bir toplum ya özgürdür ya istikrarlı. Aynı anda ikisi birden olamaz. Seçimini yap. Ben şahsen katı, yapay bir toplumdansa her zaman özgür, organik bir toplumu tercih ederim. Eğer insanlar korku ve ölümden kurtulmak için illaki cennet değneğini kullanacak denli zayıfsa belki de ihtiyaçları olan, korku ve ölümdür. Çıldırıp kendilerini sokaklara vurmaktan, birbirlerini soymaktan ve birbirlerini gebertmekten din vasıtası ile geri duracak kadar ahlaksızsalar siktirsinler efendim. Bırakın çıldırsınlar; çünkü layık oldukları şey, suç ve deliliktir belki de.
Eğer tanrınızın kendinden başka tanrılara tahammülü yoksa, kusura bakmayın, tanrınızı devirmek zorundayız. Mecburuz buna, hayatta kalmak için.
Kutsal kitaplar sanki sevgi dolu bir tanrı tarafından değil de, ırkçı, homofobik, sadist, cinsiyetçi ve cinsel gerginliği tavan yapmış erkekler tarafından yazılmışlar gibi. Ne tuhaf değil mi?
İyi bir Tanrı'nın insanları yanan bir cehenneme göndereceği fikri benim için tamamen lanetli. Böyle bir Tanrı ile hiçbir ilgim olsun istemiyorum.
İnsan anlamayacak... ki insan; insanlara olan görevini yerine getirdiğinde Tanrı’nın komutlarını da yerine getirmiş olacak ve bunu yerine getirdiklerinde sonuç olarak daima Tanrı’nın hizmetinde olmuş olacak. İnsanın hareketleri ahlaksal olmadığı sürece başka türlü Tanrı’ya hizmet etmeleri de olanaksızdır.
Evrensel ahlaki dürtü yoktur” ve tüm etik sistemler aynı fikirde değildir. Çok eşlilik, insan kurbanı, intihar, yamyamlık (Eucharist), karısı döverek, kendini yaralama, ayak bağlama, önleyici savaş, mahkumların işkence, sünnet, kadın cinsel organı yok etme, ırkçılık, cinsiyetçilik, cezalandırıcı amputasyon, hadım etme ve ensest mükemmel “ahlaki” belirli kültürlerde. Tanrı kafam karıştı mı?
Musa'nın yasası olmadan "hepimiz küçük tanrılar gibi dolaşırdık, hırsızlığımız kırıldığında kanı çalar, tecavüz edip kan dökebilir miyiz?
Tanrı sözcüğü benim için insan zaaflarının bir ifadesi ve ürünü olmanın ötesinde bir anlam ifade etmiyor. Kutsal Kitap saygı duyduğum, ancak yine de ilkel ve bir hayli çocuksu bulduğum bir söylenceler topluluğu. Hiçbir yorum, ne denli incelikli olursa olsun, bu görüşümü değiştiremez. En incelikli yorumlamalar birbirlerinden oldukça farklılar ve bunların özgün metinle hemen hemen hiçbir ilgisi yok. Bana göre Yahudilik, öteki tüm dinler gibi, en çocuksu boş inançların nesneleştirilmesidir ve üyesi olmaktan mutluluk duyduğum, düşünce yapısına son derece yakın olduğum Yahudi halkı da benim için öteki insanlardan farklı bir niteliğe sahip değildir... Bu insanlarda ‘seçilmiş’ olduklarını gösteren hiçbir şey görmüyorum.
Artık hükümetlerin özgürlüğü, dinin ahlaki değerleri yok ettiği bir toplumda yaşıyoruz.
Muhammed; Yahudilerden ve Hıristiyanlardan edindiği bilgilerle kafasında şekillendirdiği Tanrı'yı Arap karakteriyle, Arap zihniyetiyle, Arap'ın dünya ve ahlak anlayışıyla ve Arap geleneklerine bağlı inançlarla donatıp, Arap diliyle konuşur göstermiştir. Gerçeği söylemek gerekirse, Muhammed'in getirdiği "Tanrı" anlayışı, onun kendi günlük siyasetinin gereksinimlerinden doğma bir sonuçtur. Bundan dolayı, Tanrı'yı bazen hoşgörülü, özgürlükçü, dikhakçı, dürüst, adil, merhametli, barışçı vs... imiş gibi göstermiş, fakat işine geldiği zaman hoşgörüsüz, bağnaz, gaddar, kindar, ödün (taviz) verici, kıskanç, savaşçı vs. gibi, gerçekten olumsuz niteliklerle tanımlamıştır.
Eğer birisi hayvanlarda olduğu gibi insanlar için de şehvetin özgürlüğünü istiyorsa o maymunlaşmıştır.
Diyelim ki birisi ateist oldu. Artık Allah'a inanmadığını falan söylüyor. Bence sorun yok. Adalet, ahlak, vefa varsa, mert, emin yani güvenilir birisiyse inanın dinen de sorun olmaz. Esas sorun Allah, kitap, din, iman dilinden düşürmediği halde hırsız, ahlaksız, kalleş olandır.
Maneviyat kelimesi ”mana” kökünden geliyor. Mana anlam demek. Sizin anlamlarınız varsa maneviyatınız, değerleriniz varsa ahlakınız, kurallarınız varsa dininiz var demektir.
Yol açmalardan ziyade dua edelim, tövbe edelim. Bu meyhaneler, şu Nataşa rezaletleri, şu fuhuş bütün bu afeti hazırlıyor. Bunlara tövbe edelim. Cenab-ı Hakk'a dönmedikçe bunlar bir daha olur, üç ay daha olur.
Bu yezitlerin kapı zilleri bile "dinden dön" diye çalıyor, günahtan günaha koşuyor bunlar!