Dünyadaki en büyük sanatçı ya da dansçı olmadığımın farkındayım, ama zaten bu benim ilgimi çekmiyor. Ben tahrik edici olmak ve insanların zayıf noktalarına basmakla ilgileniyorum.
- Henüz kategori yok.
-
Rhein Derbisi: Mönchengladbach - Köln Maçında Goller v…08.11.2025
-
Uluslararası İş Birliğiyle Portekiz, Dev Uyuşturucu Se…08.11.2025
-
Vince Gilligan'ın Pluribus Dizisi Apple TV+'ta Başladı…08.11.2025
-
Kanal D Canlı Yayın ve Arka Sokaklar Son Bölüm İzleme …08.11.2025
-
Sunderland, Arsenal'in Gol Yememe Serisini Sonlandırdı…08.11.2025
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Toprak aşımızı veriyorsa onu pişiren de güneştir. Bir gün nasıl olsa öleceğim. Ölmek önemli değil, önemli olan, yaşamımla da, ölümümle de başkaları üzerinde etkili olabilmektir.
Edebi eserler, insanı yeni ve mesut, başka iyi ve güzel bir dünyaya götürmeye yardım etmiyorlarsa neye yarar?
İnsanları uyandırmak gerek. Şeyleri algılama biçimlerini altüst etmek. İnsanları kızdıracak, kabul edilmez imgeler yaratmak lazım. Pek güvenilir olmayan, tuhaf bir dünyada yaşadıklarını, sandıkları gibi bir dünyada bulunmadıklarını anlamalarını sağlamak.
Buralarda kimseler okumuyormuş gibi yazmanın riskleri var, bir nevi delilik bu ama birine aniden ulaşıyor sözün: Odasının ta içine. Tam da ortasına kalbinin. Ne büyülü...
Sinemayı çok önemli bir iletişim aracı olarak görüyorum. Hayatı anlatıyor. Okulda bir yılda zor verilen eğitimi 2 saatte sinema karşısında verebiliyorsun ve daha çok etkileyebiliyor.
İnsanları ne düşündüklerini umursuyorum ancak bunlar tarafından yönetilmiyorum. İnsanların kesin şeyeler düşünmesini istiyorum ama sanat, bir emrin, açıklamanın veya cevabın parçası olmamalı, bir soru işareti olmalı. Bazı şeyler senin hissettirdiklerini oluşturmalı.
Eğer yaptığım her şeyi göründüğü gibi algılarsanız, dehşete düşersiniz. Ya da gözünüz korkar. Ya da onurunuz kırılır. Ya da sıkılırsınız.
İnsanlar filmlerimdeki amaçlarımın neler olduğunu sorar. Bu zor ve tehlikeli bir sorudur ve ben genellikle kaçamak yanıtlar veririm: İnsanın içinde bulunduğu durumlarla ilgili gerçekleri, gördüğüm gibi söylemeye çalışıyorum.
Müziğin yaşananları canlandırma etkisi vardır, bazen yürek sızlatacak kadar güçlü bir etki.
Müziğin yaşayanları canlandırma etkisi vardır, bazen yürek sızlatacak kadar güçlü bir etki.
On altı yaşımdayken birdenbire sözcüklerin salt tadını, başka deyişle, sözcüklerin sesleriyle çağrışımlarını keşfettim … Para kazanmak gereksinimini bir yana bırakırsak, düzyazı için gerekli olan en az dört ana yazma nedeni (salt bencillik, estetik merak, tarihsel dürtü, siyasal amaç) olduğunu sanıyorum. Bunlar her yazarda değişik ölçülerde bulunur ve bu oranlar yazarın içinde yaşadığı çevreye göre zaman zaman değişir.
Sanatın siyasetle hiçbir ilişkisi olmaması gerektiği düşüncesinin ta kendisi siyasal bir tutumdur… Geçmişteki yaptıklarıma baktığımda, siyasal bir amaçtan yoksun olduğum her durumda, cansız kitaplar yazdığımı, dokunaklı bölümlerin gösterişine kapıldığımı, anlamsız tümceler, süslü nitelemeler kullandığımı ve yapıtı genel olarak ipe sapa gelmez şeylerle doldurduğumu görüyorum.