Dün 28 Şubat'a karşı çıktık, "darbeye hayır" dedik. 301'den yargılanan aydınlarımızın yanında tutum aldık. Ermeni soykırımının tanınması için mücadele ediyoruz. Darbelere ve darbecilere karşı çıktık. Irkçılığa ve milliyetçiliğe "dur" dedik. Kürt halkının özgürlük mücadelesini koşulsuz destekledik, destekliyoruz. Ve şimdi "Çözüme Evet" diyoruz. Kürt halkının mücadelesine güveniyor, onun yanında tutum alıyoruz.

Benzer Sözler

Sanayileşmiş toplumun her yerde laik toplum olması da rastlantı değildir. Bu toplum, her insanın bir birey olarak kişilik sahibi olduğu, bu nedenle de insan haklarının tanınıp korunduğu toplumdur. Bu toplumda doğal yeteneklerini geliştirebilmek bireyin ilk hakkı sayılmaktadır. Bunun için bireyleri, başkasının eşit hakkına zarar vermemek koşuluyla, tehlikesi ve zararı da kendisine ait olmak üzere, kendi kendisini istediği gibi yöneltip yönetmekte özgür bırakmak, çağdaş toplumun –deyim yerindeyse- anayasasıdır.

Dünyada Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkeler içinde bağımsızlık, özgürlük, ulusal egemenlik, uygarlık ve çağdaşlık konusunda en önde gelen Türkiye’mizin inançlarını en mutlu biçimde yaşayanların ülkesi olduğunu yadsıyamayız. Bu ülkelerden hiçbirisinden demokrasi ve insan hakları Türkiye’deki ölçüde yaşanmamaktadır. Daha anayasası olmayanlar vardır.

İnançlara saygıyı” ben savunmadım. Savunmam da. ‘İnsana saygıyı' savunurum. Bunun doğal ve mantiki uzantısı olarak, özgürlüğü savunurum. İstediğine inanma ve istediğin gibi olma özgürlüğünü savunurum. Hata yapma özgürlüğünü savunurum. Saçmalama özgürlüğünü savunurum. Bunu kusmaya çalışan kim olursa olsun karşı çıkarım. Eğer devletse, meşruiyetini kaybetmiş bir şer örgütü olduğuna düşünürüm. Ama batıl inanca, yanlış düşünceye neden saygı duyayım ki?

Bugün, utanç duvarlarının yıkıldığı, insanın insana baskısının reddedildiği ve “insanlar kendilerini ne hissederlerse odurlar” ilkesinin kabul edildiği dünyamızda ne ırk ayrımcılığının yeri vardır ne de yönetimler toplumların ulusal kimliklerini değiştirmeye muktedirdirler. Aksini düşünenler hüsrana uğramaya mahkûmdurlar.

Bu anayasa ırkçıdır ama "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı" diye bir anlayışı getirmiştir. Bir çatışma var anayasada. Bir taraftan bir Kürt'ün kalkıp da Türk aleyhine konuşmasını suç unsuru telakki ediyor ama bir Kürt'ün aleyhine konuştuğun zaman onu alkışlıyor. Ee bu mantık çelişkidir. Üstünlük ancak Hakk'a olan yakınlıkla ölçülür.

Başörtüsü, milletimizin olduğu gibi bizim de büyük önem verdiğimiz bir konudur. Başörtüsü sorununu gündemimizden çıkarmamız kesinlikle söz konusu değildir. Bu sorunu hep gündemde tutacağız. Biz buna bir insan hakları meselesi olarak bakıyoruz. Bu çerçevede diğer insan hakları sorunlarında olduğu gibi başörtüsü konusunda da hukuk devleti tatbikatına aykırı uygulamaların ortadan kaldırılması konusunda üzerimize düşen her şeyi yapacağız.

Liste
Yükleniyor…