Benzer Sözler

AB üyesi ülkeler içerisinde 50 yıl kapıda bekletilen bir ikinci ülke yok. Şu anda AB üyesi 27 ülkenin içinde Avrupa Birliği müktesebatı noktasında değerlendirme yaptığımız zaman birçoğu demokrasi, özgürlükler noktasında, ekonomik alanda aslında bizim çok gerimizde. Buna rağmen siyasi kararlarla maalesef AB üyesi yapılmış ülkeler var.

Sarkozy; “Müslüman ülke Avrupalı olamaz” buyurmuş. Esasen kendisinden “Türkiye AB'ye girebilir ve girmelidir” gibi bir söz sâdır olsa idi, o zaman şaşırırdım. Nitekim on yıldan az fazla bir süre önce Avrupa'da “Müslüman ülke” denebilecek küçük bir Bosna-Hersek'in bulunmasına da tahammül edilemedi. Şu halde Türkiye'nin adaylığı; 1999 depreminden sonra, “bir tesellî ver!” kabilinden isteklere karşı, bir “oyalama ve bu arada bazı şeyler koparma” tertibi olarak mı kabul edildi?

Bir daha söyleyelim. Avrupa Birliği bir siyasi proje. Siyasi projenin Türkiye üzerindeki sömürgeci emellerini eleştirmek çağdaşlığa düşman olmak demek değil. AB'nin Türkiye'yi dışa kapıyor. Sen benim kumam oalcaksın diyor. Biz de çağdaşlıktan yanayız yalnız çağdaşlık AB demek değildir. AB tarihin çöplüğünde yer alan birçok siyasi birlik gibi bir siyasi birlik şu anda da bölünmek üzere.

Liberal 'aydınların' Türkiye'yi AB'nin bu tavrına karşı savunması gerekirdi. Oysa onlar, AB üyelik sürecinden yararlanıp, Frantz Fanon'un sömürge aydın tipi gibi, AB'nin ırkçı tavrını içselleştirdiler ve Türk milletinin ve Cumhuriyet'in kimliğini hedef aldılar. Kendi milli kimliklerinin geçmiş travmalar nedeniyle tahrip olmuş olmasından dolayı böyle hareket ettiklerini anlayamadılar. Her şeyi demokrasi, insan hakları ve barış için yaptıklarını sandılar. Kıbrıs sorununda Denktaş'ı haksız, Rumları haklı gördüler. Tarihimizle yüzleşip Ermeni soykırımını kabul etmemizi istediler. Barış için PKK/DTP'nin federasyon tezini desteklediler.

Avrupa Türkiye’ye karşı “ne içindesin sınırlarımın ne de dışında” siyaseti takip ediyor. Her Avrupalı olma hamlemiz, bir karşı saldırı ile püskürtülüyor. Son Avrupa sınırlarına dâhil edilme maceramız, 70 yıldır Avrupa Ortak Pazarı’ndan Avrupa Birliği’ne ayni minval üzre seyrediyor. Biz girmek için hamle üstüne hamle yapıyoruz, onlar almamak için her defasında yeni engeller çıkarıyor, mazeretler icat ediyor.

İzin verirseniz genel olarak Avrupa'nın durumuyla ilgili konuşmak isterim. Bu bölgedeki bir çok insan Avrupalıların politik olarak var olmadıklarını düşünüyor. AB, sadece ustası ABD'nin izlerini takip ediyor. Soru aslında ABD ile ilgili olmalı zira Avrupa onu takip eder ve isteklerini uygular. AB ülkeleri bağımsız ülkeler değil ve Belçika da AB'nin bir parçası.

Peki ne görüyoruz; sonsuz tamahkar bir plütokrasi ile karşı karşıyayız. Şunu ileri sürebiliyorum, her sömürgeci Türkiye büyük zenginlerinden daha az sömürgecidir. Artık bunlar için 'halkım' demek çok yersiz, her sömürgeci sömürdüğü halka bunlardan daha yakın ve insaflıdır. Her sömürgeci bunlardan çok daha 'kalıcı' ruh halindedir ve bunları, kesinlikle 'kaçıcı' tarif etmek zorundayız.

Liste
Yükleniyor…