Darvincilikle tanışmam utanç verecek kadar geç oldu. En az on altı yaşımda olmalıydım. Pek çok kişi daha da geç tanıştı, çoğu hiç tanışmadı. Her Hıristiyan, çocukken Adem ile Havva’yı, dünyanın altı günde yaratıldığını öğrenir. Bazılarına bu, harfi harfine doğru bir şey gibi anlatılır; eğitim açısından bu bir rezalettir. Bazılarınaysa alegori ve efsane olarak anlatılır ve bu oldukça zararsızdır ama 1859’da o olağanüstü gerçeği öğrendiğimizden bu yana, sadece bir alegorinin öğretilmesi, ne kadar hayal kırıcı, alçaltıcı, sığ bir şeydir. Evrimin çocuklara yedi yaşında öğretilmemesi için hiçbir neden yoktur. Yutar gibi öğreneceklerdir.

Benzer Sözler

Tutucu din, sayısız masum, iyi niyetli ve hevesli genç beyne yönelik bilimsel öğretimi yıkmanın tutkusuyla hareket eder. Tutucu olmayan, ‘duyarlı’ din bunu yapmıyor olabilir. Ancak, çok küçük yaşlardaki çocuklara sorgusuz sadakatin bir erdem olduğunu öğreterek dünyayı tutucular için güvenli bir yer haline getirir.

Çocukların Hıristiyanlığın korkunçluğuna tabi olmamaları gerektiği konusunda şimdi ikna oldum. Kendi oğlunu ölüme götüren öyküyü yazabilen bir baba kavramı, çocuklara, güzel ve toplumun takdirini kazanan bir şey olarak sunuluyorsa, ne tür bir insan davranışı o çocuklara kınanması gereken davranış olarak sunulabilir ki?

Ana-babaların, yöneticilerin ve öğretmenlerin çocuklara Teslis, Bakire Meryem, İndralar, Trimurti, Budalar, Muhammed'in göğe yükselmesine dair çağdışı ve akla sığmaz öğretiler yerine, sade gerçekleri, bütün dinlerin herkesçe paylaşılan taraflarını, insandaki tanrısal ruhun metafizik özünü ve kendisine nasıl davranılmasını istiyorsa başkalarına da öyle davranması gerektiği biçimindeki kılgısal yasayı öğretmeleri seçilmelidir.

Evrim neden taarruz altındadır? Biyoloji birçok bilim dalını kapsayan bir alan. Eğer biyoloji müfredatından bir şey çıkarılacaksa, bu neden evrim olsun? Onu özel kılan ne? Neden hücre biyolojisi değil, neden fizyoloji değil? Bilim, gerçeğe dayalı kanıtların kuvvetle desteklediği teoriler üzerine kuruludur. Evrimi veya başka bir konuyu ayırıp özel muameleye tabi tutmak çok kötü bir fen eğitimi anlayışıdır.

Bilim ve bilimsel düşünceyi yaygınlaştırmakla yükümlü tek kuruluşumuz TÜBİTAK, son 10 yılda onlarcasının arasından birkaç örnek vermek gerekirse ilişikteki projeleri seçerek ödüllendirdi: Besmele okuyarak ekmeği taze tutan ekmek kutuları, dua ile kanserin iyileştirilmesi, dua okuyup Kabe’yi tavaf eden pilli robot, “papaz eriğini imam eriğine çevirme makinesi, ayet okunarak üç kat daha fazla büyütülen fasulye ve diğerleri. Şimdi be soruyorum: Ne bekliyorsunuz? Avrupa bizim bu dehşet verici projelerimizi destekleyen kurumlarımızı ve onları düşünen yaratıcı insanlarımızı mı büyük bir özlemle bekliyor?

Dünyamız yakında, yaratıcı, özgür düşünen, dogmadan uzak, temel bilimlerin kurallarını içine sindirmiş, evrensel bilimi içselleştirmiş çocukların dünyası olacaktır. Bunun için izlenecek yol da bellidir. Siz bu çocukların değerli zamanlarından çalıp, din bilgisi altında dogma öğretirseniz, ölmüş kültür ve dilleri eğitimin bir parçası yapmaya kalkışırsanız, namaz başı öğrenmeyi, fizik, kimya, biyoloji, jeoloji derslerinin önüne koymaya kalkışırsanız, bu coğrafyanın insanını aynen göklere çıkardığınız, bilimde ve sanatta hiçbir iz bırakmayan Osmanlı gibi tarihin karanlık sayfalarına gömersiniz.

Türkiye’deki mantık arasında çok büyük fark var. 1.400 yıldır dini kuralları hiçbir reforma tabi tutmadan kabul eden bir toplumda, evrimi batı mantığıyla kitlelere anlatmaya çalışırsanız başarılı olamazsınız. Yaratılış kuramı, tanrısal kelam olarak toplumu etkisi altına almış vaziyette. Nitekim üniversitelerde yapılan bir araştırmaya göre; öğrencilerin yüzde 70’i evrime inanmıyor, yüzde 20’si yetersiz buluyor; ancak yüzde beşi inanıyor.

Bir çocuğu nasıl eğitirsen, öyle olur. Aklı bir yana koyup da “Hakikati gösteren yol, bilim yolu değil, şeriat yoludur” diye öğrenciyi küçük yaştan yetiştirirsen, kadını insandan saymayıp çuvala sokar, bağnazlığın siyasal kavgasını güncelleştirmeyi görev bilir.

Liste
Yükleniyor…