Çanakkale şehitliğinde gördüğüm manzara şuydu. Şehit olanlar arasında 55 yaşında, 30 yaşında, 20 yaşında, 18 yaşında, 15 yaşında ve 10 yaşında da insanlar var. O insanlar bu ülke için canlarını vermişler. Biz bu ülkede yaşıyorsak o insanlar sayesinde yaşıyoruz. O yüzden bu ülkeye borçlu hissediyorum kendimi.

Benzer Sözler

Bizler de şehitlerimizin aziz hatırasına layık olma gayreti içerisinde, şanlı bayrağımızın dalgalanması ve devletimizin payidar olması için var gücümüzle çalışacağız. Tarih boyunca vatanımızı ve milletimizi muhafaza uğruna kahramanca şehadet mertebesine ulaşan aziz şehitlerimizi rahmetle ve minnetle yad ediyorum.

Bu topraklar kolay vatan olmadı. Ecdadımız bu toprakları kanıyla, canıyla vatan yaptı. Çanakkale'de, Sakarya'da her köy, her kağnı ve her minare cepheye koşmuştu. İşte biz o köylerin çocuklarıyız. O minarelerin müminleriyiz. Bu yüzden siz şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış bu vatana hepimiz aynı ihlasla, aynı şuurla sahip çıkacağız. Birliğimizi, kardeşliğimizi bozmaya çalışanlara asla fırsat vermeyeceğiz.

Ülkemiz, bu vatan pek çok Seyit Onbaşılar çıkardı ama o edindiği üstün güçle, maneviyattan aldığı, o iklimden aldığı güçle o mermiyi topa sürdü ve en büyük fedakarlığı gerçekleştirdi. Bu köyde yaşadı. Seyit Onbaşı burada yatıyor. Biz de mezarının başında hep beraber dualarla yad ettik.

Kürt'ü, Laz'ı ve Çerkez'i ile hele hele de 5 bin şehit vererek vatan yaptığımız Anadolu coğrafyasında, 1984'ten bu yana da 100 bine yakın insanımızı teröre kurban vermiş bir millet olarak, bir Arnavut bizim İstiklal Marşı'mızı yazıyor. Dolayısıyla yaşadığımız bu dönemde onun yaşadıkları, onun söyledikleri bir ibret tablosu olarak seyirciye çok çabuk ve etkili geçiyor.

Demokratik rejim istikametinden ayrılıp baskı rejimi haline götürmek tehlikeli bir şeydir. Şartlar tamam olduğu zaman milletler için ihtilal meşru bir haktır. Fakat ihtilal bir millet hayatının asla arzu etmeyeceği, çetin ve tehlikeli bir ameliyattır. Çok iyi niyetlerle, vatanperver hislerle ihtilal yaparak idare kuranlar, kurdukları idarenin ertesi gününden itibaren kabus içinde yaşarlar. Böyle giderseniz, sizi ben bile kurtaramam!

Türk toprağının üstün niteliklerle donatılması görevi savsaklanmış, vatan toprakları bakımsız bırakılmış, Türkler Türkleri ihmal etmiştir. Türk olmayanlar tarafından telkin edilen sözde milliyetçilik bu noktaları gözden uzak tutuyor. Savsaklama hangi alanda ve ne zaman başlamış? Vatan topraklarının bakımsızlığından kimler yararlanmış? Kimlerin ihmaliyle felâkete giden yol genişletilmiştir? Bunları konuşalım. Türkiye düşmanlarının elimize tutuşturduğu siyaset reçetesini yırtıp atalım.

Zaferleri ve mazisi insanlık tarihinde başlayan kahraman Türk ordusu, Mehmetçik, tarih yolculuğuna altın sayfalarla bir zafer, bir destan daha yazmıştır ve Çanakkale geçilememiştir. Bugün gelecek nesiller için canlarını feda eden o büyük kahramanların aziz hatıraları bizlere emanettir. Onlara bizler için, bugünler için inandıkları kutsalların tehlikeye düştüklerini hissettikleri için canlarını seve seve ortaya koymuşlardır. Onları anlayan ve onları idrak eden torunları olarak, onların hatıralarını her daim canlı tutmak, onları hatırlatmak hepimizin görevi, borcudur. Çünkü unutmak, kaybetmektir. Unutmak, eksilmektir. Biz onları hatırlayarak bugünü dünle besleyeceğiz.

Dolaştım Türkiye'yi mezar mezar Zamana hükmeden taşlar gördüm Ta Ardahan'dan Edirne'ye kadar Kesilmiş, fakat eğilmemiş başlar gördüm Kolu bir yerde, bacağı bir yerde yatar. Dolaştım Türkiye'yi yürek yürek Gördüm insanlarında hürriyeti Kovanlarında işlemişler petek petek Güzelliği, doğruluğu, iyi niyeti Dedim: Mümkün değil Türkiye'yi sevmemek Dedim: Hemşehrilerim, kardeşlerim Aydın olsun yarını hepinizin Sizin için göz nurum, alım terim En iyi insanları namuslu Türkiye'mizin Sizinle yaşayıp, sizinle ölmek isterim.

Aşkın şehîdiyem sanemâ silme kanımı
Kan yutup ölmüşem yine kan ile yu beni
(Ey güzel, ben senin aşkının şehidiyim, kanımı silme; kan yutarak ölmüş âşığını, yine kan ile yıka)

Kafkasyalılar! Senelerden beri göğüslemeye çalıştığımız en vahim an gelip çatmıştır. Yapabileceğimiz tek iş düşmanla fasılasız ve amansız çarpışmaktır. Bugüne kadar harp etmek şeref ve vatan borcu idi. Fakat bugün hepimizin üstüne farz Olmuştur. Kafkasya'nın hürriyeti için son kurşununa son kılıcına ve sağlam kalan son bileğe kadar dövüşmeyen kafirdir. Küfrün ve hıyanetin cezası merhametsizce ve derhal ölümdür.

Liste
Yükleniyor…