Benzer Sözler

Bolşevizm esas olarak ve tamamen, bir ilke olarak dini reddetmektedir. Dini yalnızca insanlar için bir afyon olarak görmektedir. Nasyonal Sosyalizm ise, dinî inançlara yardım ve destek için, kendi programı içerisinde Tanrı’ya ve bir ulusun ırkî ruhunu ortaya çıkarmak amacıyla Doğa tarafından bahşedilmiş olan soyut idealizme inancı kesin olarak ön plânda tutmaktadır.

Bir ideoloji besbelli bir toplumsal üründür. Yalnızca fikirleri taşıyan sözcükler, toplum durumunda yaşayışın ürünü olmakla kalmaz; fikirler de varlıklarını ve davranışları etkileme güçlerini, toplum tarafından benimsenmelerine borçludurlar. Açıkça saçma olan inançlara bile doğru diye bakılabilir ve bu bakış öylece sürdürülebilir, yeter ki grubun her üyesi onları kabul etsin ve bu kimselere çocukluklarından beri gruba inanmaları öğretilmiş olsun.

Özellikle ideolojimize, inancımıza yönelik eleştirilerde, her zaman karşı savunma taktiği uygular ve "Eve ama, şu doğrular da var, bunlar da yapıldı." deriz. Ama unuttuğumuz bir şey vardır, denildiği gibi: üç doğru bir yanlışı götürmez. Ne kadar doğru yapılırsa yapılsın, yanlışlarla yüzleşmedikçe, o yanlışların üstü örtülemeyecektir doğrularla.

Son on yıllarda ne kadar çok ideolojik akım, doktrin ve moda olan düşünce gördük. Hıristiyanların küçük sandalı bu akımlarla sık sık sarsıldı: Marksizmden, liberalizme, kolektivizmden radikal bireyciliğe, ateizmden bir tür dinsel mistisizme ve kuşkuculuğa kadar. Kilise’ye uygun net bir inanca sahip olmak sık sık köktendincilikle etiketlendi. Ancak tüm bu akımların bir tanesi dönemimize damgasını vuran, onu özetleyebilecek bir tutum olarak ortaya çıktı: Görecelik. Hiçbir şeyi kesin olarak kabul etmeyen, kriter olarak sadece kendi egosunu ve isteklerini kabul eden bir görecelik diktatörlüğü kuruluyor. Oysa bizim başka bir ölçümüz var: Tanrı’nın Oğlu.

Dinselleştirme sürüleştirmenin yoludur. Şiddet bir ideolojinin yıkılması ve bir diğerinin yerleştirilmesidir. Yetmişli yıllarda çok büyük bir yoğunluk kazanmış olan aydın katliamını böyle anlamak durumundayız; anti-laik ve anti-entelektüel bir savaştır. Şöyle de söyleyebilirim; aydın katliamı bir dezentellektüalizasyon savaşı idi ve dinselleştirme ile sürüleştirme açısından zorunludur.

Liste
Yükleniyor…