Buradan muhataplarına ilan ediyorum ki; önce özerkliğe arkasından Kuzey Kürdistan'a açık kapı bırakandan cumhurbaşkanı olmaz, Türkiye'yi birbirine düşürmeye azmedenden, toplumu kamplara ayırandan cumhurbaşkanı olmaz, şehitlerin vebalini ve kanını taşıyan bebek katiliyle müzakere yapandan, teröristlere kucak açandan cumhurbaşkanı olmaz, vatanı bölme, milleti 36'ya ayırma hedefinde olandan cumhurbaşkanı olmaz, Twitter'ı engelleyen, YouTube'u kapatan, kişisel hak ve hürriyetleri budayandan cumhurbaşkanı olmaz, hukuka saldırandan, adaletten kaçandan, rüşvetçilere ve hırsızlara kol kanat gerenden cumhurbaşkanı olmaz, villalara balya balya doları yığandan, kamu arazilerini zimmetine geçirenden, evdeki parayı sıfırlarken haysiyet ve inandırıcılığını sıfıra düşürenden cumhurbaşkanı olmaz, TSK'ya kumpas kurandan başkomutan olmaz, Türklüğü reddeden, T.C.'yi silen, milliyetçiliği ayaklar altına alan bir inkarcıdan Türkiye Cumhurbaşkanı olmaz, olamaz, olmayacaktır!

Benzer Sözler

Bugün de Osmanlı'nın devamı olan Türkiye Cumhuriyeti'nin diz çökmesi için her türlü saldırıyı, tertibi ortaya koyuyorlar. Sultan Abdülhamid Han'ın karşısına bir şekilde çıkıp yolunu kesmeye çalışanlar, bugün de Türkiye'nin lideri Recep Tayyip Erdoğan'ın yolunu kesmeye çalışıyorlar. Oyun aynı oyun. Dün bazı terör örgütleriyle yaptıkları oyunları, bugün de DEAŞ'ın, PYD'nin, PKK'nın eliyle yapmaya devam ediyorlar. Bu oyunu bozacağız. Bu oyunu oynayanlar, oyun oynadıkları terör örgütlerinin yakında diz çökmüş olduklarını görecekler, mahcup olacaklar ve Türkiye'ye karşı oyun oynanmayacağını çok açık bir şekilde görecekler.

Erdoğan layık olmadığı makamın ağırlığı altında ezilmiş, siyasi tarafgirlikle, açılış kılıfı altında düzenlediği mitinglerle Cumhurbaşkanlığını mahvetmiştir. Bu şahıs her gün fitne saçmaktadır. Her gün dedikodu yapmaktadır. Her gün yalan dolanla milli vicdanı sarsmaktadır. Erdoğanla geçen her gün artık zarar, ziyan hale gelmiştir. Erdoğan israf, itham, inkar ve iftiradır. Erdoğan kavga, kutuplaşma, karanlık ve kargaşadır. Erdoğan aklıyla arasını açmış, klinik bir vaka haline gelmiştir.

17 ve 25 Aralık’ın hesabını sorun! Ayakkabı kutularındaki paraları sorun! Başbakan ikide bir inlerine gireceğiz, diye bağırıyor. İnin en sonuna kadar giderseniz, orada Recep Tayyip Erdoğan’ı görürsünüz. Başörtüsünü istismar etti, yetmedi. 11 yıldır birlikte olduğu, yaşını başını almış bir insana (Fethullah Gülen'e) bu kadar hakaret yapılır mı?

Başbakan’ın PKK’lılara karşı gösterdiği coşkun ve aşkın sevginin kendi içinde tutarlı bir yanı herhalde vardır. Sayın Erdoğan ya Kandil yetiştirmesidir, ya Türk düşmanıdır, ya da Türk milletinin kanını içmeye yeminli çevrelerin özel ve gönüllü görevlisidir. Sanıyorum bu üç seçeneğin dışında bir yorum yapmak imkansızdır.

Başbakan Menderes NATO ülkeleriyle beraber nükleer enerjiye ulaşma zaruretini vurgulayan bir konuşma yaptıktan tam 4 ay sonra 27 Mayıs darbesi yapılmış ve Türkiye'nin nükleer enerji alanındaki yatırımları da akamete uğratılmıştır. Bu durum ta ki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın vizyonu ve dönemin Enerji Bakanı Berat Albayrak'ın çalışmalarıyla Akkuyu Nükleer Santrali'nin temellerinin atılmasına kadar sürmüştür. 2023'te de Akkuyu'nun ilk reaktör ünitesi bitirilecek ve önemli bir aşamaya geçilecektir. Diğer 3 ünitenin de 2026 yılına kadar faaliyete alınması planlanmaktadır.

Tayyip Erdoğan , sebep değil bir sürecin sonucudur. Ve sorun, onun gitmesiyle bitmeyecektir. Sorun; onu iktidara getiren, üst üste dokuz seçim kazandıran, bir sürü yolsuzluk ve yönetim skandallarına rağmen körü körüne peşinden giden halktır. Daha doğrusu halkın bir bölümüdür. Bu halk yığınının, bu kitlenin; Anadolu Müslümanlığıyla , gelenekle, ahlakla, haram-helal kavramıyla, merhametle, şefkatle hiçbir ilgisi yoktur. Köyden kente göçle başlayan; ne köylü ne kentli olabilen, bütün değer ölçülerinden kopmuş, “vahşi birer yaratık“ haline gelmiş, talandan ve yalandan pay kapmaya çalışan; literatürde “lümpen proletarya“ olarak tanımlanmış olan kitledir bu. AKP ’ye oy vermiş olanların tümünü böyle yaftalamak doğru değil elbette. İçlerinde düzgün ve samimiyetle oy veren seçmenler de olabilir. Ama, o kitlenin genel karakteristiği budur.

Geçen yıl Erdoğan'ın Bosna Hersek ziyareti sırasında, Bosna Hersek’teki sorunların Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic ve Hırvatistan Cumhurbaşkanı Zoran Milanovic’in ara buluculuğu ile çözülebileceğini ifade ettim. Şimdi de aynı fikirdeyim. Bosna Hersek’in kaderi Erdoğan, Vucic ve Milanovic’in desteği ile yerli siyasetçilerin diyaloğuna bağlı. Bunun haricinde kimsenin fikri Bosna Hersek için iyi bir sonuç oluşturmayacaktır.

Bir araya geldikleri günden bu yana sürekli hezeyan üreten, eski sistemin krizlerini, kaoslarını vadeden, kendi ikballerini her şeyin üzerinde gören, güdümlerinde olacak sembolik bir aday arayan altılı masanın milletimizde bir karşılığı yoktur. Biz, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Cumhur İttifakı olarak milletimizin taleplerine yanıt vermeye, 20 yıldan bu yana Cumhurbaşkanı'mıza ve ülkemize kurulan her tuzağı bozan aziz milletimizin sesi olmaya, ülkemizi Türkiye Yüzyılı'na hazırlamaya devam edeceğiz. Bundan kimse endişe etmesin.

Liste
Yükleniyor…