Bugün yaptığımız toplantıda 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak olan 28. dönem milletvekili seçimine 36 siyasi partinin katılmaya hak kazandığı tespit edilmiştir. Ayrıca bugün yaptığımız toplantıda, 14 Mayıs 2023 tarihinde oy verme saatleri ve bir oy sandığında kaç seçmenin oy kullanacağına ilişkin tespitlerde de bulunulmuştur.
- Henüz kategori yok.
-
Güller ve Günahlar 5. Bölümde Berrak'ın İntihar Girişi…08.11.2025
-
Monaco-Lens Maçı Öncesi Kadrolar Netleşiyor: Pogba Yok…08.11.2025
-
Espanyol, Villarreal'ı Ağırlıyor: Gerard Moreno Dönüş …08.11.2025
-
Chelsea - Wolverhampton Maçı Öncesi Sakatlıklar ve Enz…08.11.2025
-
Le Havre-Nantes Karşılaşması: Erken Gol ve Kaleci Carl…08.11.2025
-
Rhein Derbisi'nde Mönchengladbach, Köln'ü Üç Golle Geç…08.11.2025
-
Dilek Kaya İmamoğlu'ndan Ekrem İmamoğlu Vurgusu ve İBB…08.11.2025
-
Rhein Derbisi: Mönchengladbach - Köln Maçında Goller v…08.11.2025
-
Uluslararası İş Birliğiyle Portekiz, Dev Uyuşturucu Se…08.11.2025
-
Vince Gilligan'ın Pluribus Dizisi Apple TV+'ta Başladı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Türkiye artık demokrasisi, özellikle seçimleri, olgunlukla, sulh ve barış içinde gerçekleştiren bir ülke olmuştur. Çok partili hayata geçtiğimiz tarihten, özellikle serbest seçimlerden itibaren 1950 yılından bu yana gerçekleşen bütün seçimlerin büyük bir olgunlukla, Yüksek Seçim Kurulunun idare ve gözetimi altında büyük bir olgunlukla gerçekleştirildiğini, adil bir süreçle gerçekleştirildiğini bütün milletimiz net bir şekilde görmüştür. Bu bakımdan bu da Türkiye açısından çok önemlidir. Katılım oranına gelirsek... Bugün batı ülkelerinde neredeyse yüzde 45-50 oranında bir katılımla gerçekleştirilen seçimlerin Türkiye'de yüzde 87'yle gerçekleştirilmiş olması, Bursa'da yüzde 90'a ulaşmış olması, insanımızın 'ülke yönetimine benim de bir katkım, tesirim olsun' diyerek yaklaşımını göstermektedir ki bu, Türkiye için gelecek adına umut vadeden bir durumdur.
Sonuç yine sıfır. Adayda uzlaşamayınca Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın adaylığı konusunda eski bilinen hukuk dışı iddiaları tekrar etmişler. Oysa Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde ikinci dönem için aday olduğunu, adaylık önünde hiçbir engel olmadığını defalarca anlattık.
'Adamı olmak' veya 'adamı sayılmak' hukuk, ekonomi ve ahlak cephelerinde temel ilke halindedir. Böyle olunca 'insan', çok daha asalak, fiziksel olarak çok daha yağlı, daha az becerili, duygusuz, güvensiz ve ufuksuz bir yaratığa dönüşüyor.
Rekabetçi kapitalizmde, temel ilke liyakattir, verimli iş yapabilme yeteneği temel seçim ölçütü olarak ortaya çıkıyor. Şimdi seleksiyonun temel ölçütü 'biat etmek', 'adamı olmak' olarak beliriyor; bu beğeniyi, ödüllendirmeyi, hukuku delip geçiyor.
Tekelci devletin hukuk yapısı, “suç oluşmadan önlemeliyiz” paranoyasıyla şekillendiriliyor. Bu yüzden Türkiye’de en kolay iş tutuklamadır. Tutuklayanın hiçbir sorumluluğu olmaz, yoktur. Suçsuz olduğunuzu sorgu yargıçlığında anlatmanız bile mümkün olmaz; tutuklama “suçla” değil “emare” ile ilgilidir. Tutuklayanın suçun kanıtlarına değil işaretine bakar; tutuklamanın bir önlem olduğunu, itirazın mümkün bulunduğunu, suçsuz olduğunuzu mahkemede anlatabileceğinizi söyler ve tutuklar. Bir de sağcı bir hukuk öğretim üyesi pek yakında bir istatistik açıkladı: Türkiye’de tutuklamaların yüzde doksan beşinden fazlası beraatla sonuçlanıyor.(2005)
Anayasanın, karakollardaki yangın talimatnamesinden daha kolay değiştirilebildiği bir iklimdeyiz, seçim hukuku bir pabuççu muştasıdır.
Hiç kimse iki efendiye kulluk edemez. Ya birinden nefret edip öbürünü sever, ya da birine bağlanıp öbürünü hor görür. Siz hem Tanrı’ya, hem de paraya kulluk edemezsiniz.
Dar kapıdan girin. Çünkü kişiyi yıkıma götüren kapı geniş ve yol enlidir. Bu kapıdan girenler çoktur.
Silahlı kuvvetler Başkomutanının emirlerine uymak ve girişilen harekata derhal son vermek şartıyla, şimdiye kadar kan dökülmesine meydan verilmemiş olması göz önünde tutularak harekata katılanlar hakkında hiçbir cezai takibat yapılacağına hükümet başkanı olarak söz veriyorum.
Bir: Ordunun birliğini muhafaza ediniz... İki: Milli Birlik Komitesi olarak siz, kendi içinizde birliğinizi muhafaza ediniz... Üç: Derhal seçime gidiniz. Bir an evvel seçime gidiniz. Bir an evvel seçime gitmekte sayılamayacak kadar çok milli menfaat vardır!
Bu konsoloslukları ya da büyükelçilikleri kapatırken bizimle detayları paylaşmadan önce bu adımları atmaları, tüm ülkeler için söylüyorum, maksatlı. Burada 'Türkiye istikrarsız, Türkiye'de terör tehdidi var' imajı vermek istiyorlarsa bu dostluğa da sığmaz, müttefikliğe de sığmaz. Hele hele seçim öncesi Türkiye'yi, AK Parti iktidarını, bizleri zor durumda düşürmeye çalışıyorlarsa bizim halkımız da bunun arkasında ne olduğunu çok iyi biliyor. Bunun da onlara bir faydası yok, amaçlarına hizmet etmez. O yüzden biraz dürüstlük ve samimiyet bekliyoruz.
Kıbrıs Türkü artık sırf müzakere etmek için masaya oturmayacaktır. Son seçimlerde de bu mesajı açıkça verdiler
Biliyor musun, politikacıların çoğunun bizim çocuklardan ödleri kopuyor, biliyorlar ki bu çocuklar ileride onlar gibileri seçmeyecekler!
Bir kez kelle verme yolunu yeğlerseniz, günün birinde sıra sizin kellenize de gelecekti…
Halk cahil, cumhurbaşkanını halkın seçmesi kadar tehlikeli bir şey yok. Geçen çok üst düzey bir komutanla konuştum. O da diyor ki; 'Yani hedefleri belli' diyor. Yani efendim demokrasi, insan hakları, özgürlük bunların hepsi bahane. Fevkalade tehlikeli, cumhurbaşkanını halkın seçmesi. Türk halkının seçmesi kadar tehlikeli bir şey yok. Çünkü Türkiye Fransa, İsviçre değil, halk cahil.