Bugün hepimiz Fransa'yla hesaplaşmak zaruretine ne kadar inanırsak inanalım dış politikamızın gayeleri bu hesaplaşmayla sınırlanırsa bunun hiçbir tesiri ve faydası olmayacaktır. Bu hesaplaşma ancak Avrupa'daki hayat alanımızı genişletmek için geride bir örtü hazırlamak şeklinde yorumlanabilir. Çünkü biz bu meseleyi sömürgeler ele geçirmekle çözemeyiz. Ancak yerleşme sahamızı anavatan toprağının yüzölçümünü artırarak çözebiliriz.
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Irkçı devletin dış politikası, bir tarafta nüfus ve diğer tarafta toprağın genişliği ile orantılı yaşama gücüne sahip, doğru kanunlara uygun bir ilişki kurarak bu dünya üzerinde yaşama şartlarını sağlamalıdır. Bir milletin varlığını devam ettirmesi kendi toprağının kaynakları ile sağlanır. Başka herhangi bir rejim asırlarca devam etse bile akla mantığa uymaz. Bu bir millet için mahvolma anlamına gelmese de sonuçta büyük zararlara sebep olur. Yeryüzünde yeterli olan bir toprak bir milletin yaşama hürriyetini sağlar.
Sosyalist olmanın gereği Fransa'da Hitler'e karşı cumhuriyeti savunmaktı o yıllarda. Şimdiyse burada sosyalist olmak cumhuriyeti korumak demektir gericilere karşı.
Avrupa Birliği gibi birliklerin içine girmek gerekir, fakat bunlara fazla bağlanmama, yani her an bavulu hazır iç güveyisi gelin kız durumunda girmeniz gerekir ki, bir kriz anında avi kolayca terk edebilesiniz veya hayatınıza devam edebilesiniz.
Fransızlardan hayır yoktur. Verdikleri yeni projelerde yeni ağır şartlar ileri sürdüler... Fransızlar ya bizim sulh yapmamızı istemiyorlar veya hem bize fenalığı yapmanın hem de yüzümüze gülerek hazmettirmenin kabil olduğuna inanıyorlar... Fransızlar, İngilizlerden daha fazla aleyhimize döndüler!
Bölgemizde Türkiye'yi dışarıda bırakacak her türlü girişim başarısızlıkla sonuçlanmaya adaydır.
Dış politikaya 360 derecelik bir perspektiften bakmaya çalışıyoruz. Bu nedenle, NATO üyeliğimiz, Orta Doğu, Kuzey Afrika'daki angajmanımız veya Afrika'ya açılmamız veya Asya ekonomileriyle daha derin ekonomik ilişkilerimiz arasında herhangi bir çelişki görmüyoruz.
Son dönemde Cumhurbaşkanımızın liderliğinde dış politikada Suriye'de, Libya'da attığımız adımlar birçok oyunu bozdu. Bu dengeler bozulduğu için Türkiye'ye verilen tepkilerin şiddetini daha da artarak izliyoruz. Ama ne Suriye'de Barış Pınarı Harekatıyla attığımız adıma verilen tepkiler ne Libya'da yaptığımız anlaşmalar çerçevesinde verilen tepkilerin sertliği, bizim Doğu Akdeniz'deki haklarımızı koruma, muhafaza etme anlamındaki çabamızı hiçbir şekilde geriletmeyecek.
Lafı hiç eğmeden bükmeden söyleyelim; Suriye’nin Türk jetini düşürmesi, kendi içinde fazlaca hesabın gizlendiği, özü itibariyle iç ve dış politikamızı rehin almaya yönelik çok uluslu bir operasyondur.
Çandar, Türkiye’nin önde gelen gazetecilerinden biri statüsünü kolay kazanmadı. Gerek dünyayı, gerekse Türkiye’yi tanıma çabasında, onun kadar çok seyahat etmiş, güçlüğü göze almış, bilgilerini yenileme ve zenginleştirme çabası göstermiş; onun kadar çok insan tanımış, tarih yapan kişileri yakından tanıma tutkusu içinde olmuş başka birini tanımadım. Bu vasıflarıyla Çandar, 1980’lerden bu yana Türkiye’de dış ve iç politika üzerine yürüyen tartışmaların hemen her zaman göbeğinde yer aldı; doğru bildiği görüşleri, en açıksözlülükle savunmaktan geri durmadı. Yanlış yaptığını gördüğünde de, yanlışları terk etmekte tereddüt göstermedi. Bunların ‘niçin’lerini her zaman açıklamadığı nedeniyle kendisini eleştirenler olmuştur.
Pakistan bir zamanlar Birleşik Devletler’in en ittifak halindeki müttefiki olarak bilinirdi. Şimdi ise en ittifak halinde olmayanız.
ABD Türkiye'de önce solu kullandı. Dikkat edin, sık sık bu ülkelerde darbeler oluyordu. Darbelerin kaynağını araştırdığımız zaman, "Bizim çocuklar bu sefer başardı" kelimeleri çok çıkıyordu.
Maraş'a "Kahraman", Antep'e "Gazi", Urfa'ya "Şanlı" unvanı, işgalci Fransız'ı kovduğu için verildi.
Son dünya şampiyonu Fransa, finalde yıkılmak üzere! (2000 - Euro 2000 finalinde 1-0 geride olan Fransa için söyledikleri. Bu sözden birkaç dakika sonra Fransa Sylvain Wiltord ile beraberliği yakalamış, sonrasında uzatmalarda ise David Trezeguet'in altın golüyle şampiyonluğa uzanmıştır.)
Britanya ve Fransa; savaş ve onursuzluk arasında seçim yapmak zorundaydı. Onursuzluğu seçtiler ama yine de savaşmak zorunda kalacaklar.