Benzer Sözler

Hangi ahmak benim sabetayizme olumsuz baktığımı söylüyor, bu tür ahmaklarımızın azaldığını sevinerek söylebiliyorum. Sabetayistler olmasaydı, biz bu cumhuriyeti kuramazdık, diyen ben oldum. Bugün Sabetayistler, Türkiye'ye sadık olsalar, bu kadar sarsılmazdık, bu da benim ifademdir, büyük çoğunluğu ülkenin çıkarlarını gözetmiyorlar ve geriye kalanlar ise bu ülkeye, Türkiye'ye, eskisinden daha fazla bağlıdırlar.

Ölüleri düşünüyorum. Halkımızın özgürlüğü ve ekmeği için umutsuzca çabaladığı yıllarda kurban etmek zorunda kaldığı o milyonlarca ölüyü. Hepsinin üstünde de ölülerin içinde tek birini düşünüyorum: Nasyonal Sosyalist Reich'ının kurucusu Adolf Hitler'i. Sadakatleri hiç sarsılmamış olan milyonlarca insanla şu anda kendimi bir olmuş hissetmekteyim. İnsanca yaşamayı hak ettikleri halde ölüme mahkûm edildikleri için ölen insanları ve bunların başında da Mareşal Göring ile diğer Nürnberg kurbanlarını düşünüyorum. Burada toplanmış olan sizlerin, Hareket liderlerinin saflarınızda çok boşluklar var. Burada olmayanlardan bir kısmı savunmaları için kendilerine verilen bir bölgeyi kahramanca savunurken öldüler, bir kısmı da kendi elleriyle ve yine diğer bir kısmı da adalet kisvesi altında öldürüldüler. Bunlar arasında tüm halkımızca çok iyi tanınan ve gerek savaşta gerekse barışta millet için sadakatle çalışmış insanlar vardır. Savaşın son günlerinde ve bitiminden hemen sonra kendi hayatlarına son verenleri düşüyorum. Kocaları ile birlikte kendilerini öldürmeleri önlenemeyen kadınların temsilcisi olarak burada Führer'in karısının adını anmak isterim. Kocasının kaderini beş çocuğu ile birlikte paylaşan Bayan Goebbels'i düşünüyorum. Analar kendilerini öldürürken, açlıktan ölmelerine katlanamadıkları çocuklarını da götürmüşlerdir bu dünyadan...

Ölümün karşısında ve tanrı ile adaletin huzurunda bulunduğum şu anda, Atatürk’e övgüler yazmak için kaleme sarılan şair kadar vicdanım rahat. Uğruna can verecek adamlar bulunduğuna göre, davamızın daha güçlü olarak yaşayacağına inanıyorum. Ve diyorum ki Atatürk ölmüştür ama var olmakta devam ediyor. Şimdi ben de öleceğim ama Atatürk ilkeleri, ölümümle çok daha yüce bir değer kazanacak

Solcular, ki devletleştirmeci sosyalistler de içlerindedir, kendilerine "devrimci"; sağcılar, ki şeriatçılar da içlerindedir, kendilerine "milliyetçi" adını vermişler. İkisi arasındaki on binlerce genç neci? Atatürk çocuklarıdır onlar. Sağcılar ve solcular, bir gün Atatürk'ün dediği üzere, "cumhuriyetin piçleridirler."

Fakat şeriat devleti kurmayı hedef alan her türlü gericilik, zaman zaman dinî bir sömürü aracı olarak laiklik kavramının karşısına çıkarılmış ve hâlâ daha çıkarılmaya devam edilmektedir. Laikliğin bulunmadığı bir ortamda çağdaşlaşma hedefi ancak bir düş olarak kalır. Milletimizi tekrar geri götürme ve böylece kendilerine çıkar sağlama heves ve özlemi içinde olanlar, her zaman olduğu gibi karşılarında cumhuriyet kanunlarını ve bu milletin Atatürkçü güçlerini bulacaklardır.

Kalpak bizim geleneklerimizde Cumhuriyetin ilk meclisinde, resmi yerlerde kullanılmıştır. Kalpak şapka değildir. Mahkemeden izin istedim. Mahkeme başkanı da kibar olarak 'kalpaksız oturun' dedi. Biz cumhuriyeti savunuyoruz. Cumhuriyet kalpakla savunulur. Cumhuriyeti savunmanın sembolüdür bu. Türban değil, kalpak...

Plütokratlar için 'ülke' artık bir 'üs' ya da sıçrama tahtasıdır. Şıpsevdi halleri var, keşfediyorlar, başlarına çıkartıyorlar, yüceltiyorlar, tapınıyorlar, sonra öldürüyorlar. Tıpkı Roma'da olduğu üzere, adının dışında Cumhuriyet'in bütün kurumlarını yıkmaya mahkumdurlar. Bütün cumhuriyetçileri tasfiye etmeye ve hatta öldürmeye teşnedirler.

Sadece iki gazeteyi ve yalnızca bir temel niteliğiyle ele almak yeterlidir. Hürriyet ve Cumhuriyet'in kısa ve temel işlevleri, bozmaktır; Hürriyet, halkı ve Cumhuriyet de aydını bozmakla görevlidirler. Buradaki 'görev' sözcüğü, her iki gazetenin de bunu bir tür varlık nedeni ve 'devlet görevi' saymaları nedeniyle uygun düşmektedir. Cumhuriyet, 1968-1976 dönemini ayrı tutarsak, içinde bir de 12 mart kesintisi var, hep aydını bozuyordu. Hürriyet için ayrık bir zaman göremiyoruz.

Tayyip Bey'in haberi yok; Üçüncü Selim'den beri biz garplaşma isteriz ve Fikret'in Haluk'a söylediği üzere, Batı'da ne bulursak alırız. Tayyip Bey müthiş bilgisizdir ve plütokrasinin de bunu istediğinden kuşku duyamayız. Bizde garplılaşmak temel çizgidir ve İslamcı muhalefet, Tanzimat'a ve Cumhuriyet'e, Batı'dan geldiği için itiraz etmiştir. Bilmiyor ve meydan boş görünüyor.

Liste
Yükleniyor…