Bu yüzyıl Devrimle başlayıp, Dreyfus Davası ile kapanan dikkate değer bir yüzyıldır! Ama belki de çöplüğe atılacak bir yüzyıl olarak anılacaktır.
- Henüz kategori yok.
-
Güller ve Günahlar 5. Bölümde Berrak'ın İntihar Girişi…08.11.2025
-
Monaco-Lens Maçı Öncesi Kadrolar Netleşiyor: Pogba Yok…08.11.2025
-
Espanyol, Villarreal'ı Ağırlıyor: Gerard Moreno Dönüş …08.11.2025
-
Chelsea - Wolverhampton Maçı Öncesi Sakatlıklar ve Enz…08.11.2025
-
Le Havre-Nantes Karşılaşması: Erken Gol ve Kaleci Carl…08.11.2025
-
Rhein Derbisi'nde Mönchengladbach, Köln'ü Üç Golle Geç…08.11.2025
-
Dilek Kaya İmamoğlu'ndan Ekrem İmamoğlu Vurgusu ve İBB…08.11.2025
-
Rhein Derbisi: Mönchengladbach - Köln Maçında Goller v…08.11.2025
-
Uluslararası İş Birliğiyle Portekiz, Dev Uyuşturucu Se…08.11.2025
-
Vince Gilligan'ın Pluribus Dizisi Apple TV+'ta Başladı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Komünist devrimciler, tarihin devrimci mücadelede bir silah haline getirilmesini bilirler.
Balkanların korkunç bir sosyal bellek problemi var. Çünkü onların İtalya ve Fransa'dan daha fazla devrimi var.
Bu hemen hemen bütün devrimlerin sırrı ve liderlerinin trajik yazgısıdır: Hiçbiri kan sevmez ancak kan dökmek zorunda kalırlar.
Yirminci asrın ilk dörtte biri esnasında Türkiye ufuklarında büyük bir hadise oldu. Dünya tarihi, bu muazzam hadiseyi Türk İnkılâbı diye kaydetti. Türk İnkılâbı birbiri ardından gelen tek tek birtakım vak'aların, hadiselerin hikayesi değil, asil bir milletin, bünyesindeki yüksek kahramanlık, şeref ve kudreti aynı zamanda ifade eden büyük vak'aların ve hadiselerin ifadesidir.
Alçakgönüllülükle bağırmayacaksan, gülerek, sevgiyle bağırmayacaksan hiç bağırma özgürlük diye. Bildiğimiz dünya tükendiğinde, çiftçiler, zanaatkârlar öldüğünde, üretim ve tüketim artık durdurulamaz bir hal aldığında tarihimiz sona erecektir. Gökyüzünün yolları barışın, kardeşliğin yolları olmalı. Devrimde bir tek savaşa yer var. O da dünyanın o eski kanlı yollarını tarihe gömmek için ruhumuzda vereceğimiz savaş.
Tarih, bugüne dek, mücadele olmaksızın başarıya ulaşmış bir tek örnek bile ortaya koymuş değil.
Modern sanayinin gelişmesi, burjuvazinin ayaklarının altından bizzat ürünleri ona dayanarak ürettiği ve mülk edindiği temeli çeker alır. Şu halde, burjuvazinin ürettiği, her şeyden önce, kendi mezar kazıcılarıdır. Kendisinin devrilmesi ve proletaryanın zaferi aynı ölçüde kaçınılmazdır.
Sosyalistlerin çınlayan meydan okuması, devrim çağrıları ilk olarak Şubat 1848'de yayımlandı.
Marksizm, bugüne kadar yaşananlarla birlikte, her şeyden önce bir tarih anlayışıdır; sonra da devrim, devlet ve emperyalizm teorileridir.
Devrimin tarihsel meşruluğu içinde böyle şeyler olağandır. Dersim olayını da devrimin özel koşulları içinde değerlendirmek lazım.
Türkiye'de hatırat yazmak hala' alışılmamış bir tutumdur. Yaşadıkları dönemle ilgili olarak bize aktarabilecekleri pek çok bilgi bulunan devlet adamlarımızın büyük çoğunluğu, bu bildiklerini, artık kimsenin öğrenebilmesine imkân bı rakmayacak şekilde, beraberlerinde alıp götürmüşlerdir. Bu cidden üzülecek bir tutumdur.
Bilimin tarihi herhangi bir kişinin sahip olabileceği küçük sezgileri gerektiren tümüyle devrimsel bir ilerlemedir ancak şu var ki onu yalnızca tek bir kişi başarır.
Tüm uygarlık zaman zaman bir devrim volkanı üzerinde ince bir kabuk haline gelmiştir.
Devrimler muazzam fedakarlıklar gerektirir ve aynı zamanda dünyayı yeniden değiştirmek için yeni bir ihtiyaç yaratır.
Üniversiteler, bunlara eğilmediği, bunlara çözüm aramadığı gençlerin sabrı taşmış, sonunda sokağa düşmüş ve eyleme geçmişlerdir. Bu anlaşılmadıkça, bu değişiklik yapılmadıkça,gençliğin bilime ve tarihe uygun savaşı sürüp gidecektir. Bu yüzden biz gençlerimizi anlamakta onları doğru yolda görmekteyiz. Bunu copla, gaz bombasıyla, durdurmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Bunun bir tek çaresi vardır.O da devrimdir. Devrim, tarihsel koşulların olgunlaştığı dönemlerde olur. Tarihsel koşullar olgunlaşmamışsa devrim olmaz...”
Yani özgürlüğün birinci sıraya konulmadığı ve vazgeçilmez olarak görülmediği her devrim, kölelikle sonuçlanacaktır tarihte olduğu gibi.