Benzer Sözler

"Kadınlar çalışmasın." Bana sorarsanız; kadın çalıştığı zaman, onu korumuş oluyoruz. Çalışanlar, neden çalışır? İhtiyaçtan, yoksulluktan. Biliyoruz. Çocuğunun veya annesinin bakıma ihtiyacı vardır, parası yoktur. Hepimiz o hikâyeleri biliyoruz, çalışmak zorunda. Dolayısıyla çalışmasına izin vermek, kadını korumaktır. Ama kadının çalışmasını engellemek, kadının aleyhinedir. Kadını; kadının çalışması ve erkekle omuz omuza vermesiyle özgürleştiriyoruz. [Müslüman Kardeşler'in] Başka talepleri de vardı: "Sinemaları ve tiyatroları kapatın." Tamamen karanlık yapalım yani ...

Eylülist Rejim, 12 Eylül öncesinin tüm değerlerini yasaklamayı temel ilke saydı. Bunların bir bölümünü baskılarla, bir bölümünü, yasalarla, bir bölümünü baskılarla, bir bölümünü tekelci ekonomik zorlamalarla gerçekleştirmeye çalıştı. Edebiyat ve sanatta ise, 12 Eylül öncesinin yaratıları tümden unutturan ve reddeden bir eğilim ortaya çıktı.

Bir bütün olarak sanat ve özellikle edebiyat, artık yalnızca ideolojik bir silâhtır. Artık ülkemizde edebiyat, insanımızı geliştirmek için değil sakatlamak amacıyla kullanılan, yüceltmeye değil alçaltmaya ve tüm estetik kabiliyetlerini ortadan kaldırmaya yönelen acımasız bir silâh olmuştur; insafsız bir ideolojik ay
dgıttır. Edebiyat, artık estetik özüne çok yabancıdır; bu bir iş ise yapanı da, yaban yapmaktadır. Emperyalist dünya, bozanın mutlaka bozulduğu bir dünyadır; artık bozulmadan bozamıyorlar.

Türk ilericiliğinin bete noire'ı Hamid, aşırı vesveseli, her türlü özgürlükten korkan, ancak imparatorluğu yaşatabilmek için büyük reformlar yapılmasına inanmış ve bunları başlatmış bir Osmanlı prensi idi. İmparatorluğun artık Batı'da kalamayacağını görebilecek kadar realist idi ve doğu'ya kaydırmak istiyordu, bu amaçla, Şii imasından çekindiği için soyadını 'Afgani' olarak değiştiren İrani Cemalettin ile Panislamizme sarılıyordu.

Sanatını icra eden her sanatçının belli miktarda cazibesi, albenisi vardır. İnsanlar sanatçıları kafalarında kurarlar, onları belli kalıplara sokarlar ister istemez. O sanatçıya ulaştıklarında belki akıllarındaki kişi yok oluverir ve o kişi yepyeni bir kişi olarak doğuverir.

Ressamlar, heykelciler, müzikçiler, yazarlar, tiyatro ve sinema sanatçıları, sürdürmek için bazen aralarında şah yapıtların çıktığı oyuncaklar yapıp dururlar kendilerine... Onun için büyümeden yaşlanmanın “sadece kendilerine malûm” hiç bitmeyen bir lunaparkında dolaşırlar.

Liste
Yükleniyor…