Bu Hristiyan alemi, tarihte başımıza gelebilecek, her çatışmada bizi zayıflatan bu en büyük veba, bitirmeliyiz.
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Önce Türkoloji ve sonra Kürdolojinin doğuş ve gelişmesinde emperyalizm ve emperyalistler arasındaki çatışmanın önemli rolünü netlikle görebiliyoruz.
Sizin gibi insanlar soylu kişilerdir. Soylu birine yaraşır uysallıktan ya da öfkeden öteye gidemezler. Bunlar ise boş şeyler! Örneğin, sizler dövüşmezsiniz. Buna rağmen, kendinizi aslan gibi görürsünüz. Biz ise dövüşmek istiyoruz. Ama, konuşmak boşuna! Bizim savurduğumuz toz sizin gözlerinizi yakar, bizim çamurumuz seni kirletir. Sen bize ulaşamadın. Elinde olmadan kendini beğeniyorsun, kendi kendini suçlamak hoşuna gidiyor. Halbuki, bütün bunlar bizim canımızı sıkar. Biz başkalarını kırmalıyız. Sen sevimli bir çocuksun; ama ne olursa olsun, yumuşak, liberal bir beyzâdesin. Babamın söylediği gibi; işte hepsi bu kadar!
Hıristiyanlığın sana yardımı dokunmuyorsa, sen de filozof ol, kalender bir filozof!
Birisi bize yalnızca severseniz anlayabilirsiniz dediyse, her türlü çatışmanın akabinde sağ kalabileceğimizin müjdesini de vermiştir. Sevmek huşu duymanın bir parçasıdır çünkü. Haşyet de anlamanın ön şartıdır.
Yaşıyor, yani savaşıyor olmak her ne kadar insanın ilk, tek ve âsli çabası olarak kalsa da insanlar kendilerini ister istemez buldukları bu çatışmanın kendilerince doğrulanır bir mahiyet kazanmasını arzu ederler. Zaten yapmak zorunda oldukları işi, itile kakıla değil, gönüllüce yapmak isterler. O yüzden yürüdükleri, ama rotası belli olmayan yolda karşılaştıkları her işaret, her bellilik onlara güven verir. Doğru yolda gittikleri telaşına kendilerini o kadar şiddetle kaptırmışlardır ki kuşatıldıkları anlam çemberinden işlerine gelen her adlandırmayı, her tanımı üzerinde fazla düşünmeksizin benimseyiverirler. Çünkü savaş sürmektedir ve ellerine geçirdikleri her silâhı veya kalkanı kullanmada biraz tereddüt gösterecek olurlarsa öldürücü bir darbe yemekten korkarlar.
Bu gerçeği yansıtan sadece al-Cahiz değildir; onun gibi daha niceleri aynı görüşte olmuşlardır. Kapalı bir dille anlatmak istedikleri şudur ki, şeriat verileriyle, daha doğrusu Kur’an’ı kaynak yapmak şeklinde bilim uygarlığı yaratmak mümkün değildir. Bu vesileyle şunu da eklemek gerekir ki, Emevi hükümdarları, (özellikle Muaviya) yönetim işlerinde bile Hıristiyanların tecrübelerinden yararlanmışlardır. Söylendiğine göre “..Aramı Bizans tipinde Hıristiyan kültürünün Müslüman muhitine nüfuzu bu devirde başlar ki, bu tesir karakteristik İslam medeniyetinin teşekkülünde etken olmuştur”.
Dün sabaha karşı kendimle konuştum. Ben hep kendime çıkan bir yokuştum. Yokuşun başında bir düşman vardı. Onu vurmaya gittim ve kendimle vuruştum.
Osmanlı'nın cami, medrese ve tekke gibi sosyal yapıları iyi tahlil edilerek ABD'de eğitim ve tebliğ çalışmalarının yapılması gerekir. Amerika'daki insanlar yumuşak Hıristiyan'dır, onlara Protestan denir.
Her zaman gerekli olan Mesih’in kilisesinin disiplini, Mesih tarafından getirilmiştir ve Kutsal Kitap’ta belirlenmiştir; bu nedenle gerçek ve kanuna uygun disiplin sadece bunlardan alınabilir. Başka bir zemin üzerine inşa edilen disiplin kanuni değildir ve sahtedir.
Sünniler, Hristiyan mezhepleri, Yahudiler, Brahmanlar, Budistler, ateşperestler, putperestler. Bu dinlerin taraftarları kendi görüşlerini doğrulamak için kanıt üstüne kanıt sunup, diğer fikirlerin yanlışlığını ispatlama çabası içindeydi.
Büyük tektanrıcı dinlerin kesinliği ve dışlayıcılığı farklılıklara hoşgörü göstermeyi zorlaştırıyor ve çatışmaların temelinde bu farklılıklar yatıyor.
Dünya genelinde şahit olduğumuz çatışma, dinler ya da uygarlıklar arasındaki bir çatışma değildir. Bu çatışma, birbirine ters iki şeyin, iki çağın çatışmasıdır; Orta Çağ zihniyeti ile 21. yüzyıl zihniyeti arasındaki çatışmadır. Bu çatışma, uygarlık ve geri kalmışlık arasındaki çatışmadır; uygar olanla ilkel olanın, barbarlıkla akılcılığın çatışmasıdır.