Bizim şu anda yapacağımız kendi ekonomimizi, kendi devletimizi daha da güçlendirmektir. Çünkü Doğu Akdeniz'e baktığımızda Türkiye ile birlikte, mavi vatanda, hava sahasında her yerde ulusal menfaatlerimizin ve daha da güçlü bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kökleşmesi gerekiyor.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Doğu Akdeniz'de ülkemizin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin adil bir şekilde yer almadığı hiçbir denklem barış ve istikrar üretemez.
KKTC, mutlak suretle yaşamalıdır. Artık ne geriye dönüş vardır ne de bunu yapmak bize ve bizden sonra gelecek nesillere yakışan haysiyetli bir durum olur. Dünyada insanoğlunun elde ettiği en önemli başarı, kendi devletini kurmak ve bağımsızlığını eline alabilmektir. Doğu Akdeniz'in bu kadar stratejik önem arz ettiği bir dönemde, Doğu Akdeniz'deki stratejik çıkarları açısından Kıbrıs Türkü ve KKTC, Türkiye'nin olmazsa olmazıdır.
GKRY ve Yunanistan ikilisinin savunduğu ve AB tarafından desteklenen tezlerin gerçekleşmesi durumunda; yaklaşık 189 bin km²'lik deniz yetki alanımız 41 bin km² ile sınırlandırılacak, bir başka deyişle, egemenlik haklarımızın bulunduğu 148 bin km²'lik alan gasp edilmiş olacaktır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti varlığı ortadan kalkacak olursa, bu Türk topraklarına saldırı olacaktır. Çünkü KKTC Türkiye’nin uzantısıdır. Hem Türkiye için hem de Doğu Akdeniz için Kuzey Kıbrıs’ın ne kadar önemli olduğu haritaya bakılınca görülür.
KKTC'nin ruhsat sahalarında, Türkiye'nin deniz yetki alanlarında inceleme yapmak, onlardan istifade etmek için çalışmak bizim hakkımızdır.
Devletin tekelleştiği ve tekellerin devlet olduğu bir düzene, jenerik olarak, feodalite demek durumundayız. Feodalite mi, parsellenmiş devlet biçimidir. Önümüzde kapitalizm yerine böyle bir model var.
Tekelli düzende devletin tekellerin olduğunu söylemek, gerçeğin binde birini anlatmak demek oluyor. Tekelli düzende devlet tekellerle gerçekleşiyor.
Kemalizm, modernist idi ve modernite,strüktür demektir. Kemalist Cumhuriyet'te, 1926-1966, pek çok strüktür, yapı ve kurum ortaya çıkarıldı; şimdi bunlar kazınmaktadır. Ve bu arada, devlet idaresinde her yerde kemalistler avlanmaktadır ve Kemalistlerin gizliye çekilmeleri zamanıdır.
Bilimde, kuruluş, çok zaman üst kattan başlar; binalarda çöküş ise hep alt kattandır. Binalarda çok somut olduğunu biliyoruz, çünkü çöküşü görebiliyoruz. Buna karşın bir devletin, bir düzenin, bir politikanın çöküşünü, hissetmekle birlikte, görmek her zaman mümkün ve kolay olmuyor, çünkü enkazı teşhis etmekte güçlük çekiyoruz; kaldı ki, devlet, düzen ya da politika çöküşü kabul etmemek eğilimindedir.
On beş tane çapulcu çıkacak ve devlete el koyacak, biz de hiç mukavemet etmeyeceğiz. Sabahtan beri harekât olduğunu söylüyorsunuz. Bu ne biçim harekât, kim bir küçük yara aldı? Hani nerede top ateşi, nerede tankların saldırısı? Eğer kan dökülmek isteniyorsa dökülecektir. Devletin şerefi böyle bir harekâtı derhal bastırmayı gerektirir.
Köklü bir devlet şekli söz konusu olduğu zaman düşünce ve duygularımız kendi aramızda kalmaz. Onları takip eden bütün bir dünya vardır. Cumhuriyet'in ilanı bir milletin kutsal bir ideali, bir ateşi, bir ülküsü gibi ortalığı sarar.
Devlet adamı olarak, hiçbir zaman hatırımızdan çıkaramayız ki, hilâfet orduları bu memleketi baştan başa harabeye çevirmişlerdir. Bir gün yeniden hilâfet orduları kurulabileceğini aslâ gözden uzak tutmayacağız. Türk milleti en büyük acıları halife ordusundan çekmiştir. Bir daha çekmeyecektir. Bir hilâfet fetvasının bizi I. Dünya Savaşı felâketine sürüklediğini hiçbir vakit unutmayacağız. Bir hilâfet fetvasının, millet ayağa kalkmak istediği zaman, ona düşmanlardan daha alçakçasına hücum ettiğini unutmayacağız. Tarihin herhangi bir devrinde, bir halife, eğer zihninden bu memleket mukadderatına karışmak arzusu geçirirse, o kafayı behemehal koparacağız!
Ben Kenan Paşa'nın özel kalem müdürüydüm. İftihar ederim. Kenan Paşa vatansever; devletini, milletini seven müthiş bir aile babasıydı. Çok şey öğrendik kendisinden.
Siyasetin bütün iniş çıkışı bir yandan kurtların, diğer yandan çakalların devlete karşı toplumu, topluma karşı devleti koz olarak kullanışına ayarlanmıştır. Bu iniş çıkıştan başı dönen Türk toplumu bir türlü hem güvenliğini, hem de özgürlüğünü bir arada, birlikte istediğini ve biri için diğerini feda etmek mecburiyetinde olmadığını söylemez, söyleyemez. Kurtların kurtluk, çakalların çakallık yapmalarından ülke lehine bir sonuç çıkabileceği ihtimalini hep göz önünde tutar. O kadar ki kurtların çakallaşması, çakalların kurtlaşması Türklerde endişe uyandırır. Çünkü onlar da bütün hazırlıklarını hayatlarını yaşamak üzere yapmışlardır. Kurt veya çakal, takılacak birileri olsun isterler.