Bizi yargıyı siyasallaştırmakla itham edenler, şu anda kendi oturdukları makamları bir siyasi partinin il başkanları gibi kullanabilme cüretini gösteriyorlar. Bunlar kendilerini Cumhuriyetin tek ve yegane sahibi sanıyorlar.
- Henüz kategori yok.
-
Sivasspor, Ligde Zorlanan Manisa FK'yı Ağırlıyor: Maç …08.11.2025
-
Ünlü Oyuncu Kıvanç Kasabalı'nın Babası Niyazi Kasabalı…08.11.2025
-
6 Kasım 2025 İzmir Su Kesintileri: İZSU'dan Detaylı Aç…08.11.2025
-
Galatasaray, Liderlik Koltuğunu Sağlamlaştırmak İçin K…08.11.2025
-
Fatih Terim, Çekya Milli Takımı İle İlk Görüşmeleri Ge…08.11.2025
-
Adana Semt Pazarında Dehşet: Silahlı Çatışmada İki Mas…08.11.2025
-
Boluspor Teknik Direktörü Arslan'dan Bandırmaspor Maçı…08.11.2025
-
Everton, Gol Sıkıntısını Franculino Dju ile Çözmek İçi…08.11.2025
-
Galatasaray'da Yunus Akgün Fıtık Ameliyatı Oldu: Saha …08.11.2025
-
Bengü'den Çağatay Ulusoy ile Romantik Film Hayali08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Bak bana dikkatle. Sence ben militan mıyım? Sakallarımı yolsam, ahbaplarından mıyım? Geyik muhabbetine katılsam, söyle dostlarından mıyım? Neredeyim, sen neredesin? Sen ne boş bir kellesin! Sana dünyâlıklar ellesin, salıncaklarını tayfunlar yellesin!
Şimdi bu savcı da aynen o militanlar gibi Adalet Sarayı'nın önünde, Başsavcı ondan dosyayı aldıktan sonra çıkıyor bildiri dağıtıyor. Sen kimin savcısısın? Sen iddia makamısın. Kim adına? Millet adına. Sen nasıl böyle bir yanlış yaparsın. Sen nasıl olur da masum insanlar hakkında dosya düzenler, yalan yanlış dosyaları kalkıp da medyaya sızdırarak o insanları gölgelemeye, onlar üzerinde kara bulutlar estirmeye kalkarsın? Böyle bir yetki olamaz.
Bir rejimi muhalefetin lanet olası eleştirisiyle değil, partizanın içten övgüleriyle yargılarım.
Benden nefret ediyosan; başkalarının söyledikleri için değil, benim söylediklerim için et.
Oysa yargı, Hukuk Devleti kavramını korumak için, sadece hukuka tabi olmak, siyasal etkinin dışında kalmak zorundadır. Yargının bu bağımsızlığını "kast sistemi" diyerek eleştirmek, Hukuk Devleti kavramının altına dinamit koymak demektir.
Bombalar imha edilmiş, Ortada yığınla sanık, tez, kitap var. Elde subay var ama emekli. Ortada tank yok, top yok, silah yok. Dava ciddi şekilde yıpranmıştır.
En masum insanlar, olmadık laflarla gözaltına alınıyor, yıllarca içeride kalıyor. Niye tutulduğunu bile bildiği yok. Türkiye'de adalet, hukuk, bitmiştir. Türkiye'de hukukun içine güve girmiştir. İyi gidiş değil bu.
… Kötü ressamları göklere çıkaran dergiler var, gazeteler var. Herkes tartışıyor, herkes anladığını iddia ediyor. Oysa sadece sevmek yeter de artar. Satıcılar tablolarımın arasında seçme yaptıkları zaman en iyi tabloyu göremeden geçerler genellikle. Remi gerçekten tutkuyla seven bir tek kişiye rastladım bugüne dek. Bu adam Bay Chocquet idi. “Resmi neden ve nasıl sevdiğimi bana anlatmasınlar, buna ihtiyacım yok” derdi. Açtığımız “impressioniste”ler sergisi sırasında içeri girmek isteyince: “Sakın ha ! Oraya girme !” demişler Bay Chocquet’ye. Bir yıl sonra tablolarımızın satışında kendisine Hotel Drouot’un, önünde rastladım. Argenteuil’de yaptığım tablolarımdan birini 100 franga almıştı. Bizi tanıştırdılar. Gözleri dolarak: “Bir yılıma yazık oldu” dedi. “Tablolarınızı bir yıl önce görebilirdim. Bu zevkten nasıl da yoksun bıraktılar beni…” Çünkü o zamanlar acımadan yargı giydiriyorlardı bize. “Anlamıyorum..” demiyorlardı. “Ahmakça, iğrenç” diyorlardı. Bu da bizi kışkırtıyor, bize cesaret veriyordu, çalıştırıyordu bizi.
Normal zekaya sahip bir insan olup biteni, dinlemeye takılanları, bakanların istifalarını, bilhassa Başbakan'ın 30 senelik dostu Erdoğan Bayraktar'ın açıklamalarını, Sayıştay raporlarını, yargıya apar topar gelen düzenlemeleri vs... yan yana koyarsa sonuçta pis kokuların geldiğini anlar. Bu iki kere iki dört kadar net.
Peki ne görüyoruz; sonsuz tamahkar bir plütokrasi ile karşı karşıyayız. Şunu ileri sürebiliyorum, her sömürgeci Türkiye büyük zenginlerinden daha az sömürgecidir. Artık bunlar için 'halkım' demek çok yersiz, her sömürgeci sömürdüğü halka bunlardan daha yakın ve insaflıdır. Her sömürgeci bunlardan çok daha 'kalıcı' ruh halindedir ve bunları, kesinlikle 'kaçıcı' tarif etmek zorundayız.
Tayyip Erdoğan, ülkede tartışma düzeyini, hızla Kasımpaşa Kahvehaneleri'ndeki münakaşa seviyesine indirmektedir.