Benzer Sözler

Kültürü olmayan insan topluluğundan söz edemeyiz. Kültürün 3 ana dayanağı vardır. İlki, dildir. Dilsiz insan yoktur, olamaz. Dil yapısına sahip olmayan insan mümkün değildir. Düşünme dille iç içedir. Dil, düşünmenin dışavurumudur. Düşünme, doğrudan doğruya akla bağlıdır; dil de düşünmenin bir uzantısıdır. (...) İkincisi dindir. Aynı şekilde dildeki gibi insan topluluğu oluşmuşsa orada dinle karşılaşıyoruz. Dini olmayan bir topluluktan bahsedemeyiz. (...) Üçüncüsü zanaattir. Zanaat, olağanüstü derecede hayati bir olaydır. Hayatta kalmamız, yaşamamız için elimizde hazır hiçbir değer yoktur. Her şeyi imal etmek,, ortaya koymak zorundayız.

Müslüman Türk, irfan sahibi idi. İrfan da ne ki, dersek, bir milletin, iman ve tarih yayığında asırlar boyu döve işleye meydana getirdiği deruni zarafet, incelik ve medeniyetin parlak terkibidir. İşte bu terkip, insanoğlunun elinden, dilinden, söz ve davranış olarak taşan bir müstesna verim, iç bünyenin sermaye ve zenginliği denebilir. Böylece de toplumun fertleri, sözleri ve hareketleriyle içinde yaşadıkları cemiyeti buyrukları ile inceltip aydınlatmışlardır. Toprak rejiminin sağlıklı zamanındaki tımar ve zanaatların kolu kanadı altında boy ata ata, örfte adette, san'atta, zarafette, iman, basiret ve hikmette asırlarca mesafe almış Türk cemiyeti nihayet irfan durağına vararak, adeta cismi ruh olmuş, ruhu da cismine bir ilahi kaftan giydirmişti.

Bizim yetişme tarzımızda, eğitim sistemimizde yasakçı bir anlayışı var. Tartışma, sorgulama, araştırma ve eleştiri yok. Ezilmiş, bozulmuş, yasaklanmış, kalıplara sokulmuş, siyah beyaz dediğimiz mutlak doğrularla yatıp kalkan bir kültür, eğitim sistemimiz var. Biz halk olarak mutlak doğrulara teslim olmuşuz. Halbuki ne sosyal alanda, ne teknik alanda mutlak doğru yoktur.

Gücü eline geçirenlerin vahşi ve diktatör tavırları cehaletten mi ileri gelir? Eğitim ve kültür insanı medenileştirir mi? Öyle olsa bir opera, resim ve mimari meraklısı olan Hitler bu kadar vahşi olabilir miydi? Her biri en azından hukuk fakültesi mezunu olan ABD başkanları dünyayı kan revan içinde bırakırlar mıydı?

Kadın ve erkek karışık toplantılar düzenlenmemeli, içki, kumar, şans oyunları, gece kulüpleri ve sinemalar yasaklanmalı, gazetelerde kadınların resimlerinin basılmasına son verilmeli, namaz kılınmalı, evlerde yabanca dil yerine Arapça konuşulmalı, çocuklara Avrupalı mürebbiler tutulmamalı ve yabancı okullarına gönderilmemelidir. İslami eğitim uygulanmalı, karışık eğitime son verilmeli, kız ve erkeklerin eğitim müfredatları ayrı ayrı belirlenmelidir. Tabii bilimler materyalist telkinlerden arındırılmalıdır.

Eğitim bir ülke için her şeydir. Demokrasiyi anlamada ve uygulamada, savunmada, üretimde, adalette, kültürde, sanatta eğitim esastır. Yoksunluğu, terör, kaos, karmaşa, sürtüşme, çatışma; hukuksuzluk, rüşvet, hırsızlık, arsızlık ve “oy tüccarlığı ile elde edilen oyları milli irade tecellisi hanesine yazarak” demokrasi çarpıtmalarıdır.

Bir okumuşum tam 15 sene sürece... Ve okulumu kırmışım, kırılmışım dünümde. Şimdilerde ezbere büyüdüğümü anladım, tekdüze. Bilgilerimi çöpe attığım defterlerimde bıraktım ve soru kâğıtları artık yok önümde, tıpkı sorulan sorulara cevap olamadığı gibi. Verilen cevaplara kayıtsız kalanım. Ben talanım, ortadayım, çevremde bu koca şehir; elimde dumandan ibâret bir zehir, kibirle yıkanan insancıklar ortasında binlerce çocukluğum, çantalarına koymak için bekliyor geleceğini. Ben işte oydum, şimdi buyum! Önümüze bakıp da yönümüzü bulamadık, gözümüzü açıp da yolumuza varamadık, sözümüzü tutup da ileriye adım atamadık, adımızı karaladık ama temize çıkaramadık. Atamıza rüsvâyız, şimdi ben soruyorum sayın hocam; pişman mısın? Gelecek sizin eserinizdir, ezbere nesiller yoldalar; kırmızıda geçtiler. Yeşili beklemeden meydanı boş bulan her hergele mengene oldu, ülkemi yedi âfiyetle beni de. Siz diplomasına imzalarınızı attınız. Şimdi yine soruyorum sayın hocam, pişman mısın? İmzâlarınız ateşe verdi kibritin torpilini ve yandı okul önlükleri. Üniformalarda saklanan büyük teröristleri yarattınız, kararttınız; 25 senedir beklediğim aydınlık geleceğimi, biraz abarttınız!...

XIX. asırdan itibaren dünyadaki bütün kültürler Batı medeniyeti tarafından darbeye maruz bırakılmış, güdükleştirilmiş, üreme organları kesilmiş kültürlerdir. Bu kültürlerin içinde hareket edenler sadece şaşkın şaşkın bakmayı bilirler, uyuşamadıkları için.

Liste
Yükleniyor…