Biz bu işi bir açılım olsun, oy alalım diye yapmadık. Biz Türkiye partisiyiz. Vatandaşlar arasında ayrım yapamayız. Bu girişime ve görüntüye partimizin içinde de karşı çıkanlar olabilir. Onların söyledikleri partimizin politikası olamaz.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Ne olmuş? Ne olmuş Kardeşim? Niye aldın, almayacaksın. Alacağım kardeşim, alacağım, onu bil, alacağım.
İnanılmaz bir “ben ve diğerleri” ayrımı olan dönemde yaşıyoruz. AKP'lisin ya da CHP'lisin ayrımı en yüksek seviyeye çıktı.
1 mart tezkeresini CHP ile Türk askerlerinin Amerika ile birlikte Kuzey Irak'a gireceğini düşünen AKP içindeki Barzani sempatizanı milletvekilleri reddetti.
Meclis’e gidiyorsunuz: CHP ’li milletvekillerinin yüzünden düşen bin parça, birbirine selam vermeyen, koridorda gördüğü zaman yolunu değiştiren pek çok kişi var. Konuştukları zaman kasılmış bir ağız ve gevrek bir ses tonuyla: “katılımcılık, demokrasi” filan gibi birkaç klişeyi dile getiriyorlar ama temel unsurları sevgisizlik, kıskançlık. Birbirinden nefret!
"Gençlik yıllarımda da üniversite yıllarımda da aynı şeyleri gördüm. Ve hala da bugünkü siyasette de biraz daha bozulmuş vaziyette. CHP'nin büyük hastalıklarından biri, adeta bir virüs, mikrop gibi siyasetle uğraşan insanlar arasında ne yazık ki var. Gençliğimde, gazeteciliğim sırasında her gün CHP'de vaktimizin büyük bir kısmı geçerdi. Rahmetli Yaşar Eğitim vardı, avukattı, il başkanı. Niyazi Önal genç avukat. Tahsin Atakan diye çok genç bir avukatı vardı. Oraya gelirler siyasi tartışmalar olurdu. Fakat gördüğüm bir şey olurdu, şeyi görmeye başladım. Hep bir araya geldikleri zaman hepsi çok iyi ahbap, hepsi Atatürk idealleri, partinin seçimlerde kazanması için yapılacak işleri konuşurlar. Fakat bir kısmı çekip gittikten sonra iki kişi yan yana gelince, diğer gidenlerin dedikodusunu yaparlar. Derken gördüm ki; geçimsizlik, anlaşmazlık, kıskançlıklar, iftiralar, ters yorumlar, herkes birbirinin ayağının altına karpuz kabuğu koyma gibi eğilimler içerisinde. Nasıl bu parti adam olacak diye düşünüp durmuşumdur. Kafamın bir köşesinde bu kalmıştır." (15 Ocak 2024)
Yıllardır statüko neyse, 10 yıldır AKP aynısını devralmış durumda. CHP'nin başı zorla kapatılmış halidir AKP.
CHP, İşçi Partisi, TKP ve ÖDP birleşse; Perinçek, Muharrem İnce ve bir Atatürk heykeli eş başkan olsalar; onlar da rahatlayacak, biz de.
Kılıçdaroğlu'nun, CHP'nin, Doğu Perinçek ve İşçi Partisi'nin "sol" olarak algılandığı bir memlekette sosyalist olmak zor iş.
Bir de kardeşim bindik, beş buçukta kalkacak. İDO seçim otobüsünü bekledi, 20 dakika geç kalktı. AK Parti seçim otobüsünü bekledi 20 dakika. Geç kalktı. Hani çoğulcu demokrasiydi bunlar? Hani insan haklarıydı bunlar, kendilerine gelince yontuyorlar. Şimdi MHP'nin otobüsünü bekler miydi o İDO? Bekler miydi, size soruyorum.
Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimi gayri milli, gayri ahlaki, gayri meşru bir savrulmanın tam göbeğindedir.
Eleştiriler yapılıyor. Tamam da, benim sözüm liberallere değil. Grup konuşmamda "Sizin gibi liberaller olacağına mutaassıp olsunlar" dedim. Bunun bir anlamı var. Sözüm her liberale değil.
Bu olay birilerini rahatsız etti. Din üzerinden siyaset yapanları, onları kendi aboneleri gibi görenleri telaşa düşürdü. Bizim rozet taktığımız o kadını AKP'li belediye başkanı çağırdı. "İstifa et, yapmayın" dedi. O kadın çok kararlı bir şekilde, "Hayır istifa etmeyeceğim, CHP'liyim artık" diyerek rest çekti. Bu çok önemli bir gösterge... Bir şeylerden korkuyorlar. Neden korkuyorlar, bu tehditler niye?
Türkiye'nin gerçeği bu insanlar. AKP'nin uygulamalarından, politikalarından rahatsızlar. Onlar "Bu kimliğimizle bizi kabul edin, bizi dışlamayın ne olur" diyor. Onlar, siyaseti dine alet eden çarşaflılar gibi, herkesi kendilerine benzetmeye çalışmıyorlar. Masumane şekilde örtünmüşler.
Tarihin hiçbir döneminde Cumhuriyet Halk Partisi'nin hiçbir organında rüşvetle karar satın alındığının bir örneği yoktur.
Bize sadece AKP’li bir kadronun, muhafazakâr kesimden insanların, eşleri örtülü olan bazı insanların partiye girmek istediği söylenildi ve bunda hiçbir sakınca olmadığını da biz söyledik. Gittik tabloyu gördük.