Birinci Dünya Savaşı'nda ordumuz için "Muzaffer olmasın ya Rab!" redifli bir gazel yazan hoca İstanbul'a dönmüş, halifenin şeyhülislamı olmuştu. Bir sarıklı hoca, Sait Molla, İngiliz karargâh kapılarında jurnal verme nöbeti bekliyordu. Medrese, Mustafa Kemal'in ve onunla çarpışanların "katli vacip" olduğuna fetva vermişti.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Yunan ordusu bir adım daha ilerlediği, Anadolu'nun bir yerinde daha isyan çıktığı vakit Türkçe çıkan gazetelerin çoğu sevinçle: — Hani kahramanlarınız? Hani Mustafa Kemal'iniz? Acı acı şöyle demişim: "Kuvayımilliye hiçbir işe yaramasa bile namuslu bir adamın yastığı dibinde duran tabancadır. Hiç olmazsa intihar etmeye yarar!"
Yunanistan’daki din adamlarının çoğu Yunan milliyetçisi, Rusya’daki din adamlarının çoğu Rus milliyetçisi, Ermenistan’daki din adamlarının çoğu Ermeni milliyetçisi ama; Türkiye’deki din adamlarının çoğu Türklük düşmanı. İşte Türk milletinin önemli sorunlarından biri budur.
Birinci Dünya Harbi'ne girdiğimiz günlerin birinde, büyük karargahta, benim gibi başka erkanıharp zabitlerinin de bulunduğu bir sırada Bronsart Paşa'ya sordum: Harp yapılıyor, ne olacak, kazandınız ne olacaksınız? Bu kadar büyük fedakarlığın karşılığı nedir? Belçika Belçika diye cevap verdi. Tekrar sordum: Belçika bu kadar fedakarlığı karşılayacak bir değer midir? Belçika'nın nesi var? Eti ne budu ne? Bronsart Paşa, Evet ufaktır, ufaktır ama çok değerlidir, dedi. Ben kendisini sıkıştırmaya devam ettim. Israrla kendisine soruyordum: Harpten sonra ne olacak? Nihayet baklayı ağzından çıkardı, Türkiye dedi. Bunu, Türkiye'yi kazanacağız, manasına söylediğini anladım. Fena halde çarpılmıştım ama, kendimi tuttum. Evet dedim, ne şekilde? Nasıl olacak? Beraber çalışacağız, cevabını verdi. Harpten sonra beraber çalışacağımızı düşünmüyoruz dedim. Bronsart Paşa niyetlerini daha çok açığa vuran bir cevap verdi ve dedi ki: Anlıyorum düşünmüyorsunuz ama kaç kişisiniz? Bu fikri devam ettirecek kaç kişisiniz? Varız kafi derecede, dedim.
Birinci Cihan Harbi'nde Almanlarla beraber çalıştık. Anlaştığımız zamanlar oldu, çatıştığımız zamanlar oldu. Çok defa da Almanlar bizden şikayetçi olmuşlardır. Almanlarla münasebetlerimizin hususiyetini belirtmek için şunu işaret etmek isterim ki, Türk-Alman ittifakı içinde beraber çalıştığımız Almanların, Alman İmparatorluğu menfaatine bir takım hesapları vardı. Bilhassa Suriye'de ve Arabistan'da hususi bir politika güdüyorlardı. Bize, yüzümüze karşı açıkça söylediklerine göre, Ermenilere yapılan muameleden son derece kırılmışlardı. Almanların Araplara karşı politikası büsbütün başkaydı. Onlara hususi bir muamele yapıyorlardı ve aslında harbi kazansalardı, yani Almanların istedikleri ölçüde kesin bir zafer kazansaydılar, onlardan kurtuluş kolay olmayacaktı. Açıkça görünüyordu ki, Türkiye'ye gitmek üzere gelmemişler.
Türk halkının verdiği Kurtuluş Savaşı'nı inkâr edenler ya geri zekalıdırlar ya akıllarından zorları vardır ya da inatla inanmak istemeyenlerdir.
Ve hele onu (Turan Dursun), şeriat sorunları konusundaki derin bilgisiyle ve her sorunu akıl kıstasına vuran maharetiyle, bir yandan çevresini etkilerken, diğer yandan "bilgili" geçinen nice din adamlarını (ki aralarında "profesör" ya da "doçent" unvanına sahip olanlar vardır) alt edip, foyalarını ortaya vurabilir görmekten her zaman için zevk duymuşumdur. Şunu belirtmek gerekir ki, şeriatla ilgili olarak yazdığı her şey, her bir din adamına ibret verici bir ders niteliğindedir.
...Evet, onun (din adamının) bütün düşmanlığı, bütün melaneti Müslüman Türk'e karşı olmuştur. Hemen ilâve edelim ki din adamının düşmanlığı sadece Türk'e karşı değil fakat Türk ile ilgili ne varsa ona karşı olmuştur: Türk'ün giyimi, kuşamı, yemesi, içmesi, gezmesi, eğlenmesi, sevmesi, düşünmesi, inanması ve saire... yani yaşantılarının her noktası din adamı geçinenlerin o ilkel, o bedevî ölçülerine göre ayarlanmıştır. Tıpkı bugün de yapılmak istendiği gibi...
Din adamı mantığı, bir yıldız veya sanatçı mantığı gibidir. Hayatın dışına çıkmayı, insani yönlerini mümkün mertebe insanlara göstermemeyi esas alır. İnsanlara hep etkileyici görünmek ister. Aksi halde gözden düşecektir.
Dindar bir insan mı istiyoruz? Başarılı bir insan istiyoruz. Dindar insan başarılı insan mıdır, ahlaklı mıdır? Görüyorsunuz, fethullah’ın ağzından tanrı, peygamber, hadis düşmez; her türlü dini söylemi ortaya koyar. Ama icraatına bakın. Bu kadar insan katledildi. Binlerce insan işinden oldu ve bunun tepesinde bir din adamı var.
Atatürkçülük ne demektir? Atatürkçülük, kısaca ulusal bağımsızlık ve ulusal onur demektir. Atatürkçülük, özetle antiemperyalist bir Kurtuluş Savaşı'nı başlatan ve sürdüren bir eylem ve öğretidir.
Mustafa Kemal, Bolşevik değildi. Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın Marksizm'le, Leninizm'le bir ilgisi yoktu.
Köktendinci üreticisi fabrikalar olan Medreseler ve Kuran kursları kapatılmalı, laik ve bilimsel bir eğitim teşvik edilmeli. Bu kural hayati.
İnsanın en kolay gösterdiği duygu hainlik, en zor ortaya çıkarttığı davranışsa basirettir.
Bundan tam 102 yıl önce o dönemler İzmit Sancağı sınırları içerisindeki Pamukova'da Yunus Nadi Abalıoğlu ve Halide Edip Adıvar tarafından kurulmasına karar verilen Anadolu Ajansının, Atatürk'ün onayı ile hayata geçmesi, her şeyden önce bir Kocaelili olarak bizleri onurlandırmaktadır. O gün temelleri Kocaeli'de atılan Anadolu Ajansı, bugün dünya çapında bir haber ajansı haline dönüşmüştür. Bu vesileyle Anadolu Ajansı camiasını tekrar tebrik eder, daha nice yıllar başarılı çalışmalarının devamını dilerim.
İkinci Kurtuluş Savaşının ilk kurşunlanan devrimcilerinden sonra bizler de düşebiliriz, bunu korku değil varacağımız şerefli bir nokta olarak kabul ediyoruz.
Bu büyük devrin muvaffakiyetlerinin başlıca sebebleri, Saray belâsının ortadan kalkıp yerine konan hâkimiyet-i millîye, ricâl ve kumandanlarda yüce bir aşk halinde milliyet duygusu yâni Türklük ruhu olması, namuskârlık, çalışkanlık, azîm ve cür'et ile çalışma ve Merkez-i Hükûmet'in ecnebîlerin, fesatçıların varamıyacağı bir yerde, yâni Anadolu ortasında olmasıdır.
Müşir Fevzi Paşa'nın Ordu ve harbe olan hizmetleri pek büyüktür. Kumandanlar, zâbitler Türk'ün zaferi için dağlarda didinmişlerdir.