Bireysel başvuru uygulamasının başladığı 23 Eylül 2012 tarihinden 2021'in ilk çeyreğine kadar toplam bireysel başvuru sayısı 308 bin 672'ye ulaşmıştır. Anayasa Mahkemesi bu başvuruların yaklaşık yüzde 86'sını karara bağlamıştır. Karara bağlanan toplam 265 bin 300 dosyanın yüzde 89'una kabul edilmezlik kararı verilmiştir. Esastan incelenen 12 bin 318 dosyada yüzde 4,6 oranında idari ret kararı, yüzde 5,4 oranında hak ihlali kararı verilmiştir. Başvuru oranlarına göre değerlendirildiğinde hak ihlali oranının son derece düşük olduğu da tespit edilecektir.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Yargı her türlü hukuk dışı eylemden, eli kolu ayağı bağlanmadığı sürece hesap soracaktır.
Bir yargıç iyi niyetle dinlemeli, akıllıca karşılık vermeli, sağlıklı düşünmeli ve tarafsız karar vermelidir.
Gün gelecek IŞİD'e “bir grup öfkeli genç” diyen IŞİD'e tırlarla silah gönderen Bu hainleri hastanelerimizde tedavi ettirenler YARGILANACAK!
Adaletin en kötüsü geç tecelli edenidir. Sonunda hüküm isabetli olsa da, geciken adalet zulümdür.
Milletvekilleri ve yargıçlar ister istemez paranın, şöhretin ve gücün tüm cazibelerine maruz kalmakta, onları partiler arası adaleti hiçe saymaya, hakları satmaya ve insanların hürriyetlerini çiğnemeye sevk etmektedirler. Öte yandan jüri üyeleri bu ayartmaların hiçbirine maruz kalmıyor.
Yargı yurttaşın haklarını değil, Devlet’i koruyor. Yargı yurttaşın yanında değil, Devlet’in güdümünde.
Toy çağımda bir öğüt vermişti babam, hala küpedir kulağıma. 'ne zaman' demişti, 'birini yargılamaklı davranacak olsan, hatırdan çıkarma, herkes senin imkanlarında gelmemiştir dünyaya!
Bağımsızlığın mutlaka korunması gereği, devletin ve hükümetin de yargı karşısında bir "taraf" olmasından kaynaklanır. Bilindiği gibi Anayasa'nın 125'inci maddesine göre "İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır". Yargı karşısında, aynen vatandaşlar ve öteki tüzel kişiler gibi hükümet ve devlet de bir "taraftır". Yargının, hükümet ve devlete karşı açılan davalarda tarafsız kalabilmesi için mutlaka siyasi etkilerden, özellikle de iktidardan bağımsız olması gerekir. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda söylenecek son bir söz "tarafsızlık" kavramı üzerinedir: Yargı, karşına gelen şikayetçi ve şikayet edilen konusunda tarafsızdır. Ama Anayasadan, yasalardan ve esas olarak adaletten, hukuktan yana taraftır!
Objektif olma, adalet duygusu önemli benim için. Kadrolaşma eskiden de vardı. Ama son sekiz yıldır yaşadığımız kadrolaşmayı hiç yaşamadık. Özellikle referandum sürecinde kamplaşmanın derinleştirilmesi, bundan adeta rant sağlanmaya çalışılması son derece rahatsız ediciydi. Ardından yeni HSYK'da kadın temsilinin bir yıl önce yüzde 36 iken, bir yıl sonra yüzde 1,63'e düşmesi, adli yargıda yüzde 2'de kalması, totalde yüzde 3'ün altında kalması inanılmaz bir şey. Bu tam bir darbeydi.
En masum insanlar, olmadık laflarla gözaltına alınıyor, yıllarca içeride kalıyor. Niye tutulduğunu bile bildiği yok. Türkiye'de adalet, hukuk, bitmiştir. Türkiye'de hukukun içine güve girmiştir. İyi gidiş değil bu.
Türkiye bir hukuk devleti, hukuk devletinin gereği yapacak. Mahkeme çağırıyorsa, tıpış tıpış gelip ifadesini verecek, yağma yok.
Biz sosyalistiz. Biz, başka bir ekolüz. Biz, başka bir doktriniz. Biz, Mehmet Ali Aybar ve Behice Boran ile birlikte Kürtlerin haklarını savunduk. Kimse diyemezken, 1970 yılında, ‘Bu ülkede Kürt vardır,' diye karar aldık. Anayasa Mahkemesi, partimizi kapattı.
‘Göze göz, dişe diş’ dendiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, kötüye karşı direnmeyin. Sağ yanağınıza bir tokat atana öbür yanağınızı da çevirin. Size karşı davacı olup mintanınızı almak isteyene abanızı da verin. Sizi bin adım yol yürümeye zorlayanla iki bin adım yürüyün. Sizden bir şey dileyene verin, sizden ödünç isteyeni geri çevirmeyin.
Batıda bir bulutun yükseldiğini görünce siz hemen, ‘Sağanak geliyor’ diyorsunuz, ve öyle oluyor. Rüzgârın güneyden estiğini görünce, ‘Çok sıcak olacak’ diyorsunuz, ve öyle oluyor. Sizi ikiyüzlüler! Yeryüzünün ve gökyüzünün görünümünden bir anlam çıkarabiliyorsunuz da, şimdiki zamanın anlamını nasıl oluyor da çıkaramıyorsunuz? Doğru olana neden kendiniz karar vermiyorsunuz? Sizden davacı olanla birlikte yargıca giderken, yolda onunla anlaşmak için elinizden geleni yapın. Yoksa o sizi yargıcın önüne sürükler, yargıç gardiyanın eline verir, gardiyan da sizi hapse atar. Size şunu söyleyeyim, borcunuzun son kuruşunu ödemedikçe oradan asla çıkamazsınız.
Fikir, sanat, eğitim, sanayi, tarım, adalet. Her konuda müthiş bir sefalet içindeyiz. Elimizde duble yollar, AVM'ler ve lüks rezidanslardan başka bir şey kalmadı..!