Bir kere baba olmak kazasına uğradınız mı her konuda sizinle zıtlaşan, açıktan açığa düşmanlık ilanından çekinmeyen eğer zenginseniz mirasınızı yemek için ölümünüzü bekleyen düşmanlarınızı nefsinizin zararına yaşatmakla görevlisinizdir.
- Henüz kategori yok.
-
Güller ve Günahlar 5. Bölümde Berrak'ın İntihar Girişi…08.11.2025
-
Monaco-Lens Maçı Öncesi Kadrolar Netleşiyor: Pogba Yok…08.11.2025
-
Espanyol, Villarreal'ı Ağırlıyor: Gerard Moreno Dönüş …08.11.2025
-
Chelsea - Wolverhampton Maçı Öncesi Sakatlıklar ve Enz…08.11.2025
-
Le Havre-Nantes Karşılaşması: Erken Gol ve Kaleci Carl…08.11.2025
-
Rhein Derbisi'nde Mönchengladbach, Köln'ü Üç Golle Geç…08.11.2025
-
Dilek Kaya İmamoğlu'ndan Ekrem İmamoğlu Vurgusu ve İBB…08.11.2025
-
Rhein Derbisi: Mönchengladbach - Köln Maçında Goller v…08.11.2025
-
Uluslararası İş Birliğiyle Portekiz, Dev Uyuşturucu Se…08.11.2025
-
Vince Gilligan'ın Pluribus Dizisi Apple TV+'ta Başladı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Ben kendimi görebilmek istediğimde bana ayna görevi yapan babama giderim. Hani aynanın karşısına geçtiğinizde kendinize çekidüzen verirsiniz ya... Psikolojik, ruhsal, gönül ve görüş tedavimi babam yapar benim.
Babamın babası Koçzade Hacı Mehmet Efendi Vilayet Meclisi Umumi azalığı yapmış, Ankara'da iyi tanınmış, zaman zaman taahhüt işlerine girmiş, buğday ticaretiyle uğraşmış, hareketli bir insandı. Babam Koçzade Hacı Mustafa Efendi'yse medreseye devam etmiş, hoca olmuş, fakat hiçbir iş yapmamıştı. Babasından kalan binalardan gelen paralarla ailesini geçindirirdi. Hayatı sadeydi; erken yatıp erken kalkar, zamanının büyük bir kısmını evde geçirirdi. Boş kaldığı zamanlarda dini kitaplar okurdu.
Babam insanlara sekiz yüz milyon buğday tanesi vermişti, ben de sekiz yüz bin sözcük verdim; bu kadarı yeter babama erişemeyeceğim
Üzülme baba, dedi. Pek darda kalırsan bana gelirsin; sana kendi evladım gibi bakarım.
Evladı olmayanların böyle bir saygısızlığı yapmasından daha doğal bir şey olmaz... Çünkü bunlar aile nedir bilmez, evlat nedir bilmez.
Ben babamdan korkardım, korkuyla severdim, o da babasından korkardı, belki de o neslin saygı kavramı korkmanın yolundan geçiyordu.
Çocuklarımın benimle ilgili hatırlamalarını istediğim tek şey, hakiki bir sporcu olduğumdur. Geri kalan her şey cehennemin dibine!
Hayatta iki devre vardır. Çocukluk, ihtiyarlık... Yeni doğan çocuk nasıl yürüyemez, söyleyemezse, ihtiyar da yavaş yavaş insani güçlerinden kalır... Yetiştirilmiş evlat işte o zaman bu kocamışa destek olur. Oğullarının, kızlarının kollarında sarsak sarsak yürüyen babaları hiç görmediniz mi?