Bir insan bir birey olarak sadece kendi kişisel hayatını yaşamaz. Aynı zamanda, bilinçli ya da bilinçsiz, kendi dönemi ve çağdaşlarının hayatını da yaşar.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Toplumun içindeyken hissettiğimiz şeyler yalnız olduğumuz bir durumda hissedeceğimiz şeylerden tamamen farklıdır.
Sürü insanının bütün kaygısı "sürüce ayakta durmaktır"; sürü teki pasiftir ve her türlü yaratıcılıktan yoksundur.
Sanayileşmiş toplumun her yerde laik toplum olması da rastlantı değildir. Bu toplum, her insanın bir birey olarak kişilik sahibi olduğu, bu nedenle de insan haklarının tanınıp korunduğu toplumdur. Bu toplumda doğal yeteneklerini geliştirebilmek bireyin ilk hakkı sayılmaktadır. Bunun için bireyleri, başkasının eşit hakkına zarar vermemek koşuluyla, tehlikesi ve zararı da kendisine ait olmak üzere, kendi kendisini istediği gibi yöneltip yönetmekte özgür bırakmak, çağdaş toplumun –deyim yerindeyse- anayasasıdır.
Eskiden “mahalle” içinde az katlı, yüksek tavanlı, kendimize mahsus evlerde yaşardık. Şimdi çok katlı, basık tavanlı, birbirlerine tıpatıp benzeyen apartmanlardan oluşmuş sitelerle “otel konforunda akıllı rezidans”larda yaşıyoruz… “Ev” deyip geçmeyin, yaşanan mekânın karakteristik özelliklerinin insanüstünde belirleyici ve kalıcı etkisi olduğunu bilim söylüyor.
Ekonomik yaşamı merkezi bir otorite mi düzenler, yoksa sayısızca bireyler kendi kararlarını kendileri mi alırlar?
Şu istikrarlı toplum safsatası da nedir? Dalga geçiyorsunuz herhalde. Doğa istikrarlı değil. Yaşam istikrarlı değil. İstikrar doğal değil.
Varlığımızı Afrika’daki üç, beş bin kişilik bir kabileye, rönesansı Floransa’daki Medicinlere borçluyuz. Ailelerin ve kabilelerin reisleri vardır; bütün büyük işleri hep bir kişi başlatmış, hatta başından sonuna pratik ve yaklaşık olarak o kişi tamamlamıştır.
İnsanların organları ve birbirleri arasında eş ritim vardır, insanlar da çünkü insanlığın organlarıdır.
Alıcı bir organizma kendine karşı verici bir toplum olmadıkça büyüyemez, sosyal her yapı o yüzden alıcıları giderek verici hale döndüren düzenekler olarak iş görür.
Uyruk olmaktan bir türlü kurtulamayan insanlar verilen buyruklara hep boyun eğerler, yazgının çağrısına kulak asmazlar.
Ben insanların ve toplumların hayatlarına müdahale edilmemesinden yanayım. Müdahale ettiğiniz noktada onları mutsuz etmek durumunda kalırsınız.
Bir gün ülkede devletin kutsal sayılması gerektiği ve bireyden daha önemli olduğu teranesi sona ererse, rahat bir nefes alacağız.