Benzer Sözler

Yargıda dürüst adım atan bütün yargı mensuplarını tenzih ediyorum ama maalesef belli bir örgüt anlayışı içerisinde görev alanının dışına çıkarak bazı medya gruplarına da içine alarak masum insanları karalamak isteyen yargı mensupları var. Ordan da bu tür servisler yapılıyor. Hiçbir savcı medyayla işbirliği yapamaz. Sen kime hizmet ediyorsun seni tanıyalım. O savcı kime hizmet ediyor. Gün ola harman ola. Suç duyurusu yapıyorum. O militan savcı hakkında HSYK'ya suç duyurusunda bulunuyorum bakalım ne yapacak.

Blair'den sonra siyaset medyayı çok etkilemeye başladı. Siyasetçiler, birçok önemli problemi göz ardı edecek yayın yaptırabiliyorlar medyaya. Mesela, bir cinayet ya da bir skandal olsa, o arada bir manipülasyonla hükümet bir kanun tartışması başlatsa medyanın önemli bir kısmı onun peşine takılabilir.

Türkiye’de halkın düşüncesi hakkında bir iddiam var. Halk bir dağ gibidir. Ondan duyduklarınız bir sesin yansımasıdır. Türkiye’de bu sesler çoğunlukla medyanın etkisindedir ve bu kurumun bir kısmı ülkemiz politikasında söz sahibi olmak isteyen dış güçlerin yönlendirmesinin tesirindedir.

Bahriye Üçok, Turan Dursun, Uğur Mumcu gibi basın-yayının önemli ve önde gelen insanları, faili meçhul cinayetlere kurban gittiler. Gitti ve sahip oldukları kimliklerden dolayı da cinayetler Müslümanlara maledildi. Medya da olayı tahkik ve tetkik etmeden, niçin ve neden sorularına cevap verecek sır perdelerini aralamasını beklemeden aceleden hüküm verince Müslümanlar bu menfur olayların katili oldu çıktı. Halbuki devletin yetkili organları biliyor ki, bu cinayetleri Müslümanlar işlemedi. Bu insanlar -isim tasrih etmeyeceğim- dünya çapındaki istihbarat örgütlerinde eğitim görmüş, profesyoneller tarafından öldürüldü.

Tekelli düzen, insanın yazgısının, kendi elinde olmadığını yaymaya dayanıyor. Medya ve basının tekelleşmesi ve tekelli düzenle bütünleşmesi sonucunda, medya ve basını, eski zamanların katedral ve kiliseleri, medya patronlarını kardinaller ve sütun yazarlarını vaaz papazları, diğer gazetecileri din hizmetlileri ya da hademe-i hayrat saymanın buradaki çözümlemeye yardımcı olacağını düşünüyorum, 'insanı' edilgen hale getirmek hem daha kolaylaşıyor ve hem de büyük bir yoğunlukla uygulanabiliyor.'İnsan' edilgendir. Edilgen 'insan' sürüdür. Sürülerde ise aşk yoktur.

'Biz' solda insan ve 'aydın' yetiştiriyoruz; sol, bir anlamda, en etkin aydın okuludur. Bir: Genel kültür veriyoruz. İki: İnsanları ikna etmeyi öğretiyoruz. Üç: Yazı yazmayı ve etkin söz söylemeyi öğretiyoruz. Bunlar bir reklamcıda ya da media-man'de bulunması gerekli en az koşullardır. 'Bizim' böylece donattığımız sol aydın, düzenle hesaplaşmayı bırakarak düzenin adamı olunca, reklam sektörü, yetişmiş insan bulmakta güçlük çekmiyor.

Liste
Yükleniyor…