Bilimle gidilmeyen yolun sonu yoktur.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Küfür de, 'tehdit' de yüreksizliğin, tükenmişliğin ürünüdür. Ve boşunadır. 'Tabu'lar üzerine gidiş sürecek, şimdiye dek 'yalan'larla örtülegelmiş, karanlıklarda -güçlülerin yararına- saklanagelmiş ne denli 'mesail-i müstetire (gizli-saklı din konuları) varsa, bir bir ortaya dökülüp sergilenecektir. Buna kimsenin kuşkusu olmasın. Daha güzel bir dünyanın, ışıklı dünyanın, özgürlüklerin, insan aklı ve bilimin tüm boyutlarıyla geçerli olduğu bir dünyanın kurulması için bu tür çabalar, su kadar, hava kadar gereklidir. Ve şu da unutulmamalı ki, bunun, korkulagelen, ürkülegelen 'izm'lerle de hiçbir ilgisi yoktur.
Aydınlanma tehdit altındadır. Akıl da öyle. Gerçek de öyle. Bilim de öyle, özellikle Amerika'daki okullarda.
Doğa, insana aklını kullanmasını ve rehberi yapmasını söyler; din ise insan aklının yozlaşmış olduğunu, güvenilmez bir rehber olduğunu ve hilekâr bir Tanrı tarafından yaratıklarına yoldan çıkmaları için rehberlik yapmak üzere verilmiş olduğunu öğretir. Doğa insana aydınlanmasını, gerçeğin peşinden gitmesini, kendini sorumlulukları hakkında eğitmesini söyler; din hiçbir şeyi araştırmamasından, cehalet içinde yaşamasından, gerçekten korkmasından memnun olur; insan ve hakkında hiçbir zaman herhangi bir bilgi sahibi olamayacağı varlık arasında mevcut olandan daha önemli bir ilişki olmadığına insanı ikna eder.
Bilim, evrenin enginliği konusunda gözlerimizi açmış ve bize karanlığın, cahilliğin ve batıl inançların yerine ışığı, gerçeği ve korkulardan sıyrılma özgürlüğünü bahşetmiştir.
Akıl yoksa yaşam, karanlıkta bir çabalama. Kör karanlıkta nasıl ürkerse çocuklar. Üstlerine bir şeylerin yürüdüğünü sanırlarsa. Bizler de o kadar temelsiz korkuların. Pençesinde buluruz kendimizi duru gün ışığında. Ne günün ilk ışıkları işler bu kuşkulara. Ne ergen gün. Alt edilebilir bunlar ancak. Akıl erdirmekle doğanın işleyişine ve yapısına.
Çocukların karanlıkta ürpermesi ve her şeyden korkması gibi biz de bazen ışıkta çocukların karanlıkta dehşete kapıldıkları ve hayallerinde gerçekleşmesini bekledikleri şeylerden daha fazla korkarız. Bu korku ve ondan doğan karanlık; güneşin ışınları ve günün aydınlığının parıldaması ile değil doğa yasasının görünüşü ile def edilebilir.
Esasında hayatta iki şey vardır: Bilim ve şahsi düşünceler. İlki bilgiye yol açar, ikincisi cehalete.
Cahilliği yok edecek ilaç bilim değil mi? Evet, bilim. İşte o da kitapların içindedir. Cahilliği ancak okumakla yenebiliriz. Karanlığı okuyup öğrenmekle, kafayı ışıklandırmakla yenebiliriz.
Dinsel batıl inançları kadınların zihninden dağıtmaya çalıştım ve inançlarını bilim ve aklıma dayandırdım.
Her şey incelenmeli, tartışılmalı, istisnasız olarak araştırılmalı ve kimsenin duygularına bakılmamalıdır.
Eğer rahipleri istiyorsanız filozoflara ihtiyacınız yok demektir ve eğer filozofları istiyorsanız rahiplere ihtiyacınız yoktur; çünkü biri aklın dostu ve bilimin geliştiricisi olarak anılırken, diğeri aklın düşmanı ve cehaletin savunucusu olarak tanınır.
Demokrasiyi laisizmin temeli saymak, hem cehalet ve hem de aptallık oluyor. Çünkü devrimler laisizmi getiriyor, 'demokrasi', pek çok 'şeyi' ve bu arada akıl düzenini bozuyor.
Coşkuyu tekrar bilime ve politikaya sokmak gerekiyor. Coşkunun ve duyarlılığın, teorik politika ve bilimin, vazgeçilmez bir öğesi olması gerektiğini söylüyorum. Çünkü coşku ve duyarlılık insan olmanın vazgeçilmez öğeleri arasında yer alıyor. Kaldı ki, coşku olmayınca aklı ne edeyim? İran şairleri böyle söylüyorlar; katılıyorum.
Beş on budalayla birlikte özgürlük, akıl, bilim, memleket gerçekleri diye suda havan dövüp durduk. Ne kadar hata ettiğimizi anlamaya başlıyorum. Birkaç cafcaflı tefsir ve 'dinimiz neden elden gitti' sorusuna ilericileri batıran cevaplar vermek, elimizi öpmek için koşanların kuyruğunu caddelere taşıyacaktı. Bizden sonrakiler bu hataya düşmemelidir.