Bilim, bir inancı benimsediğinde intihar eder.
- Henüz kategori yok.
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
-
Marsilya'nın Gözü İsmail Yüksek'te: Fenerbahçe Satışa …08.11.2025
-
Atletico Madrid, Metropolitano'da Levante'yi Ağırlıyor…08.11.2025
-
Sunderland - Arsenal Karşılaşması Öncesi Kapsamlı Bakı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Ancak aptal bir bilim insanı, önündeki kanıtları ve raporları reddedebilir ve onların yerine kendi inançlarını koyabilir.
Bir bilim insanı olarak, tüm dinlerin sarsıcı bir temel üzerinde olduğunu hissetmekten kendimi alamıyorum. Hiçbiri mükemmel ya da ilham verici değil.
Gerçek inanç sahibinin kafası âdeta demir bir çember içine alınmıştır; her türlü bilime kapalı ve yeni olabilecek her şeyi öğrenmekten âcizdir.
Şüpheci gerçek bir bilim insanıdır: Yalnızca kendisinden ve yorumlarından şüphe duyar, ancak bilime inanır.
Düşünce özgürlüğü lehindeki temel sav; bütün inançlarımızın kuşku götürür olmasıdır.
İnsanların çevrelerine ve kendilerine ilişkin olarak oluşturdukları düşüncelerin bir bölümü inanç; bir bölümü de bilgi biçimindedir. İnanç, bir sanı ya da bir kanıya dayanarak oluşturulup benimsenen görüşlere denir. İnanç bilginin sınırları dışında kalır, bilginin bittiği yerde başlar. Bilgi ise bilimsel yöntemlerle doğrulanma olanağına kavuşan düşünce ve görüşlere denir.
Bir hipoteze yaratıcısı dışında kimse inanmaz ama deneyi yapan dışında herkes bir deneye inanır.
Sünniler, Hristiyan mezhepleri, Yahudiler, Brahmanlar, Budistler, ateşperestler, putperestler. Bu dinlerin taraftarları kendi görüşlerini doğrulamak için kanıt üstüne kanıt sunup, diğer fikirlerin yanlışlığını ispatlama çabası içindeydi.
Tarikatların kudretleri, taraftarlarının kendilerine körü körüne inanmalarına bağlıdır.
Son zamanlarda, teologlar ve teist bilim insanları, yüce bir varlığa olan inançlarına destek arayışında yüzlerini bilime döndü.
Bilim, gerçeğe olan bağlılığını değiştirmeyecek. Sadece dinin saçmalığa olan bağlılığını değiştirmesini umabiliriz.
Aydınlanmış entelektüel ahlakın vazgeçilemez koşulu, tüm inançları, hatta bilimin mutlak gerçek dediklerini de eleştiriye tabi tutmaktan geçer.
Hiç fikir sahibi olmamak, kötü fikir sahibi olmaktan daha iyidir. Bir şeye inanmamak, yanlış bir şeye inanmaktan daha iyidir.
Entelektüel olgunluğa ulaştığımda ve kendime bir ateist ya da bir teist ya da bir panteist ya da bir materyalist ya da bir idealist, bir Hıristiyan ya da bir özgürdüşünür olup olmadığımı sormaya başladığımda bunların içeriğinin benim öğrenebildiklerimden ve aksettirebildiklerimden daha fazla olduklarını tespit ettim, yanıt bunlardan daha az bir biçimde vardı. Bu iyi insanların çoğunluğu beni onlardan farklı düşüren şeyler hakkında birbirleri ile aynı düşüncede idiler. Kesin bir 'bilme' (gnosis) düşüncesi içinde bulunuyorlardı -ben büsbütün emin değilken ve hatta sorunun çözülemez olduğuna kendimi ikna etmiş iken varlık sorununu birbirlerine göre az ya da çok başarılı biçimde çözmüş bir durumda idiler.
Bilimi anlamaya başlamadan önce, Tanrı'nın evreni yarattığına inanmamız doğaldı. Fakat artık, bilim çok daha ikna edici bir açıklama sunuyor. 'Tanrı'nın aklını okuyabileceğiz' sözüyle kastettiğim şayet bir Tanrı söz konusu olsaydı, ki yok, bu Tanrı'nın bileceği her şeyi bilebileceğimizdi. Ben ateistim.