Beyazlar toprağı daha iyi kullanmanın yolunu bulmuşlardı. Yanan bir nehir yaratmayı kaç kızılderili düşünebilir ki?
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Geleneksel hayvanat bahçeleri, on dokuzuncu yüzyılın sömürgeci emperyalizminin ürünüdür.
Biyolüminesans, yani tabiatta ışık veren canlılar var, enerjilerinin % 95'ini buna ayırıyorlar, biz ampullere % 5 ayırıyoruz, demek gelişiyoruz!
Ya bizler, kentlerimizin kirlenmesini ortadan kaldıracağız ya da kentlerimizin kirlenmesi bizleri...
Aşırılığa kaçan şeyleri seviyorum. Ölçüsüz davranışları seviyorum. Ölçüsüz dili. Ölçüsüz şiddeti. Bu eğlenceli. İlginç. Heyecan verici. Tabiat azgın olduğunda bu hoşuma gidiyor. Bu yüzden doğal afetleri de seviyorum. Meydana gelen doğal afetler. Lanet olsun, çok seviyorum. Gerçekten kendimi alamıyorum. Doğa çıldırdığı zaman, etraf dağıldığında, insanlar korkup, mülke zarar geldiğinde inanılmaz derecede mutlu oluyorum. Olaya şöyle bakıyorum. Yüzyıllardır insanoğlu elinden geleni yaptı. Yıkmak kirletmek ve doğanın düzenini bozmak. Ağaç kesme, maden ocakları, atmosferi zehirleme, okyanus balıkçılığı, nehirleri ve gölleri kirletme. Bataklık ve akiferleri kurutma. Şimdi de doğa da karşılığını alıyor. İnsanoğlu afetlerle kafasına darbe yiyor, hayaları tekmeleniyor. Bu hoşuma gidiyor. Ne olursa olsun insanoğluna karşı gram acıma duymam ben. (2007)
Sorun, kendimizi doğanın parçası olarak görmememiz. Kertenkele, dut ağacı, domuz kadar doğalız. Doğa bizden öteymiş, ayrı canı varmış, hatta canı yokmuş gibi davranıyoruz. On binlerce yıl süren avcı toplayıcı dönemimizde, kısmen de tarım toplumunda böyle değildik. Sanayileşmeyle birlikte doğayı ötekileştirdik. Canına kıyar olduk. Yaşadığımız bir geçiş dönemi.
Türkiye'miz, çoktan kalkınmış, sanayileşmiş bir ülke haline gelebilir ve çağdaş uygarlığın bugün ön saflarında yer alabilirdi. Böyle bir gelişmeyi emperyalizm engellemiştir. Emperyalizmin kol gezdiği bir ülkede, daha önce mümkün olan kapitalist kalkınma yolu tıkanmıştır. Emperyalizmin pençesinde gerçekleşen bir takım kapitalist gelişmeler, ülkenin kalkınmasına değil, daha çok sömürülmesine yaramıştır.
Ortaçağ'da insan, doğayı etkileyemediği ve kontrol edemediği için kendine güvenden yoksundu. Bitkisel bir yaratıktı. Tekelsi düzende ise insan, toplumu etkileyemediği ve kontrol edemediği için kendisine güven duyamıyor. İnsanı insan yapan nehrin akışını değiştirmektir; bunun için çaba ve ortak çaba gerekiyor. Ortak çaba başarıya ulaştığı ölçüde insan yükseliyor.
Sanayileşmenin ve kalkınmanın tarihe gömüldüğü bir toplumda akıl bir lükstür; kapitalizm öncesinde ve tekelli düzende, bir rehber olarak, akıl'a gerek olmadığını biliyoruz. Öyleyse akılsızın akıllıyı kovma süreci normal olmaktadır. Tefeciyi siyasetçinin esir aldığı bir toplumda da en akılsızın en yüksek tepeye çıkması ve kütlesel olarak akıldan kaçış yasadır ve bizde şimdi bu yasa yürürlüktedir. Kamu gelirlerinin, fiilen tamamının faiz ödemelerine ayrıldığı bir ülkede tefeciler egemen demektir; insanı tefeci ahlakının yönettiğini anlıyoruz.
Her eylem bir bilgi akışı ya da radyasyondur. Mutlak cevabı vardır. Dağ çiçekleri bile habercidir. Titreşerek haber verirler, bu, bir haberdir.
Turgut Özakman ile Orhan Pamuk arasındaki her tartışmada Özakman haklıdır. Bizim Özakman ile tartışmamız bir iç tartışmadır. Pamuk sömürgecidir. Özakman,haklıdır. Pamuk, Türk tarihini bilmez. Bildiği ve yazdığı Yahudi tarihidir ve bir de Kabala'yı yazıyor.Pek de doğru bilmiyor.
Sıkıntı sıktığın zaman patlayan sivilce. Düşünmelisin sivilce, enine boyuna bütünce. Beter eder düşünce. Diz kapakların kanar düşünce, iblis dalga geçer kananla sertçe. Ben baktıkça ağaçlara, kalbimin kuşları konmak ister dallara. Önceden inanırdım ne yazık ki fallara. Onlarla yitirilen sahipsiz yıllara, derken elvedâ; bir dize daha karala.
Elbet bir gün başı dönecek dünyanın dönmekten. Ağzının suyuna batmışlar için henüz saat erken.
Hedefim hayatımın mümkün olduğunca çoğunu doğa içinde geçirmek. Yani onun dışında büyük bir hedefim, hırsım yok. Ne kadar çok günümü, doğa içerisinde farklı ekosistemlerde geçirirsem o kadar iyi. En büyük hedefim de görebildiğim kadar farklı canlı türü görmek. Özellikle de kuşlar. Zaten dünyadaki kuş türlerinin yaklaşık dörtte üçünü doğada kendi ortamlarında gördüm, bu 7 bin 700 türden fazla kuş türü oluyor. Yani en büyük hedefim, yeni kuş türleri görmek, görüntülemek, gitmediğim farklı yerlere gitmek. Bir yandan da bilimsel olarak makalelere çevirip, bunları da halkla paylaşmak. Doğanın mümkün olduğu kadar farklı yerlerini ve canlıların korunmasını sağlamak. Ucu açık hedeflerim var. Her zaman yeni bir tür, korumayı isteyeceğim bir yer olacaktır.