Benim şarkım da denizden geliyor, denize gidiyor. Ama başka bir gezegenin denizine.
- Henüz kategori yok.
-
Aleyna Solaker'den 'Güller ve Günahlar' Rolü ve Kadın …08.11.2025
-
Altınkılıç, Kenan ve Zayn Sofuoğlu ile Sağlıklı Yaşam …08.11.2025
-
Chelsea ve Wolverhampton Karşı Karşıya: Liam Delap ve …08.11.2025
-
Güller ve Günahlar 5. Bölümde Berrak'ın İntihar Girişi…08.11.2025
-
Monaco-Lens Maçı Öncesi Kadrolar Netleşiyor: Pogba Yok…08.11.2025
-
Espanyol, Villarreal'ı Ağırlıyor: Gerard Moreno Dönüş …08.11.2025
-
Chelsea - Wolverhampton Maçı Öncesi Sakatlıklar ve Enz…08.11.2025
-
Le Havre-Nantes Karşılaşması: Erken Gol ve Kaleci Carl…08.11.2025
-
Rhein Derbisi'nde Mönchengladbach, Köln'ü Üç Golle Geç…08.11.2025
-
Dilek Kaya İmamoğlu'ndan Ekrem İmamoğlu Vurgusu ve İBB…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Bazı şeyler bir bölüm olarak kalmaya devam eder, sadece şarkı sözleri ve melodiler veya bir dizi veya sadece bir tümce kalır.
Müzik, önce kanıma değil, mideme girdi. Nasıl girmesin, her akşam saat beşte sütümün yanında notalardan yapılmış kurabiyelerden bulurdum.
Sanat yapıtı ne bir dehanın ne de toplumun ürünüdür. Sanatçı belli bir ortamda gözlerini açar. Tıpkı bir satranç oyuncusu gibi belli bir durumla karşı karşıyadır. Bu durum ondan bir davranış bekler. Her hamle (atılım), yani oynatılan her taş yeni bir durum yaratır, her yeni durum yeni bir davranışı gerektirir. Sanat tarihçisi, satranç oyuncusunu izleyene benzer. Sanatçının karşılaştığı durumu ve onun davranışını baştan sona izler. Sanat yapıtını, sanatçının ortamıyla hesaplaşmasına bakarak anlamaya, onunla iletişim kurmaya çalışır.
Mozart'ın müzik için bir plana ihtiyacı yoktu. O oynadı ve bir çocuğun cennet hafifliği ile seslendirdi.
Fazıl şiirin matematiğini çözüyor. Müziğe matematik ekliyor. Yani ben hem müziği hem matematiği çözmeye çalışıyorum. Bir de, dinleyici “bunu ben de söylerim” desin istiyorum şarkılar için. İnsanlar zorluğa odaklanmasınlar, şairin yüreğe dokunduğu noktaya odaklansınlar istiyorum.
Evrensel müzik yapıyorum. Herkes rap diyor ama rap değil. Ritmik müzik, rap yapmıyorum sesimi kullanabiliyorum. Ritmik şiir rap'te düz okunuyor. Şarkı biraz akıcı olduğu için rap diyorlar. Ben her tarz söyleyebiliyorum. Elimden geldiği kadarıyla bütün tarzları söylemeye çalışıyorum.
Melodi, söz ve iyi bir düzenleme her zaman kazanır. Böyle bir eğilim varsa iyi müzikler de çıkacaktır, o kadar ruh yoksa da bunun sebebi o müziğin fantastik dünyası ve orada yaşamaya daha çok vakit harcamayı gerektiren bir dünyadır. Müzisyen devamlı onun içinde olmalıdır, oradan çıkarır yaptığı şeyleri.
Ne çaldığınız değil nasıl çaldığınız önemlidir. Bahsettiğimiz arabeskmiş, popmuş, türküymüş falan bunların özünde anlattığı şeyler aynı insanların aynı duyguları. Sadece onları çalma ve icra etme biçimleri farklı.
Heykellerimi “embriyonsal” olarak tanımlarım, çünkü her parça yeni fikirler üretmeyi ve aynı türün daha gelişmiş örneklerini üretmede kullanabilecek farklı bilgilere duyulan ihtiyacı içerir. Ama tabii ki tek bir yöne odaklanıp çalışmıyorum. Daha çok deneylerimde karşılaştığım birtakım sorunların üzerine gitmek ve onları çözmeye uğraşmakla ilgileniyorum. Sıradanlığa özellikle de değiştirilemez ya da tartışılamaz gibi görünen kuramlara meydan okumaktan hoşlanırım. Bana göre, mevcut olan zaten eskimektir.
Ülkemizde maalesef kültür seviyemiz çok düşük. Önce onun yükselmesi lâzım ki, insanlar sadece Türk müziği değil, operaya, tiyatroya gitsin, çok sesli müzik dinlesin. Pop dediğin zaten nedir ki? Aranjmandır; cıstak cıstak, oynasın insanlar, gerisi önemli değil. Sabah kalkıyoruz mesela, televizyonu açıyoruz, bütün kanallarda herkes ayakta, oynuyor. Bu nasıl bir şeydir? Her şeyin yeri yordamı var. Halka ne verirseniz onu alıyor. Birazcık birazcık eğitmek lâzım.