Bence, 3. Dünya Savaşı ekonomik ve sosyal alanlarda başlamıştır ve devam edecektir.
- Henüz kategori yok.
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
-
Marsilya'nın Gözü İsmail Yüksek'te: Fenerbahçe Satışa …08.11.2025
-
Atletico Madrid, Metropolitano'da Levante'yi Ağırlıyor…08.11.2025
-
Sunderland - Arsenal Karşılaşması Öncesi Kapsamlı Bakı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
19. ve 20. yüzyıllarda Japon dediğiniz, Avrupalıya benzemek için önce gözünü ameliyat ettirerek işe başlamıştır. Bu ameliyatlar halen devam ediyor. İranlı hanımlar arasında da burun ameliyatı yaygın, bizde de sarışınlık...
Nasıl bedene giren besin hemen metabolize edilirse, dünyaya açılan yerel kültür de öyle derhal sindirilir.
Hayvan hakları hareketi küresel bir çerçevede büyük bir yoğunluk gösteriyor, toplumda, etik ve insan bilincinde güçlü değişimler yaratıyor. Doğrudan eylem bölümleri her gün düzinelerce kez endüstrilere saldırı düzenliyor, İngiltere’de bu durum o kadar etkili ki ekonomiye her yıl milyarlarca pound zarar veriliyor, bugün artık uluslararası biyoteknoloji ve ilaç şirketleri para kaybediyorlar. İngiltere’deki doğrudan eylem düzenleyen anti-dirikesimci hareket bu yüzden El-Kaide’ye kıyasla ekonomi için daha büyük bir tehdit olarak algılanıyor. ABD’de ELF ve ALF en önemli iki “yerel terörizm” tehdidi olarak görülüyor, bunu FBI’ın terörizm tanımlarına inandığım için değil, hayvan özgürlüğünün şirketler ve tür ayrımcısı değerlere yönelik tehdidini göstermesi açısından söylüyorum. Hayvan hakları küresel anlamda sadece ilgi çekmekle kalmıyor, bu gerçekten de küreselleşmiş bir hareket, insan hakları hareketlerine kıyasla insan paradigmalarını daha radikal şekillerde değişime uğratıyor. Gerçekten de, etiği insanlarla sınırlayan insancıllıktaki hataları düzeltip etiği daha geniş bir ölçeğe yerleştiriyor.
Fabrika çiftlikleri tam kapasiteyle çalışıyor çünkü zulüm ve ölümü dünyanın geri kalanına ihraç ediyoruz. Vejeteryan olarak ne yaptığımızın bir önemi yok. Hayvanlar öldürülecek.
Dünyada ideolojiler bitti. Ne etnik ideoloji ne de dini ideoloji kalıcı oluyor.
En önemli ihtiyaç, insan haklarını korumaya ve insan özgürlüğünü ve onurunu artırmaya çalışacak ve "bir bütün olarak insanlığa" bağlılığımızı vurgulayacak "yeni bir Gezegensel Hümanizm geliştirmek" tir.
Müslümanlar olarak bilimsel çalışmalara, ar-ge faaliyetlerine çok önem vermeliyiz. Emperyalistlerin ülkemiz hakkındaki kötü niyetlerini biliyoruz. Bu hafta, daha önce ülkemize yönelik silahlı kalkışmaları kışkırtanların, ekonomik savaş aşamasına geçtiğini hep beraberce yaşadık, gördük. Trampacı insanlar bunlar. Dünyada iyiliği yok etmek, kötülüğü kötülükle trampa yapmak isteyenler. Allah kötülere fırsat vermesin dünyada. Şunu da belirtelim: Türkiye ve milletimiz özel bir ülke ve millet. Ülkemize içeriden ya da dışarıdan zarar vermek isteyenler hep kendileri zararlı çıkmışlar, çıkmaya da devam edeceklerdir. Allah İslam dünyasının bu önemli milletini payidar kılsın. Onlara dünyada iyilik, güzellik ve hayrı hakim kılmayı nasıp etsin. Amin.
Gittikçe daha fazla, dünya insanlarının seçimi, dünya savaşçıları veya dünya vatandaşları olmak arasındadır.
2. Cumhuriyetçiler daha yüzeysel ve anakronik bir bakış açısıyla yaklaşıyorlar olaylara. Ne sosyalist ne de antiemperyalist hiçbir çıkış duymuyoruz onlardan. Aksine küreselleşmeyle, kapitalizmle barışık bir söylem kullanıyorlar. En önemli ayrım burada. 2. Cumhuriyetçilik düşüncesi, küresel kapitalist hareketle uyumlu, onun uydusu olmayı içine sindirmiş.
Yeni teknolojinin tüm dünyaya yayılması, insanî özgürlüğü geliştirecek şekilde yürümüyor. Bunun yerine, piyasa güçlerinin, toplumsal ve siyasal denetimden kurtulmasıyla sonuçlanıyor. Dünya piyasalarına bu özgürlüğü vermekle, küreselleşme çağının, kölelik çağına geri dönüşlerden biri olarak hatırlanmasını kesinleştirmiş oluyoruz.
İnternet, dünyadaki en uzak yerlerden bazı insanları gerçekten deneyimlememize izin veriyor.
Nihayet, küreselleşme yadsınmaksızın dizginlenebilir, piyasa ortadan kaldırılmaksızın çerçevelenebilirse, demokrasi bir yandan somut varlığını sürdürürken gezegensel boyuta ulaşabilir ve bir imparatorluğun dünya üzerindeki tahakkümü sona erebilirse, o zaman özgürlük sorumluluk, onur, kendini aşma ve ötekine saygıdan oluşan yeni bir sonsuzluğun kapıları açılacaktır. Bu da hiper-demokrasi olarak adlandıracağım şeydir. Hiper-demokrasi, bizi demokratik bir dünya yönetimine ve bir dizi yerel ve bölgesel kurumun yerleşmesine götürecektir.
Herhangi bir yerde özgür kurumların yenilgisi, dünyanın her yerinde yenilgi demektir.
Doğum kontrolü, sosyal hayatımızdaki birçok işlevi etkiliyor ve gerçekleştirmeyi vaat ediyor.
Bütün hâkimiyetler tek bir hâkimiyet içinde eritilmezse, milliyetlerin üstünde bir kuvvet meydana çıkmazsa, dünya mahvolacaktır.