Ben hiçbir zaman "Biz darbenin, 12 Eylül'ün mağduruyuz" söylemine ısınamadım. Biz 12 Eylül'ün hasmıyız. Biz onunla mücadele ettik, ona itiraz ettik, savaştık ama yenildik.
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
12 Eylül 1980'de askeri darbe sol kesimin üzerinden buldozer gibi geçtiğinde, insanlar hapishanelerde işkencelerde öldürüldüğünde İslamcılar hiçbir tepki göstermedi. Hatta işkence iddialarını soruşturmak için Avrupa'dan gelen heyetlere, zamanın İslamcı önderleri, 'Avrupalılara da ne oluyor? Bizim içişlerimize ne hakla karışıyorlar' diye millî bir damarla siyaset yaptı. Ne zaman ki İslamcıların kendileri mağdur olmaya başladı, o zaman demokrasinin gerekli olduğuna inandılar.
Sayın Evren'in Türkiye'yi 12 Eylül ile beraber bir yıkıntıdan, çöküntüden kurtardığına canıgönülden inanıyorum.
Gencecik ölümlerle, zamansız vedalarla, 17 yaşındaki çocukları yağlı urgana taşıyan zihniyetle hesaplaşacağız!
12 Eylül'den sonra bazıları geldi: "Efendim, 12 Eylül'ün seneidevriyesi olacak mı? Ona göre tedbir alalım." dediler. "Ne münasebet!" diye cevap verdim. Böyle bir şey yok. Biz kendimizi her gün hatırlatmak için değil, millete hizmet için bu işe atıldık.
“Ben 1971 12 Martı'nda iki kez gözaltına alındım ve tutuklandım. Yattım içeride. Yargılanmam dört buçuk yıl sürdü. Sonunda aklandım. Yattığım yanımda kar kaldı. 12 Eylül 1980’de Almanya'daki yazınsal incelemelerimi sürdürürken, şimdi Marmaris’de resim boyayan generalle arkadaşları darbe yaptı. Dönsem tutuklanacağım. İçimde yazınsal sevdası olan insanlar için cezaevleri uygun yerler değildir. Döneni içeri atıyor dönmeyeni yurttaşlıktan çıkarıyordu. Ben çıkarılmadım, belki ünümden çekinildi. Bu koşullar yüzünden dışarıda kalışım uzadı. Yazılarımı, kitaplarımı orada yazdım. Burada yitirdiğim öğretmenliği orada sürdürdüm.”
12 Eylül darbesini yapan askerler üniversiteyi bütünüyle susturmak için, yeni bir yasa çıkarmışlardı. Bu yasaya YÖK deniyordu.
Şimdi diyecekler ki: "Efendim bu kötü ortamı zaten bu askerler hazırladıydı." Külliyen yalan! Öyle bir şey yok. Bu adamlar rahatsızdılar durumdan. O ortamı hazırlayanlar politikacıların aptallıklarıydı. Demirel ve Ecevit'ti. Ondan sonra diyecekler ki: "Efendim Amerika bunları fişekledi." O da doğru değil. Ben iki tane şahit göstereyim. Bir tanesi Çevik Bir General. O zaman Kenan Paşa'nın özel kalem müdürüydü. Efendim işte, "Bizim çocuklar başardı." lafı var ya, meşhur. Böyle bir laf edilmemiştir. Çevik Bir General diyor: "Nereden çıkıyor bu laflar? Böyle bir laf edilmedi." Seneler sonra Şahinkaya Generalin evinde çay içerken birlikte, "Biliyor musun? En çok ne ağrıma gidiyor?" dedi. "'Amerikalılardan icazet alıp yaptılar.' diyorlar." dedi. "Yahu bir Türk subayı, kendi memleketi ile ilgili bir şeyi Amerikalıya mı soracak?" dedi. Onu hiç unutmuyorum. İnanın, gözlerim yaşardıydı o cevabı verdiğinde.
Kenan Evren demokrasi düşmanı değildi. Kenan Evren'in ve arkadaşlarının yaptığı müdahale, demokrasiyi kurtarmak için yapılan müdahaleydi. O günleri yaşamış normal vatandaşa sorarsanız hepsi, "İyi ki oldu." diyor 12 Eylül için. Ben 12 Eylül gününü hatırlıyorum, o gün öğleden sonra sokağa çıkma yasağı kalktı. Vatandaşlar, sokakta gördükleri askerlere sarılıyorlardı.
Eylülist Rejim, 12 Eylül öncesinin tüm değerlerini yasaklamayı temel ilke saydı. Bunların bir bölümünü baskılarla, bir bölümünü, yasalarla, bir bölümünü baskılarla, bir bölümünü tekelci ekonomik zorlamalarla gerçekleştirmeye çalıştı. Edebiyat ve sanatta ise, 12 Eylül öncesinin yaratıları tümden unutturan ve reddeden bir eğilim ortaya çıktı.
Bizim en son savaşımız iki yüz yıldır sürüyor: Bizim bu 'iki yüz yıl' savaşımız, şair, müzisyen, yenilikçi Sultan Üçüncü Selim ile başlıyor, ilk büyük kaybımızdır. Ancak durmuyor. Savaşımız sürüyor.
Yüksek hedefleri öneriyorum. Sınavsız eğitim, sınavsız bir üniversite, sınavsız bir toplum için mücadele öneriyorum.