Ben bir gazeteye "Hindular ineklerini ahıra sokmadıkça ve Müslümanlar kadınlarını çuvaldan çıkarmadıkça gerçek hürriyete kavuşamazsınız." dediğimde gençler trene kadar arkamdan gelmişler, "Bize bir Çanakkale Beyannamesi bıraktınız." diye teşekkür etmişlerdi.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Bugün Batı uygarlığının bütün dünyada hâkim olmasına rağmen, başka kültürlere, dinlere, medeniyetlere hayat hakkı tanımama güdüsüyle hareket etmesinin, kontrol ve kolonize edici bir davranış / saldırı biçimi geliştirmesinin başlıca nedeni, bütün fikrini yitirmiş olması, yani hayatı fizik gerçekliğe / tek boyuta indirgemesi, başka boyutları yoksayması, kısacası, parça psikozoyla hareket etmesidir.
Hayvanlara uzun uzun bakıyorum da ben de onlar gibi hayvanlaşıp yaşayabilirim diyorum, hepsi kendi aleminde öylesine huzur içinde hallerinden sızlanmazlar, kan ter dökmemekteler, karanlıkta gözleri açık uzanmıyorlar ve ağlamıyorlar günahlarına, Tanrı'ya olan borçlarını konuşup midemi bulandırmıyorlar, hepsi hoşnut, hiçbirinin mal tutkusuyla gözü dönmemiş, hiçbiri ne öbürünün ne de binlerce yıl önce yaşamış kendi türünden birinin önünde diz çökmüyor, hiçbiri dünyanın ne en mutsuzu, ne de en saygın değeridir.
Hiçbir din kadın-erkek arasında eşitliği övmüyor, öğütlemiyor. Tüm dinler kadınlara düşman. Hepsi kadına baskıyı teşvik ediyor, hepsi kadınların erkeklerle aynı haklardan yararlanmasını engelliyor. Hiçbir biçimde kadının özgürlüğüyle bağdaşmayacak ataerkil sistemlerin ilelebet sürmesini istiyor.
Kültürü olmayan insan topluluğundan söz edemeyiz. Kültürün 3 ana dayanağı vardır. İlki, dildir. Dilsiz insan yoktur, olamaz. Dil yapısına sahip olmayan insan mümkün değildir. Düşünme dille iç içedir. Dil, düşünmenin dışavurumudur. Düşünme, doğrudan doğruya akla bağlıdır; dil de düşünmenin bir uzantısıdır. (...) İkincisi dindir. Aynı şekilde dildeki gibi insan topluluğu oluşmuşsa orada dinle karşılaşıyoruz. Dini olmayan bir topluluktan bahsedemeyiz. (...) Üçüncüsü zanaattir. Zanaat, olağanüstü derecede hayati bir olaydır. Hayatta kalmamız, yaşamamız için elimizde hazır hiçbir değer yoktur. Her şeyi imal etmek,, ortaya koymak zorundayız.
Dinsel inancın tehlikesi, sıradan insanların çılgınlık meyvelerini toplamalarına ve bu meyvelerin kutsal olduklarına inanmasına imkan vermesidir. Her yeni neslin çocuklarına dinsel konuların diğer konular gibi haklı çıkarılmasına gerek duyulmadığı öğretildiğinden, medeniyetler hala akılsız ordularla dolup taşmaktadır. Bugün bile birbirimizi eski literatüre dayanarak öldürmekteyiz. Bundan daha üzücü ve saçma bir şey olabilir mi?
Bilim, Batı uygarlığının gelişimi için, Hıristiyanlığın on sekiz yüzyıldır yaptığından çok daha fazlasını yüz yıl içinde yaptı.
Kadın özgürlüğü ve haklarını hukukun gücü ile dayatacağım ve din adına eril kültür tarafından açmaza düşürülmüş bir halkın demokrasisini beklemeyeceğim. Orijinali: .سأفرض حرية المرأة وحقوقها بقوة القانون .. لن أنتظر ديمقراطية شعب من المنخدعين بالثقافة الذكورية باسم الدين
Zamana uyumlu, medeniyeti, teknolojiyi kabul edip, geri emr-i ilahiyi nizam-ı alemi dışlayacak olur isek, kalan görünüm elbette iç açıcı olmayacaktır!.
Ahirette bizim cennete, onların cehenneme gideceklerini ilmihal hocalarından öğreniyorduk ama neden bütün dünya nimetleri hep Müslüman olmayanlarda idi?
Bana göre bizim gençliğin aradığı hürriyetleri; kadın, tefekkür ve hayat hürriyetini ancak Cemal Paşa'dan ve eğer varsa onun kafasında olanlardan beklemek gerekti. Enver’le Müslüman Orta Çağ'ı bütün yeşilliği ile devam edecekti.
Sonra nasıl tarih okumuş bu? Osmanlı padişahlığı devri yalancı şahitli, rüşvetçi kadı mahkemeleri ile dolup taşardı. Her mahkemenin kapısı karşısında bir yalancı şahit kahvesi vardı. O devrin şeyhülislamları ve müftüleri değil midir ki İngilizlere kulluk ederek Anadolu'da vatanı kurtarmak için savaşan cihatçıları fetva ile "tekfir" etmişlerdir. Nasıl cumhuriyet memurudur bu ki cumhuriyete karşı padişahlık devrini ileri sürer? Nasıl cumhuriyet memurudur bu ki Anayasa korurluğu altındaki Medeni Kanun'un erkekle eşit kıldığı, açtığı ve her mesleğe serbest bıraktığı Türk kadınına hakaret eder? Nasıl din adamıdır bu ki dini, en kötü politikacılık yolunda "kirletmeye" cesaret eder?
13 yaşındayken ebeveynlerime artık Tanrı'ya inanmadığımı söyledim. Ateist olmak istiyordum çünkü dinin toplumsal ibadetleri düzenleyen bir yapı olması gerektiğine inanmıştım; kadın haklarını belirleyecek bir oluşum değil.
Kadının yozlaşması cinsel haklarının düşüncesindedir. bu dine, yasalara, geleneklerde, kadının erkek için yapıldığı inancına dayanır.
Küçük çocukları cehennem ile korkutmak, kadınları ikinci sınıf insan yerine koymak, bu dünya için iyi bir şey midir?
Asya’nın bütün evlatları içinde Batı’nın ilk benimsediği: Zerdüşt. Buda’yla Konfüçyüs’ün sesi uzun zaman erişmez Avrupa’ya ve Asya’nın hikmetini tek başına Zerdüşt temsil eder. Musevilik Zerdüştlüğün damgasını taşır: Hayırla şer arasındaki ikilik, meleklerle cinlerin savaşı, kıyamet gününe iman… Hep O’nun yadigârı… Hıristiyanlık Zerdüşt olmadan anlaşılmaz.
Sadece iki gazeteyi ve yalnızca bir temel niteliğiyle ele almak yeterlidir. Hürriyet ve Cumhuriyet'in kısa ve temel işlevleri, bozmaktır; Hürriyet, halkı ve Cumhuriyet de aydını bozmakla görevlidirler. Buradaki 'görev' sözcüğü, her iki gazetenin de bunu bir tür varlık nedeni ve 'devlet görevi' saymaları nedeniyle uygun düşmektedir. Cumhuriyet, 1968-1976 dönemini ayrı tutarsak, içinde bir de 12 mart kesintisi var, hep aydını bozuyordu. Hürriyet için ayrık bir zaman göremiyoruz.