Bana kalırsa stratejik hedefimiz kesinlikle IŞİD’in mutlak bir mağlubiyete uğratılması olmalı. Bu nedenle de Suriye ve Irak’ta IŞİD’e karşı yürüttüğümüz hava operasyonlarının yoğunlaşması gerektiğini düşünüyorum. Hem Suriyeli ve Iraklı Kürtlere hem de Esad rejimi ve IŞİD’e karşı savaşan ılımlı muhaliflere yönelik askeri desteğimizi arttırmalıyız. ABD, Suriye’ye sınırlı sayıda askeri personel konuşlandıracağını açıkladı. Ancak ben Başkan Obama’nın savaşacak birlikler konuşlandırmasını beklemiyorum. Zaten IŞİD’e karşı sahada savaşı yürüten de Araplar ve Kürtler olmalı.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Barış Pınarı Harekatı, Kuzey Suriye'de bir terör koridoru hatta bir terör devleti kurmayı hedefleyen amaçları ortadan büyük oranda kaldırmıştır. Bu terör koridoruna çok ciddi bir darbe vurulmuştur.
Afrin'e yapılan askeri müdahale, ABD'ye açık bir mesajdır: Suriye'deki savaş sonrası düzen Türkiye'nin onayı olmadan gerçekleşmemeli ve herhangi bir şekilde Kürt kontrolü altında oluşturulacak bir yapılanma Türkiye tarafından kabul edilemez.
II. Dünya Savaşı'ndan sonra Suudi Arabistan'ın partnerimiz olacağına dair stratejik bir karar aldık ve onlar sözümona müttefik olacaklardı. Bugün küresel cihad olarak aktif olan totaliter ideolojinin çoğunun ihracında kısmen sorumluluğu olan Suudi Arabistan hakkında konuşulmuyor.
Gündemimizde Fırat'ın doğusu var. Fırat'ın doğusundaki terör yuvalarını da temizlikte kararlıyız.
Esad'a bir NATO müdahalesinin zamanı çoktan geldi de geçiyor. 95'teki Bosna neyse, 2013'teki Suriye de o! 99'daki Kosova neyse, 2013'teki Suriye de o! Bill Clinton 1999'da nasıl kitlelerin hayatını kurtarmak için NATO müdahalesinin önünü açıp 78 günlük hava bombardımanını sağlamışsa şimdi de Obama, Esad ve rejiminin üzerine NATO güçlerinin gönderilmesinin önünü açmalı.
Bugün, Suriye'nin kuzeybatısındaki milyonlarca savunmasız insan hala toplu cezalandırma ile karşı karşıya. Aktif bir savaş bölgesinde hayatta kalma mücadelesi veriyorlar. Hayatta kalmak için tek umutları BM tarafından sağlanan yardımlardır.
Suriye’de var olan krizi çözmek için siyasi ve diplomatik temaslar aldatmadır, masaldır, oylanmadır. Esad tahtından indirilmeden ne Suriye’ye ne de Türkiye huzur gelecektir. Türk milleti gerekirse, artık başka bir seçenek de görülmezse Şam’a girmeyi şimdiden planlamalı ve zalimleri yerle yeksan etmelidir.
Türkiye, bekasını tehdit eden bölücü örgütleri saklandığı coğrafi alanlarda etkisiz hale getirmek için kutlu bir sefere çıkmıştır.
Fırat'ın doğusu yılan, çıyan yuvası. Orası kurumadıkça, baştan ayağa temizlenmedikçe ne huzur bulacağız ne de güvenli olacağız. Milli beka için Fırat'ın doğusuna tam saha operasyon hayat memat meselesidir.
Şimdi çok daha kapsamlı bir askeri müdahalenin tersini yapması mümkün. Tersi şu: Erbakan'ı Türkiye siyaset sahnesinden silip Erbakan'ın temsil ettiği İslamcı dinsel politikayı daha yoğun bir biçimde uygulamak.(1979)
Olumlu buluyorum, hatta kurban konusundaki tavırlarını destekliyorum. Bu tavırlarıyla, dinin ruhuna, tekbir getirerek elinde kesik kafa sallayan IŞİD’çiden daha yakınlar.
Son dönemde Cumhurbaşkanımızın liderliğinde dış politikada Suriye'de, Libya'da attığımız adımlar birçok oyunu bozdu. Bu dengeler bozulduğu için Türkiye'ye verilen tepkilerin şiddetini daha da artarak izliyoruz. Ama ne Suriye'de Barış Pınarı Harekatıyla attığımız adıma verilen tepkiler ne Libya'da yaptığımız anlaşmalar çerçevesinde verilen tepkilerin sertliği, bizim Doğu Akdeniz'deki haklarımızı koruma, muhafaza etme anlamındaki çabamızı hiçbir şekilde geriletmeyecek.
Lafı hiç eğmeden bükmeden söyleyelim; Suriye’nin Türk jetini düşürmesi, kendi içinde fazlaca hesabın gizlendiği, özü itibariyle iç ve dış politikamızı rehin almaya yönelik çok uluslu bir operasyondur.
Türkiye, bir tane terörist kalmayacak şekilde mücadelesini sürdürmektedir. Yıllar önce Türk büyükelçiliklerine de saldırılar oldu ama Türkiye bu saldırıların hepsine gereken cevabı verdi. Terör, bir insanlık suçudur.
Dünyanın en büyük nükleer felaketlerinden birine sahne olan Japonya'da 5 yıl sonra, nükleer güvenliğin sağlanması konusunda önemli gelişmeler kaydedildi. Bu felaket bizim için de bir ders oldu. Dünya ülkeleri, nükleer güvenliğin sağlanmasında çok daha dikkatli davranmaları gerektiğinin farkında.