Bana gelince, ortaya esaslı bir eser koymadan sanatkârlık hülyasına kapılmam bile! Edebiyatımızın şiarı, "Çok laf, az eser!"dir. Ben şimdilik bu şiarı bozmaya çalışıyorum. Ağustos böceği gibi öterek yan gelmekten ise karınca gibi çalışmak daha iyi değil mi? Şimdiye kadar öttüğümüz elverdi. Biraz da iş yapalım ki çorak edebiyatımız şenlensin. Değil mi?

Benzer Sözler

Eylülist Rejim, 12 Eylül öncesinin tüm değerlerini yasaklamayı temel ilke saydı. Bunların bir bölümünü baskılarla, bir bölümünü, yasalarla, bir bölümünü baskılarla, bir bölümünü tekelci ekonomik zorlamalarla gerçekleştirmeye çalıştı. Edebiyat ve sanatta ise, 12 Eylül öncesinin yaratıları tümden unutturan ve reddeden bir eğilim ortaya çıktı.

Bir bütün olarak sanat ve özellikle edebiyat, artık yalnızca ideolojik bir silâhtır. Artık ülkemizde edebiyat, insanımızı geliştirmek için değil sakatlamak amacıyla kullanılan, yüceltmeye değil alçaltmaya ve tüm estetik kabiliyetlerini ortadan kaldırmaya yönelen acımasız bir silâh olmuştur; insafsız bir ideolojik ay
dgıttır. Edebiyat, artık estetik özüne çok yabancıdır; bu bir iş ise yapanı da, yaban yapmaktadır. Emperyalist dünya, bozanın mutlaka bozulduğu bir dünyadır; artık bozulmadan bozamıyorlar.

Hayatı yaşamak lazım. 'Ne olacak acaba yarın?' diye düşünmeden... Tolstoy'u okumak lazım, Dostoyevski'yi okumak lazım, Yaşar Kemal'i okumak lazım, Orhan Veli'yi, Sait Faik'i bilmek lazım; Erkan Oğur'u dinlemek lazım, dünya müziğiyle etnik müzikle yakınlık kurmak lazım. Hacı Arif'i tanımak lazım, Itri'yi bilmek lazım. Bunlarla yaşadıkça hayatın zenginleşir ve zaten sen kendi hayatını kurarsın o zaman. Benim tavsiye ettiğim hayat budur yeğen!

Liste
Yükleniyor…