Avrupa’da bir birey olduğun öğretiliyor. Burada birey olmadığın için ne bir şeye baş kaldırma, ne de cinselliğini doğru düzgün yaşayabiliyorsun. Türkiye’de en fazla cinsel sorunu yaşayan ve kendini ifade edemeyen orta sınıf kadınlarmış, çünkü sürekli bir bastırma söz konusu, ilk baba evinde başlıyor, oto-sansüre gidiyor. Çoğu insan oto-sansür yapmaktan kendi sesini bile duyamaz hale geldi.

Benzer Sözler

Kadın, yüzyıllardan beri karanlığa, kapalılığa mahkum edilmiş, yalnızca saraylara kapatılma ve bütün toplumsal etkinliklerden uzaklaştırma da değil, ama aynı zamanda ruhsal açıdan da karanlığa gömülmüş, yitirilmiş bir varlıktır.

Sanayileşmiş toplumun her yerde laik toplum olması da rastlantı değildir. Bu toplum, her insanın bir birey olarak kişilik sahibi olduğu, bu nedenle de insan haklarının tanınıp korunduğu toplumdur. Bu toplumda doğal yeteneklerini geliştirebilmek bireyin ilk hakkı sayılmaktadır. Bunun için bireyleri, başkasının eşit hakkına zarar vermemek koşuluyla, tehlikesi ve zararı da kendisine ait olmak üzere, kendi kendisini istediği gibi yöneltip yönetmekte özgür bırakmak, çağdaş toplumun –deyim yerindeyse- anayasasıdır.

Türk kadınları, çarşaf ve peçelerini işe gitmek, çalışmak için daha kolaylık olur diye çıkarıp atacaklardı. Onlar için cemiyet hayatına atılmanın manası yalnız bu çeşit salon cemiyetlerine karışmak olmayacaktı. Evet, Türk kadını, hürriyetini dans etmek, tırnaklarını boyamak ve Rue de la Paix'nin kanunlarına esir bir süslü kukla olmak için değil, yeni Türkiye'nin kuruluşunda ve kalkınışında kendisine düşen ciddi ve ağır vazifeyi görmek için isteyecekti, kullanacaktı. Ve Türk erkekleri, garplılaşma hareketini, Tanzimat beyinin Garpperestliğiyle, alafrangalığıyla bir ayarda tutmayacaktı. Milliyetçi Türk Garpçısı için Garpçılığın en karakteristik vasfı Garplılığa Türk üslubunu, Türk damgasını vurmaktır.

Nereden geliyoruz? Ayrı ayrı bitişik evlerde izole olmaktan, beton varoş şehirlerden, hapishane hücrelerinden, yetimhanelerden ve özel ünitelerden, medyanın beyin yıkamasından, tüketicilikten, bedeni cezadan, şiddeti reddeden ideolojiden, depresyondan, hastalıktan, rezaletten, utançtan, insanların alçalmasından, emperyalizm tarafından sömürülen bütün bir halktan geliyoruz.

Liste
Yükleniyor…