Asıl gaye Allah'ın rızasıdır ve bu gayeye ancak, yine Allah'ın çizdiği yol ve yöntem izlenerek ulaşılabilir. Allah Teala hiç kimseye hak etmediğini vermez ve hiç kimseyi layık olmadığı mevkie yükseltmez.
- Henüz kategori yok.
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
-
Marsilya'nın Gözü İsmail Yüksek'te: Fenerbahçe Satışa …08.11.2025
-
Atletico Madrid, Metropolitano'da Levante'yi Ağırlıyor…08.11.2025
-
Sunderland - Arsenal Karşılaşması Öncesi Kapsamlı Bakı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Rekabetçi kapitalizmde, temel ilke liyakattir, verimli iş yapabilme yeteneği temel seçim ölçütü olarak ortaya çıkıyor. Şimdi seleksiyonun temel ölçütü 'biat etmek', 'adamı olmak' olarak beliriyor; bu beğeniyi, ödüllendirmeyi, hukuku delip geçiyor.
Bazen ârif kişi ihtiyacını Allâh’a bile arz etmekten hayâ eder. Çünkü onun takdiriyle yetinmektedir. Bu böyleyken Allâh’ın kullarına nasıl olsun da arz-ı ihtiyaç etsin.
Şahsi düşüncelere, kaprislere kapılarak beceriksiz, kabiliyetsiz adamları iş başına getirmeyiniz. Bütün şirketler kabiliyetli insanların omuzlarında yükselmektedir. Bugün çalıştığımız Ford, Siemens, General Electric gibi müesseseler en büyük misaldir.
Dalkavukların, iki yüzlülerin, sahtekarların egemen olduğu böyle bir toplum, bilim, teknoloji, üretim kalitesi açısından geri kalmaya yazgılıdır.
Çok üstüme alınmadım. Eğer bana yazıldıysa hatırlanmak güzel. Demet Akalın da güzel okumuş. emeklerine, yüreklerine sağlık. Çok güzel şarkı.
Ben alkışı çok seviyorum. Bu hastalıktan dolayı oyunculuğa yöneldim. Bir şey yapalım da takdir edilsin derken oyuncu oluyorsun. Dolayısıyla haftada iki kez bu kadar alkışlanacağın bir iş var mıdır bilemiyorum. Oysa çocukken uçak mühendisi olmak istiyordum. Enteresan uçaklar yaratmak istiyordum. Bir gün bir şey oynadım, alkışladılar ve hayatım kaydı. Biliyorum ki, insanlar oyundan gülümseyerek çıktıktan sonra eve gidene kadar beni konuşacaklar, bu inanın bana yetiyor.
Genellikle önemli ve büyük sorumluluklar gerektiren makamlar, kendilerine layık olanlarla değil de, olmayanlarla doldurulmaz mı? Aristoteles’ten günümüze iki bin üç yüz yıldan beri değişmemiş gerçekliklerden biri de bu değil midir?
Türkiye'de temel problem şu: Bilgili olanların yetkisi yok. Yetkili olanların da bilgisi yok.
Türkiye’yi yöneten bürokrasidir, bürokrasi ise en cahil, en korkak ve en yeteneksizin egemen olduğu sistemin adıdır. Korkudan ve beceriksizlikten dolayı her türlü insani duyguyu kaybetmiş olan ve sadece küçük çıkarlarıyla hareket eden insanlardan oluşan bir ağdır. Türkiye’yi yöneten bunlardır. Türkiye’yi yöneten dehşetli cahil, korkak, yaşamdan hiçbir beklentisi olmayan, sizden benden daha fazla korkan; bir takım çapsız ve cahil 3 milyon kişilik ordunun kontrolündedir. Bununla başa çıkmak kolay değildir. Bürokrasiyle mücadeleyi kazanmanın imkanını göremiyorum.
İyi olanın, ellerinden sadece berbat şeyler gelenlerce tanınıp takdir edilinceye kadar beklemek zorunda kalması, zihni üstünlük için bir talihsizliktir.
Yüksek makamlar yalçın kayalara benzer. Oralara nadiren kartallar, çoğunlukla kertenkeleler çıkar.
Ben ne istediğini adamakıllı bilen birisi değilim. Yalnız bildiğim bir şey varsa o da, başkaları iyi şeyler yaparsa derhal anlıyorum.