Ben sana pinti de dedim. Sen yanlış söyledin...

Bana pinti de, teklifimi arttırayım.

Teklifi 16 milyara düşürdüm!

Siz bir ekran hayvanısınız! (Nur Yerlitaş'a)

Beeee, ceeee... İstersen alfabeyi de öğreteyim sana!

Bir kere değil iki kere şerefsiz...

Biz iki maymunu oynuyormuşuz. Heyetle aramızda hiçbir fark yok. Biz bunu bir hakaret olarak kabul ediyoruz. Ayrıca iki maymun değil, üç maymundur. Demek ki yine birini götürmüşsünüz.

Ben olsaydım ebeni öperdim senin.

Memedalibeeeyy.

Sayın Bahçeli, siz uçağa binmeye bile korkan, Ankara’da kuluçkaya oturmuş bir zavallısınız.

Valla Melih daha şıllıktır. PKK'dan girer, genelevden çıkar!

Zavallı, iffeti yozlaşmış, edepten yoksun

Girdik bile. Bakıyoruz. 12. sorunun cevabı... Maalesef Londra. Yıl 1825. İngiltere topraklarındayız. Dün gibi hatırlıyorum. Soğuk bir ilkbahar günü, yıl 1825. İlk hayatımdayım. Bundan önceki ilk yaşamımdayım. Londra sokaklarında su satıyorum. Karşılığında ekmek alıyorum. Bir baktım birileri tuhaf giysilerle yürüyorlar. Böyle ayaklarının altına böyle sivri sivri bir şeyler takmışlar. "Hayrola?" dedim, "Ne oluyor?" Dediler ki koşacağız. "Nerede?" dedim. "Şu arka sokağın orada bir geniş alan var." Koştular. Biz akşamları o sahada futbol oynardık. Olay Londra'da oldu.

Bilemem, ben astronot değilim.

Yoğurtlu mu severlerdi yoğurtsuz mu?

30bin YTL ananızınak sütü gibi helal olsun hocam(Yarışmacı öğretmeni tebrik ederken..)

Kızım sen üniversiteyi bitirmiştin di mi bırak sen üniversiteyi liseyi nasıl geçtin be kızım daha orantıyı yapamıyosun.

Ben Noel baba değilim!

Sahtekarsın sen Güntekin...

(Adnan Aybaba'ya)Oğlum sen manyak mısın? Şimdiye kadar sinirlenmiyordum ama reklam arasında muhtemelen boynunu kırmayı düşünüyorum