Alman asıllı Avusturya devleti doğal olarak yeniden büyük Alman yurduyla birleşmelidir. Bu birleşme kaçınılmazdır. Ancak bu birleşme sadece birtakım ekonomik sebeplere dayanmamaktadır. Hayır, hayır! Bu birleşme ekonomik bakımdan önemsiz, hatta zararlı bile olsa gerçekleşmelidir. Çünkü aynı kanı taşıyan Alman halkı, tek bir imparatorluğa aittir. Alman devleti, kendi insanlarını bir tek devlet altında bir araya getirmedikçe, yayılmacı bir siyaset uygulama hakkına sahip olamaz. Reich'ın hatları bütün Almanları içine aldığı zaman, eğer insanın layık olduğu şekilde yaşamasını sağlayamazsa o zaman, saban yerini kılıca bırakacaktır ve geleceğin yeni dünyasını savaşın gözyaşlarına var edecektir.

Benzer Sözler

Türkiye, toprak bütünlüğünü ve masuniyetini, şu veya bu devletler grubu arasındaki siyasi ve askeri kombinasyonların şekline göre mütalaa edemez ve tecavüzden masun olma hususundaki mukaddes hakkı üzerinde, herhangi bir yabancı devletin kazanacağı zafer açısından hüküm yürütülmesine müsaade edemez. Türkiye, bu sebepten, milli egemenlik alanı içine vaki olacak her müdahaleye karşı koymaya azimlidir. Biz inanıyorduk ve bugün de hala inanıyoruz ki, ortada Türk ordularıyla Alman ordularını karşı karşıya getirecek bir sebep yoktur. Ve Almanya, Türkiye'nin emniyetinin ve istiklalinin gereklerine karşı anlayışlı davrandığı müddetçe böyle bir felaket meydana gelmez.Ben de size açıklarım ki, mazide olduğu gibi istikbalde de uyanık bir bekçilik görevi ifa edecek olan Türk ordusu, Reich hükümeti, Cumhuriyet hükümetini tutumunu değiştirmeye mecbur edecek tedbirlere tevessül etmediği müddetçe, Alman birliklerine karşı aynı şekilde davranacaktır.

Birinci Cihan Harbi'nde Almanlarla beraber çalıştık. Anlaştığımız zamanlar oldu, çatıştığımız zamanlar oldu. Çok defa da Almanlar bizden şikayetçi olmuşlardır. Almanlarla münasebetlerimizin hususiyetini belirtmek için şunu işaret etmek isterim ki, Türk-Alman ittifakı içinde beraber çalıştığımız Almanların, Alman İmparatorluğu menfaatine bir takım hesapları vardı. Bilhassa Suriye'de ve Arabistan'da hususi bir politika güdüyorlardı. Bize, yüzümüze karşı açıkça söylediklerine göre, Ermenilere yapılan muameleden son derece kırılmışlardı. Almanların Araplara karşı politikası büsbütün başkaydı. Onlara hususi bir muamele yapıyorlardı ve aslında harbi kazansalardı, yani Almanların istedikleri ölçüde kesin bir zafer kazansaydılar, onlardan kurtuluş kolay olmayacaktı. Açıkça görünüyordu ki, Türkiye'ye gitmek üzere gelmemişler.

Yaptığınız şey doğru değil, bu gittiğiniz yol. Sizin daha önce Slovenya ve Hırvatistan'ı ittiğiniz ve şimdi de Bosna Hersek'i itmek istediğiniz, cehenneme çıkan aynı yoldur. Bosna'yı cehenneme çevireceğinizin ve belki de Müslümanları tamamen yok edeceğinizin farkında değil misiniz? Müslümanlar savaş patladığında kendilerini savunamayacaklar.

SPD'nin adının "Alman Sosyal Demokrat Partisi" şeklinde sürmesi bir talihsizliktir. Eğer 1 Ağustos 1914'ten bu yana partinin adı da örneğin "Reformist Parti" veya "Küçük Teferruat Partisi" veya "Ailelerin Kahve Ocağı" filan şeklinde değişmiş olsaydı, bu yeni isim birçok işçinin gözünün açılmasını sağlardı, onlar da ayrılıp asıl kendi partilerine, yani işçi sınıfının partisine giderlerdi. Ama ne yaparsınız ki, o dükkân bütün kötü işlerini eski iyi isme sığınarak yürütmekte.

Dengesiz bir milletin dostu olmaz. Alman halkı beni ciddi anlamda endişelendiriyor. Onlar adına söyleyebileceğim tek şey çok fazla şey yaşamış olmalarıdır. 1914-18 savaşından (I. Dünya Savaşı) bu yana huzur ve istikrar bulamadılar.

Liste
Yükleniyor…