ABD'nin elitleri, yine herkesi kandırdı..
- Henüz kategori yok.
-
Girona Küme Düşme Hattından Çıkış Arayışında: Alavés M…08.11.2025
-
Adanalı Genç İş İnsanı Mehmet Hanifi Kalo Hayatını Kay…08.11.2025
-
Irmak Ünal'dan Kanserle Mücadele Sürecine Dair Samimi …08.11.2025
-
Schalke ve Elversberg Zirve Yarışında: Gençler Sahne A…08.11.2025
-
Premier Lig'de Büyük Heyecan: Tottenham - Manchester U…08.11.2025
-
Şanlıurfaspor'dan PFDK Kararına Sert Tepki: İtiraz Red…08.11.2025
-
Gaziantep'te Umre Yolcusunu Karşılamaya Giden Aile Tra…08.11.2025
-
Premier Lig'in Zirve Yarışında Tottenham-Manchester Un…08.11.2025
-
Hull City, Portsmouth Karşısında Evinde Galibiyet Arıy…08.11.2025
-
Sakaryaspor - Serikspor Karşılaşması Öncesi Son Durum …08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Belki de mevcut Türk yönetimi, ABD ve AB’ye şunu göstermek istedi: “Evet, ülkeyi İslamlaştırıyoruz. Ama bizler modern İslamcılarız, medeniyiz.” Ronald Reagan, zamanında Nikaragualı diktatör Somoza hakkında şöyle demişti: “Somoza tabii ki alçak biri ama o bizim alçağımız.” Şimdi Türkiye yönetimi de “Evet, biz İslamcıyız ama sizin İslamcınızız” diyor. Ama bundan iyi bir şey çıkmaz.
Pakistan bir zamanlar Birleşik Devletler’in en ittifak halindeki müttefiki olarak bilinirdi. Şimdi ise en ittifak halinde olmayanız.
ABD Türkiye'de önce solu kullandı. Dikkat edin, sık sık bu ülkelerde darbeler oluyordu. Darbelerin kaynağını araştırdığımız zaman, "Bizim çocuklar bu sefer başardı" kelimeleri çok çıkıyordu.
ABD, istediklerini elde etmek için kendi müttefiklerine dahi yaptırım tehdidinde bulunuyor. İstedikleri bir şey yerine getirilmezse ya tehdit ediyorlar, ya yaptırım uyguluyorlar.
Bu ülkenin hiçbir zaman, "C" planı olmadı, bu ülkede daima, " A-B-D " planları devreye sokuldu!
Yıllarca, Pentagon generallerine karşı boynu bükük duran Genelkurmay Başkanlarının yerini, Silahlı Kuvvetlerimizin Atatürkçü geleneğini canlandıran gür bir ses almıştır.
Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden bugüne dek hiçbir komşusuyla ilişkileri bu kadar kötü durumda olmadı. Kıbrıs istisnası dışında, Türkiye asla komşularıyla savaş noktasına gelmedi. Ülke yönetmek ayrı bir sanattır.
O gün 'Avrupa Birliği mi? Sizi gidi taklitçiler sizi diyenler; bugün Avrupa Birliği'nin kapısına oturmuşlar, bizi alsın diye dua etmektedirler.
1990 sonrası Afganistan, Irak, Libya ve Suriye’nin yıkımı, sözde “Batılı Değerlerin”in getirilmesi, bu ülkelerin demokratikleşmesine yardımcı olan müdahaleler olarak görülmektedir.
Batılı ülkelerin yayın organlarında Sayın Devlet Bahçeli aleyhinde yazıların çıkması, partimizin doğru yolda olduğunun ve takip ettiği politikaların olumlu sonuç verdiğinin göstergesidir.
ABD’nin İncirlik anlaşmasında Kürtlere ihanet ettiğine inanmıyorum... IŞİD’e karşı alınacak her tedbiri desteklerim.
ABD, iki potansiyel tehdidi dengelemektense bir mevcut tehdide karşı doğrudan seferber olmak konusunda çok daha yeteneklidir.
Siz Amerikalılar; Üçüncü Dünya ülkelerine Iraklı bir köylünün yeni gelinine davrandığı gibi davranıyorsunuz. Üç gün balayı ve ardından tarlalara doğru yola çıkış.
Birleşik Devletler'in güçlü bir müttefiki olan İran, 1979 devrimiyle birlikte bölgede ve dünya çapında ABD'nin en inatçı mühaliflerinden biri haline geldi. Bugün, Afganistan ve Irak'taki savaşlar nedeniyle İran sınırlarında Amerikan askerlerinin konuşlandırılması, Birleşik Devletleri ve İran'ı her şeye rağmen bazı ortak çıkarları paylaşan, tetikte rakiper ve komşular konumuna getirdi. Tüm bunların nedeni, İran'ın nükleer programları ve terörizmle olan ilgisidir.
Avrupa Birliğinden bize verdiği sözleri tutmasını, ayrımcılık yapmamasını, en azından ülkemize yönelik aleni düşmanlıklara alet olmamasını bekliyoruz. Kendimizi başka yerlerde değil, Avrupa'da görüyor, geleceğimizi Avrupa ile birlikte kurmayı tasavvur ediyoruz. Amerika ile uzun ve yakın müttefiklik ilişkilerimizi bölgesel ve küresel tüm meselelerin çözümünde aktif olarak kullanmak arzusundayız. Rusya ve İran gibi köklü tarihi münasebetlerimizin bulunduğu ülkeleri asla göz ardı edemeyiz.
Britanya, Washington'un ve onun ülke içindeki tellalarının aksine, verdiği mesajları allayıp pullamakla pek uğraşmaz. Britanya yepyeni bir açık sözlülükle, geçmişten gelen emperyal bir geleneğe atıfta bulunur; ABD ise yoluna çıkan herkesi ezip geçerken, bu işi bir aziz kisvesine bürünerek yapmayı tercih eder.
AKP'ye oy vermek demek, İsrail ve ABD'ye oy vermek demektir! AKP'yi teşkil eden, kuran, kurduran, kendi planları için bütün bu senaryoları tanzim eden Siyonizm'dir.
Emperyalizmin iyisi yada kötüsü yoktur. "ABD kötü, Almanya iyidir" demek yanılgıların en kötüsüdür.
İsrail'in Hamas lideri Şeyh Yasin'i öldürülmesinden sonra Erdoğan bugünkü fos laflarına benzer bir laf etmiş ve İsrail'i devlet terörü uygulamakla suçlamıştı. Ancak hemen arkasından Mayıs 2005'te Erdoğan İsrail'e gitmiş ve karşılıklı ticaret anlaşmalarını yeni bir boyuta taşımıştı. Erdoğan ve AKP hükümeti şimdi de benzer bir tavır içinde. Bir taraftan Türkiye'yi İsrail'i iktisaden ve askeri olarak destekleyen bir ülke konumuna sokarken, diğer taraftan artık inandırıcılığını yitiren bir İsrail eleştirisi yapıyor.