1946'da kendisinin mebus seçilmediğini bilmiyor muydu? 4 yıl gayri meşrû cumhurbaşkanlığı yaptığını İsmet Paşa bilmiyor mu? Vatandaşların haklarını iptal etmek yolunda bizzat emirler vermemiş miydi? İsmet Paşa milletvekillerini takip etmek için bütün milletvekillerinin peşlerine hafiyeler koymamış mıdır?
- Henüz kategori yok.
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
-
Marsilya'nın Gözü İsmail Yüksek'te: Fenerbahçe Satışa …08.11.2025
-
Atletico Madrid, Metropolitano'da Levante'yi Ağırlıyor…08.11.2025
-
Sunderland - Arsenal Karşılaşması Öncesi Kapsamlı Bakı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Cumhurbaşkanı Gül'ün Çankaya'ya çıkmasına eşinin türbanı nedeniyle karşı çıkmamıştık. Hiçbir zaman bunu söylemedik. İtirazımız, Gül'ün kafasına, düşüncelerine ve yapmak istediklerine idi. Gelinen noktada itirazımızın haklı olduğu görülüyor. Türkiye dağınık, toparlanamıyor. Sorumlusu da Gül'ün Cumhurbaşkanı seçilmesidir.
Hikmetyar'ın önünde diz çökmüş; Birleşmiş Milletler'in terör listesinde bulunan El Kadı'ya kefil olmuş; 30 bin kişinin katiline "Sayın Öcalan", şehitlere ise "kelle" diye hitap etmiş birinin Çankaya'ya çıkması düşünülemez.
Siz bu rejimi devraldığınız zaman darağaçları kurdunuz, o (İnönü) zannınca bu memleketin sahibidir. Tek başına memlekete tesahüb ediyor (sahip çıkıyor) ve tek başına bu memleket hakkında konuşuyor. Bunu, bu hakkı nereden alıyor? Biz sizin gibi istila veya fetih hakkına dayanarak mı geldik bu iktidara?
İsmet Paşa, kendi zamanında, "Ben memleketi idare ediyordum" diyor. O devirde bu memleketi çocuklar da idare ederdi. Çünkü herkesi susturmuş, bir tek kendisi konuşuyordu, memleketi de böyle idare etti ve bu memleket seneler senesi olduğu yerde saydı.
Anayasanın, karakollardaki yangın talimatnamesinden daha kolay değiştirilebildiği bir iklimdeyiz, seçim hukuku bir pabuççu muştasıdır.
Ülkemin saraylarında kaç beyinsiz izledim, komikti sözleri. Yapay mitingleri, kâğıda bağlı kalarak halka seslenişleri, egzotik vaatlerinde bir gramsız gerçeği.
Gezi eylemlerinde gördüğüm tüm tavır yönetimi devirmek adına. Ne bir ağaç, ne bir park söz konusu. Durum böyle olunca içtenlik kalmıyor.
Sen git günlerce demeokrasi nöbeti tut, sonra gel tek adamın meclisi fesh edebilmesine 'EVET' de. Bunun adın ikiyüzlülük değilse nedir?
Süt dağıtılınca... Hükümetimiz sayesinde. Süt bozuk çıkınca... Psikolojisi bozuk çocuklar yüzünden.
Süt rezaleti nedeniyle hükümetin zor durumda kaldığını gören ana muhalefet partisi, derhal, en medyatik genel başkan yardımcısını istifa ettirerek, gündemi değiştirme kararı aldı sayın seyirciler...
"Gençlik yıllarımda da üniversite yıllarımda da aynı şeyleri gördüm. Ve hala da bugünkü siyasette de biraz daha bozulmuş vaziyette. CHP'nin büyük hastalıklarından biri, adeta bir virüs, mikrop gibi siyasetle uğraşan insanlar arasında ne yazık ki var. Gençliğimde, gazeteciliğim sırasında her gün CHP'de vaktimizin büyük bir kısmı geçerdi. Rahmetli Yaşar Eğitim vardı, avukattı, il başkanı. Niyazi Önal genç avukat. Tahsin Atakan diye çok genç bir avukatı vardı. Oraya gelirler siyasi tartışmalar olurdu. Fakat gördüğüm bir şey olurdu, şeyi görmeye başladım. Hep bir araya geldikleri zaman hepsi çok iyi ahbap, hepsi Atatürk idealleri, partinin seçimlerde kazanması için yapılacak işleri konuşurlar. Fakat bir kısmı çekip gittikten sonra iki kişi yan yana gelince, diğer gidenlerin dedikodusunu yaparlar. Derken gördüm ki; geçimsizlik, anlaşmazlık, kıskançlıklar, iftiralar, ters yorumlar, herkes birbirinin ayağının altına karpuz kabuğu koyma gibi eğilimler içerisinde. Nasıl bu parti adam olacak diye düşünüp durmuşumdur. Kafamın bir köşesinde bu kalmıştır." (15 Ocak 2024)
Ergenekon Soruşturması, AKP'nin tek başına iktidar olduğundan beri Türkiye Cumhuriyeti'nin "hukuk devleti" olmaktan çıktığını göstermektedir.
Keşke Tayyip Erdoğan’lar da antiemperyalist çizgiye gelseler de biz onların defterleri üzerinde pek kafa yormasak.
Kutsal Roma İmparatorluğu adıyla kendisini anan ve hala anmaya devam eden bir araya toplanmış yığın, ne kutsaldır, ne Romalıdır ne de imparatorluktur.
Vatan, millet derken bir bakarsınız eski hırsızlar yine yerlerini almışlar. Bir tür oyun. Tefeci bezirgan, finans kapital ortaklığının indi bindi oyunu.
Bir gün, İslam'la kandırılmışların yığınsal desteğini alacak asıl sinsi hırsız tayfası başa geçerse şaşmayın!
Memlekette üç tane şeytan vardır. Bunlar bir sacayağıdır. Biri bizim hemşire, biri kocası Ferit, biri de mahdumu Sami.