1920 yılında yalnızca dört Müslüman ülke -Türkiye, Suudi Arabistan, İran ve Afganistan- Müslüman olmayan bir ülkenin hakimiyeti karşısında bağımsız kaldı.
- Henüz kategori yok.
-
Rhein Derbisi: Mönchengladbach - Köln Maçında Goller v…08.11.2025
-
Uluslararası İş Birliğiyle Portekiz, Dev Uyuşturucu Se…08.11.2025
-
Vince Gilligan'ın Pluribus Dizisi Apple TV+'ta Başladı…08.11.2025
-
Kanal D Canlı Yayın ve Arka Sokaklar Son Bölüm İzleme …08.11.2025
-
Sunderland, Arsenal'in Gol Yememe Serisini Sonlandırdı…08.11.2025
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Türkiye, toprak bütünlüğünü ve masuniyetini, şu veya bu devletler grubu arasındaki siyasi ve askeri kombinasyonların şekline göre mütalaa edemez ve tecavüzden masun olma hususundaki mukaddes hakkı üzerinde, herhangi bir yabancı devletin kazanacağı zafer açısından hüküm yürütülmesine müsaade edemez. Türkiye, bu sebepten, milli egemenlik alanı içine vaki olacak her müdahaleye karşı koymaya azimlidir. Biz inanıyorduk ve bugün de hala inanıyoruz ki, ortada Türk ordularıyla Alman ordularını karşı karşıya getirecek bir sebep yoktur. Ve Almanya, Türkiye'nin emniyetinin ve istiklalinin gereklerine karşı anlayışlı davrandığı müddetçe böyle bir felaket meydana gelmez.Ben de size açıklarım ki, mazide olduğu gibi istikbalde de uyanık bir bekçilik görevi ifa edecek olan Türk ordusu, Reich hükümeti, Cumhuriyet hükümetini tutumunu değiştirmeye mecbur edecek tedbirlere tevessül etmediği müddetçe, Alman birliklerine karşı aynı şekilde davranacaktır.
Hamdolsun Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi açıldı. Tarihte yeni bir sayfa da açıldı. Aynı zamanda Türkiye’nin bağımsızlık tarihinde de...
İnsan sormadan edemiyor: İyi de, mademki, sömürgeci Batılıların bütün değerlerini, yaşama biçimlerini, iyice içini boşaltarak tepe tepe tükettiğimiz kültürlerini benimseyecek idiysek biz o İstiklal Savaşı’nı niçin ve kime karşı verdik peki?
Lâiklik ilkesi, bağımsızlığımızı, özgürlük ve egemenliğimizi korumamızı, güçlendirmemizi sağlamış, ulusal birliğin dayanağı olmuştur.
Batı, sömürgeciliğe devam etmek istedi ancak biz, buna engel olduk. Bağımsız devletleri birbirine bağlayan bir yapı kurduk. Hristiyanlık, İslam ve diğer dinlerin değerlerine sahip çıktık.
Bu ülkenin hiçbir zaman, "C" planı olmadı, bu ülkede daima, " A-B-D " planları devreye sokuldu!
Emperyalizmden nefret ediyorum. Sömürgeciliği tiksiniyorum. Ve onların hayattaki son acı mücadelesinin sonuçlarından korkuyorum.
Türkiye, İslam dünyasında başta laikliğiyle tek ve örnekti; bugün de öyledir. Ancak, onu laiklik düşmanlarından kurtarmak gibi bir görev de vardır.
Benim içim sızlıyor, Azerbaycan petrollerini Amerikalılar işletecek dendiği zaman. Benim içim sızlıyor, Kazakistan’ın uranyumunu yabancılar işletecek, onun altınını başkası işletecek dendiği zaman. Neden benim paramı başkası yesin, neden benim milletim çile çeksin, neden Batılı, medeni denen hırsızlar beni sömürsünler?
Ve sömürgeciliğin her şeye rağmen yıkılmaya mahkûm olduğunu gösteren milletlerden biri de benim milletimdir.
Türkiye’nin öz çıkarları için gerektiğinde Çin’le, Rusya’yla, İran’la, gerektiğinde de ABD’yle, İngiltere’yle, Fransa’yla işbirlikleri yapabilecek olan bağımsız bir ülke olması tek dileğim.
Kolonilerinizin [sömürgelerinizin] korunması büyük bir çıkardır; ancak bu çıkar Anayasanıza göre görecelidir ve ulusun ve aynı zamanda kolonilerin yüksek çıkarı sizin özgürlüğünüzü korumanızdır ve bu özgürlüğün temellerini kendi ellerinizle baltalamamanızdır. Öyle değil mi? Onları özgürlüğünüzü kaybetmek pahasına elinizde tutuyorsanız, çürüyüp gitsin kolonileriniz. Evet, kolonilerinizi kaybetmekle, onlara mutluluğunuzu, onurunuzu, özgürlüğünüzü feda etmek arasında tercih söz konusuysa, tekrar ediyorum: çürüyüp gitsin kolonileriniz!
Bir daha söyleyelim. Avrupa Birliği bir siyasi proje. Siyasi projenin Türkiye üzerindeki sömürgeci emellerini eleştirmek çağdaşlığa düşman olmak demek değil. AB'nin Türkiye'yi dışa kapıyor. Sen benim kumam oalcaksın diyor. Biz de çağdaşlıktan yanayız yalnız çağdaşlık AB demek değildir. AB tarihin çöplüğünde yer alan birçok siyasi birlik gibi bir siyasi birlik şu anda da bölünmek üzere.
KKTC, mutlak suretle yaşamalıdır. Artık ne geriye dönüş vardır ne de bunu yapmak bize ve bizden sonra gelecek nesillere yakışan haysiyetli bir durum olur. Dünyada insanoğlunun elde ettiği en önemli başarı, kendi devletini kurmak ve bağımsızlığını eline alabilmektir. Doğu Akdeniz'in bu kadar stratejik önem arz ettiği bir dönemde, Doğu Akdeniz'deki stratejik çıkarları açısından Kıbrıs Türkü ve KKTC, Türkiye'nin olmazsa olmazıdır.
Cezayir’deki sömürgeciliğin yıkılışında, çarşafın çok somut olarak algılanan bir tarihi, bir dinamizmi vardır. Bağımsızlık mücadelesinde çarşaf direniş mekanizmasıdır ve toplum içindeki kuvvetli değerini muhafaza eder.