16. yüzyılda Galileo dünya dönüyor dediğinde bütün dünya, dönmüyor diyordu. Bu hiçbir zaman dünyanın döndüğü gerçeğini değiştirmedi. Dolayısıyla bütün ülkeler 'Soykırım var' dese dahi, soykırım olmadığı gerçeğini değiştiremez.
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Rusya'yı askeri olarak çevreleme çağrıları ışığında NATO, güçlerini sınırlarımıza doğru tutarlı bir şekilde intikal ettiriyor. Geçmişte benzer adımların Almanya ve Avrupa için nasıl sonuçlandığını Almanya Savunma Bakanı iyi biliyordur
Almanların birçok ulusa vahşet uyguladığına ilişkin tarihi bir gerçeğe değinirken Yahudilere uygulanan soykırımı yanlış ifadelerle önemsizleştirmiş olmaktan pişmanlık duyuyor, özür diliyorum.
Yahudi fundamentalizmi iki önemli olayı temel alır; ilki Nazi soykırımı, ikincisi ise 1973’teki Yom Kippur Savaşı.
Hayvanlara yapılanların dünyanın en kapsamlı soykırımı ve kölelik türü olduğundan hiç şüphem yok. Ve gün gelecek bugün hayvanlara yapılanlara; geçmişte siyahi insanlara, çocuklara, kölelere, kadınlara ve azınlıklara yapılanlara baktığımız gibi aynı iğrençlikle bakacağız.
Naziler Yahudileri nasıl öldüreceklerini et sektöründe kullanılan teknikleri tektik ederek öğrenmişlerdi. Birbirimize işkence edip öldürmeyi ilk hayvanlar üzerinde öğrendik.
Ermenistan, bizim büyüttüğümüz muzaffer sunakta kurban edildi. İngiliz hükûmetinin 1895-1897 ve 1915'teki korkunç katliamlara karşı ölümcül bir kaçınılmazlık politikası korkunç katliamlardı.
Yirminci yüzyılın kanıtlayacağı gibi Amerika’daki mezbahaların endüstriyel itlafı ile Nazi Almanyası’nın montaj hattı seri itlafı arasında sadece bir adım vardı.
Tarihin bize verdiği kanıt, insanların zalim ve canavarca eylemleri yapabilme kapasitesine sahip olduğunu gösteriyor, hem bireysel olarak hem de bir gruba dahil olarak. Soykırımı “bir grup güçlü bireyin akıldışı bir davranışı” olarak göremememin sebebi bu. Tam tersine soykırım, bizim neleri yapabileceğimizin çok net bir ispatıdır. Soykırımsal boyutlardaki mega suçlar, insan tarihinin görünen yüzünün hemen arkasında meydana gelmeyi bekliyor; çünkü kurbanlaştırdığımız hayvanların başına daima bu olay geliyor. Yahudi yazar Isaac Bashevis Singer söz konusu hayvanlar olunca bütün insanların birer Nazi olduğunu söylemiştir. Hayvanların yaşadığı şey, “Sonsuz Treblinka”’dır.
Ne yazık ki, savaş, soykırım ve kitlesel öldürmeler “normal” insan davranışıdır; çünkü hepsi de düzenli bir şekilde meydana gelir. Tarihe ister savaş, çekişme ve şiddet ile ara verilen barış dönemleri ya da barışla ara verilen savaş, çekişme, şiddet dönemleri olarak bakabilirsiniz. Bir tarihçi olarak, insan agresyonunu, kabalığını, şiddeti ve çekişmelerini insan tarihinin tam da merkezinde olduğunu düşünüyorum. Çoğumuzun kabul etmek isteyebileceğinden daha fazla “normal”lik söz konusu; çünkü biz insanlar kendimizle alakalı bazı ilüzyonlardan vazgeçmekte zorlanıyoruz. Kim olduğumuz ve ne yaptığımız gerçeğini doğrudan görmekten çekiniyoruz; çünkü gerçeğin bizi üzmesinden korkuyoruz.
Aradan geçen kırk yılda, Hıristiyanların cehennemi eylemleriyle on iki milyondan fazla erkek, kadın ve çocuğun haksız yere katledildiğini çok kesin ve doğru bir şekilde tahmin edebiliriz. Doğrusu, öldürülenlerin sayısının elli milyona yakın olduğuna kendimi kandırmaya çalışmadan inanıyorum.
Masum canlıların kitlesel olarak öldürülmesine 1945’te son verilmedi ki; sadece hayvanların “sonsuza dek” sömürülmesi ve katledilmesine doğru bir rota değişikliği yaşandı; bu da insan baskısı ve şiddetinin bir modeli ve itici gücü olmaya yaradı. Mezbahalar olduğu sürece Treblinka ve Auschwitz daima var olacak. Yahudi Alman düşünür Theodor Adorno ’nun söylediği gibi, “ Auschwitz, birisi bir mezbahaya bakıp, “ama onlar hayvan” diye düşündüğünde başlar”.
Ocak 1993, Uğur Mumcu öldürüldü. Şubat 1993, Jamdarma Umum Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis, düştü. Nisan 1993, Cumhurbaşkanı Özal ansızın, mossad'ı çağrıştıran bir sürpriz ile ölüverdi. Anap'ın fiili sonudur. Temmuz 1993, Sivas'ta 38 Türk aydını yakıldılar.
Selanik'in, Türkiye Solu ve Aydın Hareketi üzerindeki rolü yeterli ölçüde incelenmiştir, fazla da bulabiliriz. Fakat, Selanik'in, islamist hareket ve özellikle tarikatler içindeki rolü hep ihmal edilmiştir, şimdi buradayız.