Toplumsal Eleştiri

Dolayısıyla cennet ve cehennem, iyilik ve kötülük, insan denilen varlığı ortasından ikiye yardı ve bir tarafını diğeriyle kanlı bıçaklı hala getirip bir aptala dönüştürdü. Böylece, geçmişin müthiş tezgahtarları, kutsal zıtlık teorisiyle ambalajladıkları ömür boyu garantili itaatkarlığı özgür insanlara satmayı becerebildi. İtaatkar itleri itaatkar itlere kırdırmaktı bütün hikâye!

Kentin caddeleri, araba farları ve kırık camlı sokak lambalarıyla aydınlanıyordu. Çalışan insansa asla patronu kadar zenginleşemeyeceğini bildiği için hayal kuruyordu. Bu hayalde patronunun da üyesi olduğu bir tarikata giriyordu. Örgüt içinde hızla yükseliyor ve patronunun da dahil olduğu yüzlerce kişinin ruhani lideri oluyordu. Mesai saatlerinde yüzüne doğru sallanan işaretparmağını taşıyan el ve emirler fırlatan dudakların sahibi olan patronu, mesai saatleri dışında bunlarla ayaklarını kavrıyor ve öpüyordu. Şeyh çalışanının ayaklarına kapanan mürit patron hayali eve dönerken zamanın hızla geçmesini ve caddelerdeki karmaşayla ilgilenmemeyi sağlıyordu. İnsanın damlaya, insanların ırmağa dönüştüğü saatlerdi. Hayatla savaşlarına bir sonraki sabah kaldıkları yerden devam etmek üzere siperlerine çekiliyorlardı.

Mağaralarda ya da saraylarda yaşamıyoruz. Her çağın kendine ait doğallığı vardır. Bu çağın doğallığı da insanın üzerinde bir karakter taşımamasıdır. Doğal olmak isteyen insan çağın gereklerine boyun eğecek ve karakterini her sabah yenileyecektir. Geçmişten gelen doğallık bugün işe yaramaz. Maymunlar gibi davranmanın ve adını da doğallık koymanın salaklıktan başka bir şey olmadığını herkesin anlaması lazım. Bu çağda gerçek doğallık, yapay olduğu için aşağılanan insani davranışların tümüdür. Nefret etmesine rağmen patronunun yüzüne gülen insan doğaldır. Lokantada, yan masadaki kadının çantasının markasından yola çıkarak onu yargılayan kadın doğaldır. Moda olduğu için zevk almadıkları müzikleri dinleyen çocuklar doğaldır. Çünkü bütün bunlar 2002 yılının doğasında vardır. Sürekli eleştirilen bu tavırlara karşı sunulan doğallık yalanı kullanma tarihi geçmiş bir antibiyotiğe umut bağlamak gibidir. Bu çağda insanlardan cesur, dürüst, idealist, tutarlı, onurlu olmalarını beklemek günün doğallığına aykırı bir yapaylığı savunmaktır.

Liste
Yükleniyor…