- Henüz kategori yok.
-
Vasco Da Gama, Rayan'ı Takımda Tutmak İçin Dev Bir Ham…11.11.2025
-
11 Kasım'da İstanbul'da Kapsamlı Elektrik Kesintisi: A…11.11.2025
-
Isparta'da 10-12 Kasım Tarihlerinde Planlı Elektrik Ke…11.11.2025
-
Ferdi Kadıoğlu'ndan Premier Lig'de Göz Kamaştıran Perf…11.11.2025
-
Afyonkarahisar İçin Güncel Hava Durumu Tahminleri ve U…11.11.2025
-
Nagelsmann'dan Ter Stegen'e Kritik Uyarı: Dünya Kupası…11.11.2025
-
Endonezya, İlk A400M Atlas'ı Teslim Alarak Stratejik H…11.11.2025
-
Carlos Alcaraz'ın ATP Finalleri Serüveni: Fritz Maçıyl…11.11.2025
-
Melissa Kasırgası Yardım Uçağı Florida'da Gölete Düştü…11.11.2025
-
Selçuklu Belediyesi'nden Ara Tatile Özel Bilim ve Tekn…11.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Toplumsal Eleştiri
Dolayısıyla cennet ve cehennem, iyilik ve kötülük, insan denilen varlığı ortasından ikiye yardı ve bir tarafını diğeriyle kanlı bıçaklı hala getirip bir aptala dönüştürdü. Böylece, geçmişin müthiş tezgahtarları, kutsal zıtlık teorisiyle ambalajladıkları ömür boyu garantili itaatkarlığı özgür insanlara satmayı becerebildi. İtaatkar itleri itaatkar itlere kırdırmaktı bütün hikâye!
Doğallık, dürüstlükten geçer. Kendine, çevrene. Bedenin bir karbon kâğıdı gibi olmalı. Özellikle de yüzün. Çünkü doğallığın tek bir anlamı vardır: düşüncelerini davranışlara dönüştürmek. Oysa bugün kimse doğal değil. Herkes sahte. Herkes yalancı...
Kentin caddeleri, araba farları ve kırık camlı sokak lambalarıyla aydınlanıyordu. Çalışan insansa asla patronu kadar zenginleşemeyeceğini bildiği için hayal kuruyordu. Bu hayalde patronunun da üyesi olduğu bir tarikata giriyordu. Örgüt içinde hızla yükseliyor ve patronunun da dahil olduğu yüzlerce kişinin ruhani lideri oluyordu. Mesai saatlerinde yüzüne doğru sallanan işaretparmağını taşıyan el ve emirler fırlatan dudakların sahibi olan patronu, mesai saatleri dışında bunlarla ayaklarını kavrıyor ve öpüyordu. Şeyh çalışanının ayaklarına kapanan mürit patron hayali eve dönerken zamanın hızla geçmesini ve caddelerdeki karmaşayla ilgilenmemeyi sağlıyordu. İnsanın damlaya, insanların ırmağa dönüştüğü saatlerdi. Hayatla savaşlarına bir sonraki sabah kaldıkları yerden devam etmek üzere siperlerine çekiliyorlardı.
Mağaralarda ya da saraylarda yaşamıyoruz. Her çağın kendine ait doğallığı vardır. Bu çağın doğallığı da insanın üzerinde bir karakter taşımamasıdır. Doğal olmak isteyen insan çağın gereklerine boyun eğecek ve karakterini her sabah yenileyecektir. Geçmişten gelen doğallık bugün işe yaramaz. Maymunlar gibi davranmanın ve adını da doğallık koymanın salaklıktan başka bir şey olmadığını herkesin anlaması lazım. Bu çağda gerçek doğallık, yapay olduğu için aşağılanan insani davranışların tümüdür. Nefret etmesine rağmen patronunun yüzüne gülen insan doğaldır. Lokantada, yan masadaki kadının çantasının markasından yola çıkarak onu yargılayan kadın doğaldır. Moda olduğu için zevk almadıkları müzikleri dinleyen çocuklar doğaldır. Çünkü bütün bunlar 2002 yılının doğasında vardır. Sürekli eleştirilen bu tavırlara karşı sunulan doğallık yalanı kullanma tarihi geçmiş bir antibiyotiğe umut bağlamak gibidir. Bu çağda insanlardan cesur, dürüst, idealist, tutarlı, onurlu olmalarını beklemek günün doğallığına aykırı bir yapaylığı savunmaktır.
İnsan yalan söylediği anda, beyin kanamasından ölse, dünya öyle boşalırdı ki dinozorlara yeniden yer açılırdı.
İlerlemeyi, bizi şikayet edenlere borçluyuz. Memnun insanlar hiçbir değişiklik istemezler.
Sosyalizmin çöküşünden sonra kapitalizm rakipsiz kaldı. Bu olağandışı durum onun açgözlülüğünü ve her şeyden önce intihara meyilli gücünü açığa çıkardı. Artık her şeyin ve herkesin adil bir oyun olduğuna inanılıyor.
Özgürlük, güç merkezleri tarafından sunulan şıklardan birini özgürce seçmekle sınırlı.
Kedi olmak? Bu düzende istemezdim. Bir neden, sınıfsal eşitsizliklerimizi onlara da yansıtmış olmamız.
Bu 'liberal' fikirler AKP iktidarı tarafından paylaşılmamış olsaydı toplumun bu denli psikolojik gerilemesine yol açmayabilirdi. Ama yine de bu 'aydınların' kendi korkunç sorumluluklarını gözlerden kaçırmak için milliyetçilerin tümünü ırkçılıkla suçlamaktan vazgeçmeleri ve biraz da kendilerini analiz etmeleri yararlı olacak.
Çiçek alsam onarsam kendimi korkularla / Ölüm elimizden alıp götürüyor kaç fil kaldık şurda / Gülemem, çiçek alamam, utanırım kendimi onarmaya / Dünyası zından zından zından / Zındanlar boşalmadıkça
Modaya olan etki o kadar güçlü ki, bazen bizi ilgisiz olan ve birkaç yıl sonra bile aşırı derecede çirkin görünecek şeylere hayran olmamıza zorlar.
Lütfen istifamı hemen kabul buyurunuz. Beni bile üyeliğe kabul edebilecek bir kulübe üye olmayı düşünmüyorum...
Çoğu on para etmez. Pek çoğunda dindarlıktan ve iyilikten eser görmedim. İsraf, çatlayıncaya kadar yeyip içme, dolandırıcılık, haset, kibir ve söylenemeyecek kadar kötü şeyler gördüm. Orası iyiliklerin, kötülüklerin imalathanesi.
Aradaki medenileşme faslını atlayıp barbarlıktan çürümeye giden tek ülke Amerikadır.
Çıplak bedenler bizi şaşırtmıyor artık, çıplak beyinlerdir varlığına dayanamadığımız.