Savaş olacak mı, olmayacak mı? Evet, olacak. Ancak sadece iki durumda. Eğer Belarus'a yönelik doğrudan saldırı olursa. Savaşın çıkacağı ve Belarus'un buna dahil olacağı ikinci durum, müttefikimiz Rusya'ya doğrudan saldırı düzenlenmesi. Müttefiklik anlaşmalarımızın temeli buna dayanıyor.
- Henüz kategori yok.
-
Tarım ve Orman Bakanlığı'ndan Gıda Hilesi Listesine Ye…14.11.2025
-
Messi'nin Angola Çıkarması: Dünya Şampiyonu Arjantin İ…14.11.2025
-
Buenos Aires'te Tren Kazası: On Dokuz Yaralı14.11.2025
-
14 Kasım 2025 Cuma TRT 1 Yayın Akışı: Ekranlarda Neler…14.11.2025
-
14 Kasım 2025 TRT 1 Yayın Akışı ve Diğer Kanalların Pr…14.11.2025
-
Manchester United'da Altay Bayındır İçin Beklenmedik A…14.11.2025
-
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ Eskişehir'de Yo…14.11.2025
-
Benzine Zam Yolda: Litre Fiyatları Cumartesi'den İtiba…14.11.2025
-
Zuhal Topal'la Yemekteyiz'in Gündemdeki Yarışmacısı Ed…14.11.2025
-
A Milli Takım Kadrosunda Emirhan Topçu Şoku: Sakatlık …14.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
siyaset
Türkiye'nin tamamen ABD'nin rotasına girdiğini gösteren gelişmeler var. Bunlardan biri, Ergenekon ve Balyoz davaları. Burada tutuklanan ve sindirilen askerler, siyasetçiler ve aydınların hemen hepsi, ABD'ye mesafeli olan ve Türkiye'nin Rusya ve diğer Avrasya ülkeleriyle yakınlaşmasını savunan kişiler. Türkiye'deki Ergenekon ve Balyoz davaları aracılığıyla yürütülen süreç, Moskova'da, ABD tarafından planlanan ve Rusya'yı da hedef alan bir süreç olarak görülüyor ve Kremlin'de tedirginlik yaratıyor.
Ergenekon davasında tutuklanan kişiler, Türkiye’deki ABD karşıtı lobinin temsilcileri. Bu kişiler Türkiye’nin ABD yanlısı politikaları terk ederek, Rusya ile yakınlaşmasını istiyordu. Burada suç unsuru NATO karşıtı olmak. İşte bu yüzden harekete geçen NATO yanlısı güçler, tıpkı diğer Doğu Avrupa ülkelerinde olduğu gibi aktif kişileri toplumdan uzaklaştırmak istiyor.
Kosova ile Türkiye arasındaki stratejik işbirliğini daha da derinleştirmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz.
Kosova'nın, AB'nin temel değerleri olan özgürlük, demokrasi, insan hakları, eşitlik ve hukukun üstünlüğüne olan değişmez bağlılığını (AB'ye) üyelik başvurusunda bulunarak yeniden teyit etmek için Prag'a geldik.
Bu dünyanın meyveleri hepimizindir, dünya meyveleri ise hiç kimseye ait değildir! Bunu unutursak bittik demektir!' diye haykırsa...İnsan soyu bugüne kadar yaşadığı onca suçu, savaşı, sefaleti ve korkuyu yaşamamış olurdu.
(Rusya-Ukrayna) Savaş, büyük acılara neden oluyor ve demokrasinin küresel gelişmeleri üzerinde de önemli bir rol oynuyor. Bu yüzden demokratik ülkelerin Ukrayna ile gösterdiği büyük dayanışma, ülkedeki halkla ve savaş nedeniyle başka ülkelere göç eden Ukraynalılarla dayanışma anlamında da çok önemlidir.
...hem düşüncede hem de eylemde bizim için ölçüt olması gereken çelişki hiyerarşikleştirici sembolik gelenekten kopuşun kaçınılmaz iki bakışını karşı karşıya getirir;korkunç eşitsizlikler ve patojen başıboşluklar yaratan Batı kapitalizminin simgesellikten çıkmış bakışı ile ....Marx'dan bu yana eşitlikçi bir simgeleştirme öneren bakış.
Liberal kapitalizm, insanlığın hiçbiri değildir. Tam tersine; vahşi, yıkıcı nihilizmin aracıdır.
Türkiye Cumhurbaşkanı, Sayın Putin ile görüşünce 'kötü', Almanya Şansölyesi, Fransa Cumhurbaşkanı, İtalya'nın temsilcileri görüşünce 'sıkıntı yok' öyle mi? Sayın Cumhurbaşkanı'mız, ülkemizin tüm komşularıyla görüşür. Cumhurbaşkanı'mızın, bir komşumuzun yönetimiyle görüşmesini alıp başka bir bağlama koymaya çalışmak abesle iştigaldir, uluslararası ilişkilerden anlamamaktır.
Bugün yaptığımız toplantıda 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak olan 28. dönem milletvekili seçimine 36 siyasi partinin katılmaya hak kazandığı tespit edilmiştir. Ayrıca bugün yaptığımız toplantıda, 14 Mayıs 2023 tarihinde oy verme saatleri ve bir oy sandığında kaç seçmenin oy kullanacağına ilişkin tespitlerde de bulunulmuştur.
Ben hala solcuyum... Eleştiriye kapalı biri değilim... Bu ülke de tabular var. Devlet tabudur, din tabudur, aile tabudur..Bunlara bir de aşkı eklediler... Tasavvufu buldum, aydınlandım diye bir şey yok..
Uçuruma giden bir trenin içindeyiz. Treni kullananlar, bu güzergahı değiştirmek yerine uçuruma gidiyoruz diyenleri susturmakla meşguller…
Tarihi bilmemek ondan ders ve ibret alamamak ne kadar kötü. Devletler için tarihte yüz sene, üç yüz sene, beş yüz sene o kadar kısa anlar ki. Bugün bir kısım devlet adamlarımız, “Libya’da ne işimiz var” diyorlar. Bunların zihniyetindekiler yüz sene önce de, “Rumeli’de ne işimiz var”, “Yemen’de ne işimiz var” diyorlardı. Sonunda Anadolu’da hapsoldular.
Bugün maalesef Türkiye’nin yarısı kendisini, kendi ülkesine yabancı hissetmeye başladı. Bu, insanları kendi ülkelerine karşı yabancılaştırıyor. Erdoğan, Türkiye’nin yarısını depresyona soktu.
Erdoğan’ın şöyle bir yöntemi var. Eziyor, korkutuyor, bir anlamda karşısındakinin kişiliğini değersizleştiriyor ve sonra kendisine bağlıyor. Temel unsur sindirme ve korkutma.
Türkiye’de Öyle bir yapı kurulmuş ki, pek çok insan konuşmayı göze alamıyor. Çünkü ağzını açıp tek kelime ettiğinde müthiş bir saldırıya hedef oluyorsun.
Erdoğan’ın geleceğe dönük bir söylemi, vizyonu artık kalmadı. Geçmişten bayatlamış konulardan bahsediyor sürekli... Çünkü tıkandı artık...
Recep Tayyip Erdoğan’ın o sindirme, korkutma yöntemini desteklemek, etkinleştirmek için bir troll sistemi kuruldu.
Kuşkusuz siyasi partilere yer vermeyen bir demokratik rejim düşünülemez. Anayasa'nın 68. maddesinin 2. fıkrasında da ‘Siyasi partiler, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır' denilmektedir. Ancak, siyasi partilerin demokrasinin vazgeçilmez öğesi olmaları, onların hiçbir sınırlamaya bağlı olmadıkları anlamına gelmez.
Din ve vicdan özgürlüğünün güvencesi olan laiklik, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel dayanaklarından biridir.