Devlet dediğin şey, birtakım küçük insanların kendilerini olduklarından daha güçlü veya önemli göstermek için kurdukları bir düzenek değil mi? Düşünürsen, hepsi bu.
- Henüz kategori yok.
-
Augsburg, Stuttgart Deplasmanında Kritik Virajda: Rexh…09.11.2025
-
Premier Lig Devlerinin Kritik Randevusu: Manchester Ci…09.11.2025
-
Süper Lig'de Gençlerbirliği Başakşehir'i Mağlup Etti: …09.11.2025
-
Premier Lig Devleri Karşı Karşıya: Manchester City - L…09.11.2025
-
Guardiola'nın Tarihi Maçında Zirve Savaşı: Manchester …09.11.2025
-
Dundee, Yeni Teknik Direktör Rohl Yönetimindeki Ranger…09.11.2025
-
Fenerbahçe, Kayserispor Karşısında Galibiyet Serisini …09.11.2025
-
Real Madrid, Vallecas Deplasmanında Liderliğini Garant…09.11.2025
-
Perihan Savaş, Kaybettiği Eşi Yılmaz Zafer'i 30 Yıl So…09.11.2025
-
Zirve Mücadelesinde Kritik Randevu: Çorum FK - Iğdır F…09.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Siyaset Felsefesi
Ben “ırka dayalı tek millet olmaz diyorum.” Başbakan ırka dayalı tek milleti savunuyor, bu düpedüz faşizmdir. “Biz paramparça bir toplum, bir millet olalım’ demiyorum. Irka dayalı tek milletin alternatifi demokratik ulustur. Ulusun kendi içinde çok kültürlü, çok etnisiteli, çok inançlı olarak tanımlanmasıdır. Bu birlik üzerine kuruludur. Hiçbir Türk’ün -Müslüman olur, sosyal demokrat olur, sosyalist olur, Kemalist olur- kendi etnisitesinin başkalarına dayatılmasına prim vermemesi lazım. Benim söylediğim budur. Ben birliğe karşı değilim.
Birey için şüphe neyse, parlamento için muhalefet odur. O gerekli olduğu kadar, yararlıdır da.
Krallar erkleri, erk koltuklarını severler. Ama bir sanatçı gibi severler. Bir musikici kemanını nasıl severse onlar da öyle severler. Ondan sesler, uyumlar çıkarmak isterler.
Jefferson "En iyi devlet en az yöneten devlettir" diyerek liberalizmin temel kavramını ortaya koyarken, anarşistler Thoreau ile birlikte "En iyi devlet hiç yönetmeyen devlettir" derler.
Her türden siyasi iktidar, varlığını sürdürmesi için belirli bir insan köleliği biçimini gerektirir.
Tüm demokrasiler için en zor şeylerden biri konular arasında bir denge yakalamaktır.
İnsanoğlu, bilgeliği sevenler siyasi gücü ellerine alana kadar veya siyasi gücü ellerinde tutanlar bilgeliği sevene kadar problemlerin bittiğini görmeyecek.
İktidar, iktidara düşkün olmayan ve iktidardan gelecek yararlara ihtiyacı bulunmayanlara verilmelidir.
Hakikatte şehir bir yer veya insanlar topluluğundan ibaret değildir. Şehir olmanın gerekleri vardır. Bunlar halkının kanun kabul eder olması gerekir. İlahi bir idarecisinin bulunması, halkının da övülüp beğenilecek bir takım huyları ve adetlerini görülmesi, coğrafyasının halkın ihtiyaçlarını sağlayacağı zaruri şeylerin temininine imkan verecek elverişli tabiatı olmalıdır.
Demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. Ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır. Eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye geçebilir. Halk övülmeyi sever. Onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler. Oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği zannedilir.
Demokrasi, bir eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. Devam edilirse demagoglar türer. Demagoglardan da diktatörler çıkar.
Cumhuriyet yalnızca filozof bir kralla ve çoğunluğun ihtiyaçlarını karşılayacak bilgelikle yönetilebilir.