- Henüz kategori yok.
-
Sivasspor, Ligde Zorlanan Manisa FK'yı Ağırlıyor: Maç …08.11.2025
-
Ünlü Oyuncu Kıvanç Kasabalı'nın Babası Niyazi Kasabalı…08.11.2025
-
6 Kasım 2025 İzmir Su Kesintileri: İZSU'dan Detaylı Aç…08.11.2025
-
Galatasaray, Liderlik Koltuğunu Sağlamlaştırmak İçin K…08.11.2025
-
Fatih Terim, Çekya Milli Takımı İle İlk Görüşmeleri Ge…08.11.2025
-
Adana Semt Pazarında Dehşet: Silahlı Çatışmada İki Mas…08.11.2025
-
Boluspor Teknik Direktörü Arslan'dan Bandırmaspor Maçı…08.11.2025
-
Everton, Gol Sıkıntısını Franculino Dju ile Çözmek İçi…08.11.2025
-
Galatasaray'da Yunus Akgün Fıtık Ameliyatı Oldu: Saha …08.11.2025
-
Bengü'den Çağatay Ulusoy ile Romantik Film Hayali08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Siyaset Felsefesi
Korkmayın. Her şeyden vazgeçerim, laiklikten asla. Lübnan'da din devleti kurmak isteyenlerin önce benim cesedimi çiğnemeleri gerekir. Yetmez; Lübnan Dağları'nda tarih boyunca kimsenin zaptedemediği kalelerimize de saldırmaları gerekir. O zaman ne yapacağımızı bir kez daha tekrarlamama izin verin: Her zaman, her yerde, kanımızın son damlasına kadar savaş...
Demokratik bir uygarlık kendisini yalnızca eleştirel tepki uyandırabilecek bir betimleme dili oluşturabilmesi halinde koruyabilir.
İnsanlar “devrimci oluşlara” yakalanmadan, yani “mücadeleye başlamadan” önce devrimci falan değildirler.
Halkçı olmayan bir milliyetçilik, sadece bir siyasi dolandırıcılık konusudur ve adı “ faşizm ” dir.
Mezhepçiliği, bölgeciliği, Kürtlüğü ve Aleviliği aşamayan hiç kimse solcu, demokrat ve sosyal demokrat olamaz.
Bu yüzden Bunun bir özgürlük mücadelesi olduğuna inanıyorum. Ve bunu bir adalet mücadelesi haline getirmek istiyorum. Adalet sadece suçluyu cezalandırmak için değil. Ama aynı demokrasi ve özgürlük değerlerini dünyanın dört bir yanındaki insanlara getirmek için adalet.
İşçi Partisi demokratik sosyalist bir partidir. Ortak çabamızın gücüyle, tek başımıza başardığımızdan daha fazlasını başardığımıza inanır, böylece her birimiz için gerçek potansiyelimizi gerçekleştirmenin yollarını ve hepimiz için gücün, zenginliğin ve fırsatın içinde olduğu bir topluluk yaratırız. azınlığın değil, çoğunluğun eli.
Ben siyasete İşçi Partisi'ni değiştirmek için gelmedim. Ülkeyi değiştirmek için siyasete girdim.
Ateşli ruhunu başta Rousseau olmak üzere, aydınlanma çağının özgürlükçü felsefesiyle besleyen Mustafa Kemal için, meşru bir yönetim, ancak ulus egemenliğine dayanan bir yönetim olabilirdi. TBMM ulus egemenliğini dile getirildiği bir nokta olarak Mustafa Kemal'in gözünde, en çok saygıya layık, adeta kutsal bir yapı idi.
Biz Atina’lılar, politika ile ilgili kararları uygun tartışmalardan sonra alırız; en kötü olan şey, sonuçları tartışılmadan bir politikanın uygulanmasıdır.
Mantık ve bilgisizlik, her biri bir diğerinin zıddıdır ve insanlığın büyük bir kitlesini etkiler. Bunlardan birisine bir ülkede yeterince genişlikte değer verilmesi ortamı oluşturulursa yönetim mekanizmas�� kolaylıkla işler hale gelir.
Her ülkenin yerleşik halkı, yasalar medeniyeti altında kolaylıkla medenileşebilir fakat henüz medenileşmemiş bir durumda olan ve neredeyse her zaman savaşan yönetimler medeni yaşamın medenileşmemiş kısmı büyük ölçüde devam ettirmek üzere ürettiği bolluğu yoldan çıkarırlar. Böylece yönetimin barbarlığını bir ülkenin iç medeniyetine sokularak medeniyetten ve özellikle de yoksuldan, kendi geçimleri ve rahatları için kullanılması gereken bu kazançların büyük bölümünü alırlar. Ahlak ve felsefenin bütün yansımalarının dışında insanlığın işgücünün dörtte birinden fazlasının her yıl bu barbar sistem tarafından harcandığı hazin bir gerçektir.
Platon der ki: Günün birinde filozoflar kral ya da krallar filozof olursa, insanlık o zaman mutluluğa kavuşur.
Onları [vatandaşları] yabancıların istilasından koruyabilmenin, birbirlerine zarar vermekten engellemenin, kendi sanayilerini ve yeryüzünün meyvelerini güvence altına almanın yolu bütün gücü ve kudreti bir tek insan ya da insanların meclisine vermektir... [Toplumda yaşayan] insanlar birbirlerine ‘ben haklarımdan vazgeçiyorum ve tüm haklarımı bu insana ya da insanların meclisine veriyorum’ demelidirler. Böylece bütün güç ve kudret tek bir insanda toplanır. Bu Devlet ya da Latince Cıvıtas olarak adlandırılır. Bu büyük Leviathan’ın doğması demektir.
İnsanlar, herkesin eşit ve hür olduğu dönemde veya savaş halinde iken korku içinde yaşamakta olduklarından aralarında bir sözleşme yaparak devleti kurdular.
Devletin olmadığı bir yerde sanayiye yer yoktur; çünkü sanayiden elde edilecek faydalar belirsizdir; netice olarak yeryüzünde bir kültür mevcut olmayacaktır; deniz ve hava taşımacılığı olmayacaktır; ithal malların kullanımı söz konusu olmayacaktır; yasalar olmayacaktır; mektuplar gönderilemeyecektir; toplum olmayacaktır; hepsinden kötüsü kuşku olacaktır; şiddet ve ölüm korkusu mevcut olacaktır. Devlet olmadan insanın yaşamı, yalnız, fakir, mutsuz ve kısadır.
[Devletin olmadığı bir yerde] ... bir mülkiyet söz konusu olmayacaktır, benim-senin ayrımı olamayacaktır; sadece gücü olan insan istediğini alabilecektir.