Senaryoyu okuyorum, rolün içine giriyorum. Gözümün önünde o anı tam olarak canlandırıyorum, "Nasıl yapabilirim?" diye düşünüyorum.
- Henüz kategori yok.
-
Girona Küme Düşme Hattından Çıkış Arayışında: Alavés M…08.11.2025
-
Adanalı Genç İş İnsanı Mehmet Hanifi Kalo Hayatını Kay…08.11.2025
-
Irmak Ünal'dan Kanserle Mücadele Sürecine Dair Samimi …08.11.2025
-
Schalke ve Elversberg Zirve Yarışında: Gençler Sahne A…08.11.2025
-
Premier Lig'de Büyük Heyecan: Tottenham - Manchester U…08.11.2025
-
Şanlıurfaspor'dan PFDK Kararına Sert Tepki: İtiraz Red…08.11.2025
-
Gaziantep'te Umre Yolcusunu Karşılamaya Giden Aile Tra…08.11.2025
-
Premier Lig'in Zirve Yarışında Tottenham-Manchester Un…08.11.2025
-
Hull City, Portsmouth Karşısında Evinde Galibiyet Arıy…08.11.2025
-
Sakaryaspor - Serikspor Karşılaşması Öncesi Son Durum …08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Oyunculuk
Herkes şöhret olmak istiyor. Bana da arkadaşlarım vasıtasıyla birileri ulaşıyor. Onlara ilk şunu soruyorum: 'Şöhret mi olmak istiyorsun, oyuncu mu?' Oyuncu olmak istiyorsan bu çok zorlu bir süreç. Oyuncu dediğin adam 55 yaşından sonra olmaya başlıyor.
Ben ‘niye’ diye sorardım. Niye her şeye sahipken ve geleceği görecek kadar zekiyken kaderin değişmesine izin verdin?
Oyuncu olarak işini en iyi şekilde temsil etmek ve o işin içinde huzurlu olabilmektir esas olan. Oyuncunun bir adım sonrasıyla ilgili hissi yoktur.
Oyunculuk “Ben insanım” diyen herkese kapıları açık olan bir meslek, insanın içinden çıkan... Ama oyunculuk müessesesini sadece televizyon ürünleri üzerinden tanımlamaya karşıyım. Bu, bir yolculuk. Başlarsınız, kendinizi geliştirirsiniz, meslekle ilgili bir şeyleri dert edinirsiniz ve böylece bir yere gelirsiniz.
Seyirciyle kurulan ilişkide önemli olan sizin canlandırdığınız şeyin izlenebilirliği, bu açıdan kışkırtıcı, cezbedici olmasıdır. Bunu sempatiyle, sevgiyle ya da aksi şeylerle de yapabilmek mümkün. Çünkü bizim yaptığımız işin böyle bir gücü de var.
Ben oyunculuğu tek bir kavram olarak algılıyorum. Dizi oyunculuğu, sinema oyunculuğu gibi ayrımlarım yok, oyunculuk tek bir olgudur, yaptığınız yere göre teknik olarak değişimler gösterir. Bunun dışında bu işin enerjisini oluşturan çekirdeği, tek bir şeydir. Mevzu oyunculuğu tercih etmektir. İnsanların karşısında bir mesuliyetle çıkıyorsanız, bunu layıkıyla yapmak gerekir. Oyunculuğu nerede yaptığımız çok da önemli değil. Önemli olan bu sorumluluğun altından kalkabilmek...
Kendi geçmişime baktığım zaman, kalabalıklara hitap edemeyen, bir metni yüksek sesle başkalarına okumaktan çekinen bir yapım vardı. Tezat oluşturan şey, benim kalabalıkların karşısına çıkmam ya da bir sandalyenin üzerine çıkıp bir şeyler yapıp insanların ilgisini çekebilmem. En klişesinden bir durum. Bunun içinde insanın fark edilmekle ilgili bir şeyi açık ediyor kendini. Kendim yapamayacağım şeyleri oyuncu olarak yapıyorum.
Oyuncu olarak, rol gereği de olsa, normalde yapamayacağınız birçok şeyi yapabilirsiniz. Başka hangi meslek bu imkanı sunuyor?
Rol seçimi doğru mekanda, doğru zamanda, doğru insanın yanında bulunmaktan tutun da sizin performansınıza, niteliklerinize kadar her şeye bağlı. İstisnalar vardır ama kimse gelip "Sana sekiz tane rol veriyoruz, hangisini seçersen biz onu yapacağız" demiyor. Biraz pişmek, açıkçası biraz acı çekmek gerekiyor.
Her bir oyunda gözeneklerinizden adrenalin fışkırıyor. Başka ne yapar ki böyle bir şeyi insana? Bungy jumping mi ya da paraglading mi? Tiyatronun kendine böyle bir bağlayıcılığı var. Canlı olması nefis bir şey, her akşam bir sınav. Hadi bakalım, birisi bana bunun yerine bir şey önersin!
Oyunculuğa başladığım günden beri hiç ara vermeden yaptığım bir şey tiyatro. Onun yanı sıra dizilerde oynuyorum. Bu ikisi birbirine engel değil.
Kamera önünde olmak ve stüdyoda seslendirme yapmak çok kıyaslanacak şeyler değil bence. Ben ikisini de severek yapıyorum. Çok sevdiğim için de karşılaştığım şeyleri zorluk olarak addetmiyorum. Yani şanslıyım diyebilirim. Bu yüzden de kamera önünde olmak ayrı stüdyoda seslendirme yapmak ayrı haz veriyor bana.
Derdi olan rolleri seviyorum. Derttir rolleri izlenir kılan. O karakterin ne kadar çatalı, ne kadar derdi varsa o kadar eğlenceli oluyor o rolle uğraşmak.
Âşık olur evlenirsiniz; bir şeyler yolunda gitmez, anlaşamaz, uzaklaşır ve ayrılırsınız veya çok sevdiğiniz birçok şeyden sıkılabilirsiniz ama oyunculuktan asla.
Oyuncular, seyircilerin hayal edebileceklerini ve yapabileceklerini aşma yeteneklerinden dolayı bir merak duygusu uyandırmalıdır.
Yaratıcılık, özellikle oyunculuk söz konusu olduğunda, sınırsız samimiyet, ancak disiplinlidir.
Dizimizi takip edenler, bana yolda bile Komiser Orhan diye hitap ediyorlar. Bizi dizideki karakterimizle benimsemiş durumdalar.