Ölüm

Belki de insanlık sorunun temeli, ölüm gerçeğini inkar edebilmek için yaşamlarımızın tüm güzelliğini feda etmemiz, kendimizi totemlerin, tabuların, haçların, kanlı adakların, kiliselerin, camilerin, ırkların, orduların, bayrakların, ulusların içine hapsetmemeizdir. Oysa elimizdeki tek gerçek, ölümün kendisidir.

Çoğu insan ölüme hazır değildir, ne kendi ölümlerine ne de başkalarınınkine. Şoka girerler, ödleri patlar, beklenmedik bir sürprizdir ölüm onlar için. Olmamalı oysa. Ben ölümü sol cebimde taşırım. Bazen cebimden çıkarıp onunla konuşurum: "Selam yavrum, nasılsın? Ne zaman geleceksin beni almaya? Hazırım."

Ameliyatımı icra ettim, hiçbir ağrı duymadım. Kan aktıkça biraz sızlıyor. Kanım akarken baldızım aşağıya indi. Yazı yazıyorum kapıyı kapadım, diyerek geri savdım. Bereket versin içeri girmedi. Bundan daha tatlı bir ölüm tasavvur edemiyorum. Kan aksın diye hiddetle kolumu kaldırdım. Baygınlık gelmeye başladı.

Liste
Yükleniyor…