Karakter Analizi

Türklerden bahsediyorum... Düşmanına saldırırken amansız bir kasırgaya, korkunç bir denize ve insafsız bir yıldırıma benzeyen Türk; dost yanında ve silahsız düşman karşısında bir seher yelidir, berrak bir göldür. Gönül açan bu yeli yıldırma, göz kamaştıran bu gölü coşkun bir denize çevirmek, tabiatı da inciten bir gaflet olur.

Raflarında kapağı açılmadan yepyeni kitapların durduğu kütüphaneye kaydı gözleri. Salonun bir köşesini kütüphane yaptırmıştı. Kitap okumaya değil, "biriktirmeye" karşı bir hevesi vardı. Belki de bu isteği entelektüel görünmek istemesinden kaynaklanıyordu. Ama polisiye ve casusluk türünde okumadığı kitap yok gibiydi. Dün gece uyuyabilmek için birini daha bitirmişti. "Cengiz'e söyleyeyim de, yeni çıkanlardan birkaç tane daha alsın bana" diye geçirdi kafasından. Yıllarca annesini ağırlayan yaylan çıkmış koltuğa şimdi sürekli kendisi oturuyordu. Alışkanlık olmuştu ve alışkanlıklarından kolay vazgeçen biri değildi.

Gerçek hayatta kimse Behzat Ç. gibi bir polisle karşılaşmak istemez. Alkollü, gelip senle "lanlı lunlu" konuşuyor. Ama TV'de görünce, bir de kötülere karşı bir mücadele ediyorsa seviyorsun. Galiba biraz da şöyle bir tarafı var işin. Eskiden Hulusi Kentmen'in canlandırdığı babacan polis tipi vardı. Bunun gerçek hayatta bir karşılığı yoktu. Ama Behzat Ç.'nin gerçek hayatta bir karşılığı var. Hayatta bu tür polisleri gördüğümüz için insanlara inandırıcı geliyor.

Liste
Yükleniyor…